Enerji ve Çevre Dünyası 23. Sayı (Ocak-Şubat 2004) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

28 GÜNCEL /AGENDA söz etmek mümkün olmayacaktır. Doğal gaz piyasasının Kanun'da öngörüldüğü gibi serbestleşebilmesi, doğal gaz alım sözleşmelerinin BOTAŞ tarafından ivedilikle özel sektöre devredilmesi ile mümkündür. Doğal gaz piyasasında, öngörülen sistemin çalışabilmesi için olmazsa olmaz koşul, tedarikçi sayısının artırılmasıdır. Tüketiciler, tedarikçilerini serbestçe seçme imkanına ancak bu şekilde sahip olacaklar ve piyasada rekabetçi bir yapı oluşacaktır." Konuşmasında Petrol Piyasası Yasası'na da değinen YusufGünay, Kurum olarak, petrol piyasasına ilişkin, ikincil düzenleme hazırlıklarına devam ettiklerini ve ilk taslakların Mart ayının ilk haftasında piyasa taraflarının görüşüne açılacağını bildirdi. Hazırlanan takvime göre ikincil mevzuatların son haline getirilerek Haziran ayı içinde yürürlüğe konulmasının planlandığını açıklayan Günay, "piyasa tarafları ile teknik istişare yapısının kurulması çalışmaları da sürdürüyoruz. Önümüzdeki günlerde üç konu ile başlatılacak bu çalışmaların kapsamını zaman içinde genişletilerek sürdürmeyi hedefliyoruz" dedi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ise, konuşmasında daha çok Türkiye'nin enerji potansiyeli ve projeleri konularına yer verdi. Bakan Coşkun, sanayi için enerjinin önemini vurguladığı konuşmasında görüşlerini şöyle aktardı: Dünyanın hızlı bir değişik sürecinin içinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Küreselleşme süreci olarak adlandırılan bu süreçte hedefimiz rekabet gücü yüksek olmaktır. Bu hedefe ancak teknoloji ve sanayileşme ile ulaşmak mümkün görülmektedir. Teknoloji ve sanayileşme söz konusu olunca, enerji ihtiyacı daha da anlamlı hale gelmektedir. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçim sonrası, hemen hemen her alanda yeni bir atılım dönemi başladığını, her platformda söylemekteyiz. Bütün ekonomik göstergelerde bizim haklılığımızı ortaya koymaktadır. Enflasyon düşmekte, faizler inmekte, döviz kurunda rekabet açık serbest piyasa kuralları uygulandığı için ekonomik kendi denge ve dinamiklerini oluşturmakta, dolayısıyla beklenen spekülatif hareketlere de imkan verilmemektedir. Bütün bunlara rağmen, kalkınma yüzde 5'in üzerinde gerçekleşmektedir. Böylece Türk ekonomisinin dar boğazlardan kurtulduğunu, düzlüğe çıktığını söyleyebiliriz. Şimdi hedef; istikrar içinde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmaktır. Böylece ekonomimiz sağlıklı bir yapıya kavuşacaktır. Ülkenin gayrı safi milli hasılasındaki artışa paralel olarak, enerji tüketiminin de arttığını görüyoruz. Hedefimiz olan kişi başı milli gelirin 3 bin dolardan gelişmiş ülkelerdeki seviyelere, 15-20, hatta 30 bin dolara çıkabilmemiz için enerji tüketimimizi de bu oranların kat kat üstünde artırmamız gerekecektir. Ülkemiz enerji tüketiminin sektöre! dağılımına baktığımızda sanayi sektörünün yüzde 40'Iarla birinci sırada yer aldığını, konut ve hizmet sektörünün yüzde 30'Iarla ikinci sıraya yerleştiğini, ulaştırma ENERJi & KOJENERASYON DÜNYASI sektörünün yüzde 25'Ierle üçüncü sırada yer aldığını görüyoruz. Enerji kaynakları itibariyle de 2002 