Enerji ve Çevre Dünyası 24. Sayı (Mart 2004) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

anlaşmada Türkiye'nin 2005 yılı Temmuz ayından itibaren elektrik piyasasında tekellerin kaldırılması ve serbest rekabet ortamının oluşturulması ile birlikte Güney Doğu Avrupa ülkeleri ile ortak bir pazarın oluşturulması konusunda anlaşmaya varıldı. Bu da şu demek. Türkiye'nin tek başına bir arz güvenliği durumu olmayacak. Türkiye'yi Güneydoğu Avrupa ülkeleri ile birlikte tek bir pazar olarak düşünmek lazım. " Doğal gaz faaliyetleri konusunda Günay'ın verdiği bilgiler şöyle: "Piyasa oluşumuna yönelik en önemli faaliyetlerimizin başında şehir içi doğal gaz dağıtım ihalelerimiz geliyor. Bugüne kadar son Aksaray ihalesi dahil 17 ilimizde doğal gaz dağıtım ihalesini gerçekleştirdik. Doğal gaz dağıtım ihaleleri sonucunda şunun çok net bir şekilde ortaya çıktığını gördük. Mevcut büyükşehir belediyelerimizin şirketleri tarafından yürütülen doğal gaz dağıtım faaliyetiyle ihale sonucunda doğal gaz dağıtım faaliyeti yapma hakkı elde eden şirketler arasındaki birim hizmet ve amortisman bedeli fiyat farkı açısından tüketici lehine % 13- 20 civarında bir fark oluştu. Bildiğiniz gibi başta bu konuda bazı kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri tarafından fiyatların çok düşük olduğu hizmetin sağlıklı yapılamayacağı noktasında eleştiriler yapıldı. Ancak geldiğimiz nokta itibariyle İstanbul ve Ankara'da gördüğümüz gibi belediye doğal gaz dağıtım şirketleri 1 m3 doğal gaz dağıtımı karşılığında elde ettikleri birim hizmet ve amortisman bedelini 65 bin liradan 55 bin liranın altına çekmek durumda kaldılar. Demek ki rakamlar bizim ihalelerimiz sonucunda daha aşağıya çekilebiliyormuş. Şu an Türkiye'de gerçekten yeni bir ekonomik faaliyet alanı doğmuş oldu. 17 ilimizde yaklaşık 300 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirilecek. Bunu bütün aktiviteleri ile birlikte değerlendirirsek Türkiye'de gerçekten yeni bir iş imkanı doğdu. Bu konuda Kurumumuza, Anado/u'daki bütün şehirlerimizden ihale yapılması konusunda çok yoğun bir başvuru var. Doğal gaz kullanımı konusunda kamuoyunda ciddi bir bilinç oluşmuş durumda. Doğal gaz gerçekten alternatif yakıtlara göre daha ucuz ve çevre dostu bir yakıt. Bu nokta itibariyle biz de Kurum olarak 4 yıl içerisinde BOTAŞ'ın iletim hatlarını yaptığı bütün şehirlerimize mümkün olduğunca doğal gaz götürmek, doğal gaz dağıtım ihalelerini yapmak istiyoruz. " GÜNCEL/AGENDA Yusuf Günay, konuşması sırasında 2003'ün son günlerinde yürürlüğe giren Petrol Piyasası Kanunu ile ilgili değerlendirmede de bulundu. Petrol piyasasının, elektrik ve doğal gaz piyasalarına göre daha ileri bir piyasa olmakla birlikte onun da pek çok çözülmesi gereken sorunları olduğunu belirten Günay, Petrol Piyasası Kanunu çerçevesinde, ikincil düzenleme çalışmalarını elektrik ve doğal gazda olduğu gibi tamamen sektörün aktörleri ile birlikte interaktif bir şekilde yapmayı planladıklarını söyledi. 16 Haziran 2004 tarihi itibariyle Petrol Piyasasına ilişkin ikincil düzenlemeleri tamamlayıp Resmi Gazete'de yayımlamış olacaklarını bildiren Günay "bu tarihten itibaren petrol piyasasında faaliyette bulunacak bütün şirketlerin lisans taleplerini almaya başlayacağız. Halen faaliyette bulunmakta olan şirketlerin lisanslama çalışmaları ise 20 Aralık 2004 tarihinden itibaren başlamış olacak. 1 Ocak 2005 tarihi, petrol piyasasında artık bütün kurum ve kurallarıyla serbest piyasanın işleyeceği dönemin başlangıcı olacak" dedi. "2004 yılı öyle ümit ediyoruz ki elektrikte özelleştirmelerin yoğun olarak yaşandığı bir yıl olacak. Bu konuda ilgili bütün kurumlar arasında mutabakat sağlandı. Özellikle dağıtım özelleştirmeleri 2004 yılında süratle gerçekleştirilecek" diyen Günay, dağıtımı müteakiben üretim özelleştirmelerinin geleceğini ve bunların da serbest piyasa oluşumu için olmazsa olmaz unsurlardan biri olduğunu kaydetti. EPDK Elektrik Piyasası Grup Başkanı Çetin Kayabaş, toplantı sırasında elektrik piyasasına yönelik düzenlemelerle ilgili bilgi verdi. Konuşmasında Mali Uzlaştırma konusuna da değinen Kayabaş, "tedarik edilen elektrik enerjisi miktarı ile tüketilen miktar arasında fark olduğunda, elektrik piyasasında faaliyet gösteren diğer tedarikçilerin yapmış oldukları anlaşma miktarları da etkileniyor ve maliyetler değişiyor. Bu nedenle, bir ikili anlaşma ile tedarik edilen enerjinin, aynı zaman dilimi içerisinde tedarik edilip tüketildiği hususunda bir mutabakatın sağlanması gerekiyor. İşte bu mutabakatın yapılmasına ve saptanan fark/ılıklardan dolayı oluşan maliyetlerin belirlenmesine Mali Uzlaştırma adı veriliyor" dedi. Çetin Kayabaş'ın verdiği bilgilere göre Mali Uzlaştırma her şeyden önce ikili anlaşmalara dayanan bir piyasanın ENERJi & KOJENERASYON DÜNYASI 35

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=