"Üretim, başlı başına bir iştir. Üretim sektöründe çalışan bir mühendis iletimden ya da dağıtımdan anlamaz. Teknolojisi, makineleri, kullandığı kitaplar, problemler farklı farklıdır. Aynı şey iletim için de geçerlidir. Birbirinin söylediklerini anlamazlar. Eski sistemde, EÜAŞ'dan iletim ve dağıtım kısmına para akıyordu. Sistem bir bütün olduğu için çapraz sübvansiyon dediğimiz şekilde bir para akışı vardı ve bunun ciddi bir kontrolü de yoktu. Ne kadar para aktığının, gerçekten gerekli olup olmadığının, hangisinin zarar edip hangisinin kar ettiğinin, birinin karını diğerinin yutup yutmadığının, var olan personel sayısının ihtiyacın üzerinde olup olmadığının denetimi yoktu. Bütün bunların altında devletin darboğaz içine girmesi yatıyor. Darboğaz olmasaydı, serbestleştirme de, dikey ayrıştırma da olmazdı." Özelleştirme için iki sebep gerektiğini ifade eden Sevaioğlu, fiyatların yüksek olması ve devletin yatırım yapamaması sebeplerinin ikisinin de Türkiye'de var olduğunu söyledi. Eski yapıda özel sektörün bu işe giremediğini ve üretim, iletim ve dağıtım ayrılmadığı sürece, özel sektörün koskoca bir TEK'le rekabet edebilmesinin mümkün olmadığını bildiren Sevaioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Düzenleyici reformun uygulayıcısı EPDK'nın prensip olarak üç amacı var: Birincisi 4628 sayılı Kanunun sağlıklı bir şekilde ülkeye uygulanabilmesi için gerekli olan ikincil mevzuatın hazırlanması, 4628 sayılı kanun bir satır halinde birçok önemli konuyu geçiyor. Buna rağmen detayda inanılmaz sorunlar var. Bu sorunların çözümü için biz yönetmelikler ve tebliğler çıkarıyoruz. Bunlar ortaya konulmadığı sürece piyasanın işlemesi mümkün değil. İkinci amacı, piyasanın izlenmesi. Tıpkı bir futbol hakemi gibi, rakibine tekme atan olursa sarı, devam eden olursa kırmızı kart (lisans iptaline kadar giden) vermek. Üçüncüsü de lisans vermek. Bu arada şu ana kadar sektörü yönlendiren, detaylı, çok önemli iki ana yönetmeliğimiz var: Lisans yönetmeliği ve Tarife Yönetmeliği. .. Arkasından serbest tüketici yönetmeliği geliyor. Elektrik sektörü artık devlet dışında kuruluşlara açılıyor. Parası, deneyimi ve uzmanlığı olan her tüzel kişi sektörde ticari faaliyet gösterebilecek. Sektöre girmek için de lisans alınması gerekiyor. Bu şirketin bu işi yapıp yapamayacağını, geçmişinin buna uygun olup olmadığını, personel statüsünü, amaçlarını, sermaye yapısını inceleyerek lisans veriyoruz. Üretim, dağıtım, iletim, toptan ve perakende olmak üzere. Sürdürülen faaliyetler için ayrı lisanslar mevcut. İletim ise sadece devlet kuruluşu olmak durumunda. GÜNCEL/ AGENDA satılıyor. Buna FU (Fiyat Ulusal) diyoruz. Her şirket buradan hakkını alıyor, masraflarını çıkarıyor. Bir dağıtım şirketinin masrafları bellidir. İşletme hakkı devir bedeli, yatırımlar amortismanı, işletme masrafları, vergiler, fonlar, kayıp kaçak ve makul temettü. Bunlar çıktıktan sonra dağıtım şirketi ger i kalan parayı TEAŞ'a iade ediyor. 