Enerji ve Çevre Dünyası 24. Sayı (Mart 2004) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

marketlerine ekonomik ve güvenli bir şekilde nasıl taşınacağı soruları aydınlığa kavuşmakta. Gönülalan, Jeofizik Mühendisleri Odası olarak Hazar bölgesi hidrokarbonlarının Türkiye üzerinden batıya ulaştırılması çabasına destek verdiklerini belirtti ve "Karadeniz bölgesinin hidrokarbon potansiyelinin ilgili ülkeler veya konsorsiyumlar tarafından jeolojik, jeofizik ve sondaj çalışmaları ile yoğun bir biçimde aranmasının da son derece önemli olduğuna inanıyoruz" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. M. Hilmi Güler, "Hazar Denizi ve Karadeniz petrol ve doğal gaz konferansı, giderek geleneksel/eşen bir durum arz ediyor. Hem ülkemizin, hem bölgemizin, hem dünyanın böyle bir toplantıda çok olumlu sonuçlar elde ederek, hem ekonomiye, hem ortak kültür ve dünya barışına katkıları olacağını düşünüyorum" sözleriyle başladığı konuşmasında, Türkiye'nin Hazar, Ortadoğu ve Karadeniz bölgesi hidrokarbonları konusundaki politikalarıyla ilgili bilgi verdi. Güler, gelecekte bu bölgedeki su varlığının da petrol kadar önem taşıyacağını, özellikle hidrojen enerjisi aracılığıyla bu bölgenin önemini sürdüreceğini söyledi ve enerji networkünün de yine Anadolu üzerinden batıya ulaşacağını belirtti. Türkiye'nin Hazar bölgesinde hem yatırımcı, hem taşıyıcı, hem de ticari ortak olarak öneminin giderek artmakta olduğunu söyleyen Güler, Hazar bölgesindeki enerji stratejisini üç başlıkta topladıklarını kaydetti: "Yatırımcı olmak; bölgenin petrol ve gaz sektörüne daha fazla rol oynamak. Burada TPAO ve BOTAŞ gibi iki uluslararası kuruluşumuza büyük roller düşmekte ve bunu başarıyala sürdürmekte. Bölge ülkeleriyle ekonomik işbirliğini güçlendirmek. Bu bizim ikinci stratejik amacımız. Üçüncüsü de zengin petrol ve gaz kaynaklarının, Türkiye üzerinden batı pazarlarına güvenli bir şekilde taşınmasını sağlamak. Burada koridor ve köprü vazifesi görmek. " Hazar petrollerinin taşınmasında doğal ve tarihi değerleriyle tüm insanlığa miras olan İstanbul ve Çanakkale boğazlarının doğal bir boru hattı görevi görmesini tartışmaya açmak istediklerini belirten Güler "Buradaki herhangi bir tanker kazasının sadece kültür ve medeniyet şehri olan İstanbul için değil, aynı zamanda ekonomik açıdan tarafları da ilgilendirdiğini düşünüyoruz. Buradaki bir kazanın geçişi tehlikeye sokacağını düşünüyoruz. O nedenle by-pass GÜNCEL/ AGENDA projelerini de artık tartışmak zamanı geldi. Bunları da göz önüne almamız gerekiyor. Bu bakımdan Türkiye'nin - yatırımcılar için de söylüyorum- önemli avantajları, önemli stratejik üstünlükleri var. Bunu da bundan sonra gündeme alalım istiyoruz" diye konuştu. Güler konuşmasının sonunda özelleştirme konusuna değindi. "Enerji sektöründe önemli adımlar atıyoruz. Serbestleşmeyi ve rekabetçi bir piyasanın ortaya çıkmasını arzu ediyoruz. Özelleştirme bizim ana gündem maddemiz. Bu bakımdan hukuki alt yapıdaki eksikleri ve aksaklıkları düzeltmek üzere ciddi çalışmalara başladık. Yakın bir gelecekte ülkemiz yabancı yatırımcılar için bir yatırım cenneti olacak. Başta enerji sektörü olmak üzere değerli yatırımcıları Türkiye'ye davet etmek istiyorum. Ülkemiz sadece bölgenin ekonomik açıdan değil, aynı zamanda huzuru ve barışı açısından da istikrar adası olarak görevini yapmak istiyor. Bu noktada Türkiye aktif dış politikasını enerji diplomasisiyle destekleyerek üzerine düşen görevi yerine getirmek istiyor. Yakın bir gelecekte bölge hem ekonomik açıdan kalkınır, daha iyi bir noktaya gelir, hem gelir dengesizliklerinden kaynaklanan problemleri çözer. Böylece dünya barışı noktasından da önemli roller üstlenir". Azerbaycan Enerji Bakanı Prof. Dr. Medjid Kerimov, Azerbaycan'ın petrol ve doğal gaz çalışmaları konusunda bilgi verdi. Bağımsızlığına kavuştuktan sonra uluslararası petrol şirketleriyle ortaklıklar yapan Azerbaycan, ABD, İngiltere, Japonya, Rusya, Norveç, Türkiye, Fransa, İtalya, İran gibi ülkeleri temsil eden 33 şirketle (BP, Statoil, Lukoil, TPAO, ExxonMobil, Hitachi ve diğerleriyle) 22 sözleşme imzalamış. Bu sözleşmeler kapsamında sermayenin hacmi 60 milyar dolara yakın değerlendirilmekte. Yapılan sondajlar sonucunda yaklaşık 4-6 milyar petrol, 4-5 trilyon metreküp doğal gaz bulunduğu tahmin edilmekte. Azeri-Çırak-Güneşli sahasından çıkarılabilir petrol miktarı 900 milyon tona yakın, Şahdeniz yatağından çıkarılabilir doğal gazın 1 trilyon metreküp olduğu tahmin edilmekte. Azerbaycan'ın petrol yataklarının keşfine ve işlenmesine talip olan yabancı sermayedarlar, petrol sahalarının geliştirilmesine ve keşfine takriben 8 milyar dolar sermaye koydular. Azeri-Çırak-Güneşli yatakları işlenmesinin iki petrol anlaşması çerçevesinde 1997 yılından bugüne kadar 30 milyon ton varil petrol, 6 milyar metreküp gaz üretildi. ENERJi & KOJENERASYON OÜNYASI 31

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=