Enerji ve Çevre Dünyası 25. Sayı (Nisan 2004) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

70 ARAŞTIRMA/ RESEARCH Bu süre (özellikle, rüzgar kaynaklı üretim tesisi yatırımları için) ciddi bir anlam ifade etmemektedir. Sürenin en az destekleme periodu olarak, taslakta yer almakta olan 6 (altı) yıllık işletme dönemini de kapsaması, bir anlam ifade edebilecektir. O Yatırım ve işletme döneminde olmak üzere, KDV uygulamalarında gerek metod ve gerekse oran olarak iyileştirme düşünülmesi, çok yararlı olacak olmasına rağmen taslakta yer almamaktadır. Ayrıca, Yatırım İndirimi oranları rahatlıkla yükseltilebileceği halde, bu konu da dikkate alınmamıştır. O Bugün için, çeşitli Kurul Kararı ve Tebliğler ile EPDK'nın (süreli de olsa) uygulamaya koyduğu; Sisteme Bağlanmada Öncelik, Yük Alma ve Atma Talimatlarında Muafiyet, Dengeleme ve Uzlaştırma Tebliğ Hükümlerinde Muafiyet, gibi düzenlemelerin bu taslakta yer alması, YEK Enerji üretimi için sağlıklı yapının kanun yoluyla sağlanıyor olması açısından önem arz etmektedir. Bir üçüncü grup; Elektrik Enerjisinin Fiyatlandırılması ile ilgili kriterlerdir. Elektrik Enerjisi Fiyatı'nın oluşumunda ve belirlenmesinde genel olarak görünen; Kapasite Bedeli (yatırım ve yatırımın finansmanı) - İşletme Giderleri (enerji kaynağı ve diğer işletme giderleri) - Genel Giderler (kar - vergiler v.b.) gibi temel unsurlar ele alınarak hesaplamalar yapılmakta ve neticeler çıkarılmaktadır. Oysa, bugün için bu fiyat oluşumunda dikkate alınmayan, ciddi boyutlarda ve bedeli ileriki nesillerde ödenecek, Toplumsal (External) Maliyetler söz konusudur. Türkiye'de bu hesaplamayı sağlayacak veri tabanı oluşmuş değildir ve ciddi bir bilgi eksikliği yaşanmaktadır. Dünya'da, özellikle Avrupa kaynaklı çok ciddi ve bilimsel çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalarda, kaynak cinsi ve karakteristiğine göre değişiklik gösteren ekonomik değerler belirlenmiştir. Bu çalışmalarda, Toplumsal Maliyet'lerin Elektrik Enerjisi üretiminde 0.6 r/,/kWh ile 15.0 r/,/kWh arasında değişmekte olduğu görülmektedir. Esasen Yenilenebilir Enerji Kaynakları'nın desteklenmesi için fiyat ve diğer unsurlarda düşünülen desteklemeler, bir bakıma fiyat oluşumunda dikkate alınmayan bu toplumsal maliyetlerin, bir miktar da olsa telafisi anlamındadır. Diğer bir deyişle, şayet rekabet ortamındaki serbest piyasada fiyat oluşumu, bugünkü sanal veriler yerine, Toplumsal Maliyetleri de dikkate alan bir fiyat mekanizması ile belirlense, Yenilenebilir Kaynakların herhangi bir desteklenmeye gerek kalmaksızın, rahatlıkla rekabeti mümkündür. Dünyada da, Toplumsal Maliyetleri kapsayan fiyat oluşumuna dayalı bir rekabet piyasası oluşturulması (belki de Yenilenebilir Kaynakların önem kazanması, henüz yeni olduğundan) tam olarak realize edilememektedir. Ancak, bu maliyetleri sistem içine dahil edecek modeller başarı ile uygulanmaktadır. Bunlar; a) Emisyon Vergileri ve Emisyon Ticareti, b) Yeşil (Temiz) Sertifika ve Sertifika Ticareti, olarak zaman zaman tek başına, zaman zaman da müştereken uygulanmaktadır. Bu uygulamaların zorluğunu yaşayan ülkeler ise, Yenilenebilir Kaynaklar'dan istifade için ENERJi & KOJENERASYON DÜNYASI c) Direk Fiyat ve diğer Sistem Teşvikleri yolu ile konunun modellemesine gidilmektedir. Çeşitli piyasa aktörleri ve sivil toplum örgütlerince, (a)'da yer alan Emisyon Ticareti mantığına dayalı Fon - Fiyat kavramlı bir "YEK Kanun Taslağı" ve modellemesi, ilgili otoriterlere sunulmasına rağmen, rağbet görmemiştir. Bilahare (b)'de belirtilen Yeşil (Temiz) Sertifika ve Sertifika Ticareti ile ilgili bir modelleme ve Kanun Taslağı, yine aynı gruplar tarafından geliştirilerek iletilmiş, fakat bu yaklaşım da iltifat görmemiştir. Mevcut, Başbakanlığa gönderilen Kanun Taslağı, zayıf ve kısmi fiyat ve sistem desteğini içeren (c)'de belirtilen tarzda bir yapıdır. Ancak, değindiğim bütün aksaklık ve eksikliklere rağmen, YEK Kanun Taslağı, ülke için çok önemli bir aşama olarak görülebilir. Eksik ve aksaklıkların, ikinci mevzuat ve yapısal çalışmalar esnasında, mümkün olduğu nispette giderilme şansı iyi kullanılır ise, ülkenin bu kanundan faydalanma ve YEK yatırımlarının önünün açılma oranı artabilir. İlgili piyasa aktörlerinin ve sivil toplum örgütlerinin, en azından ikincil mevzuat ve sistem geliştirme çalışmalarına katkısının ciddiyetle alınması ve bir mutabakat anlayışı içinde çalışmaların sürdürülmesinin, bu kanundan beklenen faydayı maksimize edebileceği açıktır. YEK'de, enerjinin belirlenen alım sorumluluğunu yerine getirmeyenlere uygulanacak müeyyideler, Kanun Taslağı'nın 12. maddesinde düzenlenmektedir. Bu madde, iki bakımdan yetersizlik içermektedir. Belirlenen 250 milyar TL tutarındaki müeyyide, caydırıcı olmaktan çok uzaktır. YEK Enerjinin çok biiyük bir oranda alımını yapacak olan Dağıtım Şirketleri, bölgelerinde bir monopolite statüsüne sahip tüzel kişilikte olacaktır. (Teorik olarak yazılabilse dahi) pratik olarak Dağıtım (Perakende Satış) Lisansı 'nın iptali mümkün görünmemekte ve en azından böyle bir kanun ibaresi, hiçbir anlam da ifade etmemektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=