1 Kayseri Elektrik gibi başarılı şirketlerde bu masraflar çok düşük. Dolayısıyla şirketin devlete yani TEAŞ'a iade ettiği elektrik alım bedeli yüksek. öte yandan, Güneydoğu gibi bölgelerde masraflar yüksek, elektr i k alım fiyatı düşük. Liberal bir modelde TEAŞ yok, EÜAŞ var. Ve EÜAŞ' ın rakipleri olan elektrik üreten ticari firmalar var. Düşünebiliyor musunuz; bir dağıtım firması gelecek, elektrik alacak, masrafı çıktıktan sonra elini uzatacak bu firmaya? O firma buna kapıyı gösterir, başka bir şey yapmaz. Bu şunu gösteriyor. Liberal modelde ulusal tarife yürümüyor. Ulusal tarife devletçi modelde yürüyor. Size çeşme suyu gibi parasız elektrik veren bir şirket bulabilirseniz ulusal tarife çalışıyor. Ulusal tarifenin temel prensibinde, randımanlı çalışan ve TEAŞ'a bol miktarda toptan elektrik parası ödüyor, diğer bir şirket zarar ediyor ve dolayısıyla TEAŞ bu para akışını, çapraz sübvansiyonu sağlayan bir havuz görevi görüyor. Ulusal tarifede sübvansiyon yok zannediliyor ama sübvansiyon var. 2001 'den sonra 4628'Ie ortaya konulan yeni modelde üretim şirketleri ayrıştırılmıştır. EÜAŞ kamu adına elektrik üretin birşirket, rakipleri de var, en azından bundan sonra olacak. Hatta bir süre sonra EÜAŞ'ın da özelleştirilerek, sektörde rekabete dayalı özel hukukla işleyen şirketler haline dönüştürülmesi öngörülüyor. Buna göre bu şirketler birbirinin rakibi ve tamamen ticaret esasına göre çalışan şirketler. Böyle olması da çok normal. EÜAŞ ve rakipleri gerçek maliyetle firmalara, serbest tüketicilere elektrik satacaklar. Bu durumda yeni adıyla TEİAŞ (Türkiye Elektrik iletim A.Ş.) bu aradaki ilişkiyi sağlayan taşımacılıktan ibaret bir hizmet sunacak. Bu hizmetin sonucunda da elektriği üretmeyecek, tüketmeyecek, almayacak ve satmayacak. Yeni yapı bu. Bu yapıda TEİAŞ sadece taşımacılık hizmeti yürüten ve taşıdığı her kWh için belli bir para alan şirket durumunda. Birçok kişinin zannettiği gibi TEİAŞ'ın maddi gelirleri onun faaliyetini sürdürmesine yetmeyecek gibi bir korkuya gerek yok. Çünkü bunun hesaplanması, saptanması, denetlenmesi EPDK olarak bize ait. Yeni yapıda kamu tarafından yürütülen dağıtım ve iletim hizmetler i nin bir süre sonra özel sektöre devri öngörülüyor. Her ikisinde de düzenleme var. Düzenlemeden kastımız şu, taşıdığı her kWh için EPDK'nı n saptadığı birim hizmet taşıma bedellerini alabilecek. Şirket karı da buna dahil. öte yandan üretim ve perakende hizmetlerinde rekabet var." Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Önder Piyade, konuşmasında Türkiye'de kamu enerji üretimini dağılımı ve yapısı, üretimde yaşanan problemler, arz talep dengesi projeksiyonu konularına yer verdi. Elektrik Üretim A.Ş olarak belirli maliyet düşüşlerini sağladıklarını, ama önemli olanın bunların sürdürülebilir olması ve arz güvenliğini tehlikeye sokmadan yapılması olduğunu ifade eden Piyade, Türkiye'nin en önemli korkusunun arz güvenliği olduğunu söyledi. Tarife şu, elektrik sektörü yeni yapılanmadan sonra (TEAŞ dönemi), dağıtım şirketleri TEAŞ'dan elektrik alıyorlar. Bütün Türkiye'de aynı fiyatla elektrik Öııder Piyllde "Şu anda EÜAŞ'nin elinde 21 bin MW, üretebileceği yaklaşık 80 milyon kWh, üretime sunduğu 50 milyar kWh kurulu gücü bulunuyor. Arada bir fazlalığımız var. Bu fazlalık daha önceki alım garantilerinden kaynaklanıyor. Niye tüketiciler için bu fiyatları düşüremedik? Şu ana kadar Hazine bizden 200 trilyon TL istemişti. Geçtiğimiz Ağustos ayına kadar Hazine'ye aktarmış olduğumuz miktar 740 trilyon TL. TEDAŞ'ın yap-işlet-devret, işletme haklarından kalan kısmını EÜAŞ olarak üretiyoruz. Rekabetten ENERJi & KOJENERASYON OÜNYASI 47
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=