yılı sonu rakamlarına göre yüzde 39,3 petrol, yüzde 20,6 ile doğal gaz, 13,5 ile linyit sıralanmaktadır. Bu tablo enerji bakımından ithalatçı konumunda olduğumuzu göstermektedir. Sanayi enerjisiz olamaz. Katma değerve milli hasılanın artması için Türkiye enerji bakımından fevkalade duyarlıdır. Sanayicilerimizin en çok şikayet ettikleri konuların başında enerji maliyetlerinin, rakip ülkelerden 2-3 kat daha pahalı olduğu gelmektedir. Bu gerçeği kabul etmemek mümkün değildir. Bugün küreselleşme sürecinde temel olgu rekabet olduğuna göre, bu rekabet seviyesini tutturabilmek için, sanayicinin girdi maliyetini mutlak surette indirmemiz gerekmektedir. İhracattaki büyük gelişme karşısında, ihracatçının sorunları, maliyet bakımından enerji, SSK primleri ve vergi olarak sıralanmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. M. Hilmi Güler, "küresel enerji dengeleri, ülkemiz ve bölgemiz için önemli bir konu" diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Birincil enerji tüketim rakamlarına baktığımızda, 5,1 milyartonluk bir kömür, 3,1 milyartonluk petrol, 2,4 trilyon metre küplük bir gaz kullanımını görüyoruz. Dünya tüketiminin yüzde 85'ini bu üç büyük fosil kaynaklı yakıtlar oluşturuyor. Ticaretin de yüzde 90'ını oluşturuyor. Bu bakımdan bu 3 fosil yakıt önemini büyük ölçüde koruyor. Gelecek 20 yılda dünyanın enerji tüketiminin yüzde 50 artacağını düşünürsek, enerji konusunun yine uluslararası konularda, güç dengesi konularında öneminin giderek artacağını görüyoruz. Bu bölgenin ağırlıklı olarakgündemdeolacağı ortaya çıkıyor. Bölgemize geldiğimiz zaman, dünya petrol rezervinin yüzde 68'i bu bölgede oluyor. OPEC ülkelerinin ağırlıklı olarak bulunduğu bu bölgede, ihracatının yarısının Körfez ülkeleri tarafından olduğunu görüyoruz. 2023 yılında da bu oran yüzde 75 olacak. Siyasi ve yönetim kargaşasının yaşandığı bu bölgenin bir an önce huzura kavuşmasını arzu ediyoruz. Çünkü burada enerji konusu yönetilmesi zor bir sektörolarak ortaya çıkıyor. Buradaki sorunlar, hem ülkemizi, hem bölgemizi, hem de dünya barışını yakından ilgilendiriyor. En basitinden, Kerkük-Yumurtalık boru hattını kontrol etmekte zorlanıyoruz. öte yandan, olaya bir bütün halinde baktığımız zaman, bu bölgenin bilhassa batının ihtiyacı olan enerji kaynağı petrol ve doğal gaz açısından son derece önemli. Bizim BTC projemiz başta olmak üzere Şahdeniz projesi büyük önem kazanıyor. Bu projeler artık geriye dönülmesi imkansız bir noktaya gelmiştir ve zamanında bitecektir. Zengin Hazar bölgesi hidrokarbonları, BTC ve BTE projeleriyle ülkemize ve batıya gidecek. Bir ring Yunanistan üzerinden, bir ring de Bulgaristan, Romanya, Macaristan üzerinden Avrupa'ya gidecek. Böylece Avrupa Birliği'nin enerji çeşitliliği konusundaki ihtiyaçları büyük ölçüde ülkemizden karşılanacak. Bu projelerin büyük bir boru hattıyla AB'nin ihtiyacı olan doğal gaz, mevcut networkümüze ilaveten ülkemizden direk olarak taşınacaktır. Türkiye'nin şu anda 5 bin kilometre çelik boru hattı var. Buna bir buçuk yılda 4 bin kilometre çelik hat daha ilave edeceğiz. 60 il'e daha doğal gaz gidecek. EPDK'nın da çalışmaları sonucunda şehir

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=