54 GÜNCEL/ AGENDA güvenliği, ekonomik büyüme ve çevre olarak ifade eden Güler, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Enerji güvenliği: Geçen yıl dünyada enerji kaynaklarında enerji tedariğinde herhangi bir kesinti olduğunda neler yaşanabileceğini gördük. 2003 yılında petrol piyasasında böyle bir belirsizlik oluştu. OECD stokları oldukça düşüktü Venezuella'da grev vardı. Kuzey yarı kürede kış sert koşullarda geçiyordu, lrak'ta bir savaş bekleniyordu. /EA ülkeleri, dünyada belli başlı yöneticiler ile görüştü. Acil durum stokları artmamasına rağmen, bunların mevcudiyeti, kapasitenin artırılması için çok önemliydi. Enerji güvenliği bizim gündemimizin baş konusudur. Gelişmekte olan ülkeler için enerji güvenliği oldukça önemli. Çünkü bu ülkeler, artan bir şekilde enerjiye ihtiyaç duyuyorlar. Sürdürülebilir enerji güvenliğinin sağlanması, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yeni rotaların bulunması ve piyasanın daha geniş bir şekilde entegre edilmesi için enerji ticareti çok önemli bir rol politika aracı haline gelmektedir. Dünyanın petrol rezervinin %67'si, dünyanın doğal gaz rezervlerinin %40'ı Türkiye'nin doğusu ülkelerde yer almaktadır. Türkiye bu doğu ve batı arasında, tüketen ve üretenler arasında bir enerji köprüsü konumundadır. Şu andaki Kerkük-Yumurtalık boru hattına ilaveten BTC boru hattı, 2005 yılında faaliyete geçecektir. Şahdeniz doğal gaz boru hattı da 2006 yılında tamamlanacaktır. Yunanistan ve Bulgaristan'a bu boru hattının uzantıları inşa edilecektir. Önümüzdeki yılarda global petrol tüketiminin yüzde 5'inin, Türkiye üzerinden dünyaya ihraç kampanyalardan söz etmek istiyorum. Bu çevreler, kendi siyasi gündemleri için bu konuları istismar etmektedir. Bu olumsuz bakış açıları, büyük ölçekli enerji yatırım projelerini riske sokmaktadır. Bütün dünyada da bu böyle olmaya devam edecektir. Üzerinde durmak istediğim üçüncü konu da enerji ve çevre arasındaki ilişkidir. Enerji güvenliği, ekonomik büyüme ve çevre arasındaki dengenin oluşturulması tabii ki kolay değildir. Örneğin, enerji üretiminin çevre üzerindeki etkisi yeni mevzuat ve yeni kuralları gerektirmektedir. Bazen de geçici sıkıntılar yaşanabilmektedir. Bu sıkıntılar yaşandığında enerji güvenliği tehlikeye girmektedir, bunun da ekonomiye etkisi vardır. Enerji güvenliğinin çevreye saygılı bir şekilde yapılması mutlaka gereklidir. Petrol taşımacılığının artışıyla ilgili önemli bir konu İstanbul ve Çanakkale Boğazlarıdır. Türk Boğazları ilave petrol taşıması için kabul edilebilir bir alternatif değildir. Enerji çevre ilişkilerinden bahsederken, BTC projesinin çevre standartlarıyla tam uyum içerisinde olduğunu, bu konudaki en iyi uygulama projesi olduğunu söylemek isterim. Mali noktaların da tamamlanması projeye çok büyük bir uluslararası destek kazandırmıştır. IEA, enerji güvenliği ve çevre konusunda, özellikle küresel katılım konusunda çalışmalar yürütmektedir. Ajans, özellikle karbondioksit emisyonlarının azaltılması edileceğini biliyoruz. Bu tabii ki global enerji pazarlarında Türkiye'nin rolünü daha da arttıracaktır. [ Dr. Hilmi Güler J konusunda çalışmalar yürütmektedir. Diğer taraftan IEA, çevre değişimi, bazı teknoloji/erdeki gelişimi, özellikle hidrojen ve yakıt hücreleri, karbon teknolojilerinde, İkinci konu; enerji yatırımlarıdır. Enerji güvenliği ve ekonomik büyüme, yeterli enerjinin bulunduğunu var sayar. Gelecekte arzın taleple eş değerde gitmesi için önemli yatırımlara gerek duyu/maktadır. 2003 Dünya Enerji Görünüm belgesine göre, 16 trilyon dolarlık bir yatırım, 2030 yılına kadar yapılmak zorunda. Bu yatırım özellikle şu andaki kapasite sistemlerinin artırılması ve yeni tesislerin açılması için gereklidir. Bu fonların kendiliğinden ortaya çıkacağını düşünmek gerçekçi değildir. Enerji sektöründeki yatırımlar, riskli yatırımlardır. Bunların ekonomik, çevresel, teknik ve jeopolitik unsurları vardır. Aynı şekilde iyi yönetim, geleneksel ve geleneksel olmayan riskleri dikkate alır. Bu sektördeki bütün faktörler ve bütün paydaşlar, bu risklerin içerisinde düşünülmelidir. Büyük enerji yatırım projelerinin önyargılı iddiaların kurbanı olmasına izin vermemeliyiz. Bu bağlamda, bazı çevrelerin 1/ısu Barajı ve BTC projelerine yönelttiği ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI "Eneı:ii güvenliği ekonomik gelişme ııe çevreyi kor1111w konuları arasmda dengenin olııştıırıılması Ajansm politika!armııı temelidiı: Fakat, IEA 'niıı ıııisyonıı, yeni zor/ııklara, yeııi teknolojik koşııllara, piyasa koşullamuı mutlaka adapte olacaktı 1: Öncelikle giiııen!i eneıji politikalarıııııı ol11şt11rııl111ası için, gerekliyatırımı harekete geçirmek için, kısa ve ıızıın döııe111de gerekli politikalaı; ikinci olarak iiye olmayan ülkelerin eneıji sektöründeki artan rolii karşısmda yapılacak ve iklim değişikliği koıııılarııula çalışmalar deııa111 edecekti,:" j nükleer reaktörlerde çalışmalar yapmaktadır. Şu anda bunların ticari uygulamalarını bekliyor. IEA 'nin 30. yıl dönümü kutlamalarında, ajansın gelecekteki özellikleriyle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Bildiğiniz gibi enerji güvenliği ekonomik gelişme ve çevreyi koruma konuları arasında dengenin oluşturulması Ajansın politikalarının temelidir. Fakat, IEA 'nin misyonu, yeni zorluklara, yeni teknolojik koşullara, piyasa koşullarına mutlaka adapte olacaktır. Karşı/aşılabilecek güçlükler bunlardır. öncelikle güvenli enerji politikalarının oluşturulması için, gerekli yatırımı harekete geçirmek için, kısa ve uzun dönemde gerekli politikalar, ikinci olarak üye olmayan ülkelerin enerji sektöründeki artan rolü karşısında yapılacak ve iklim değişikliği konularında çalışmalar devam edecektir. Türkiye, Avrupa 'daki enerji güvenliği konusunda önemli bir ülkedir ve /EA ile işbirliğine bu bağlamda devam edecektir. "
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=