Enerji ve Çevre Dünyası 27. Sayı (Temmuz-Ağustos 2004) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

26 GÜNCEL / AGENDA Protokolde emisyonlarına sınırlama getirilen en önemli sera gazı CO 2, gelişmiş ülkelerin toplam sera gazı emisyonlarının beşte dördünü oluşturmakta. CO2 emisyonlarının en önemli kaynağı fosil yakıtlar. Karbondioksiti ortamdan uzaklaştıran alanlar (sinkler) olan ormanların yok olması, yani ormansızlaşma da diğer bir CO2 emisyon kaynağı. Ormansızlaşma yolu ile açığa çıkan CO2 miktarını hesaplamak karmaşık bir konu olduğu için bu konu üzerindeki çalışmalar sürmekte. Fosil yakıtlardan kaynaklanan CO2 emisyonları ise hesaplanabilmekte. CFC'ler gibi sanayi tarafından özel amaçla üretilen uzun ömürlü ve etkili sera gazları olan hidroflorokarbonlar (HFCs) ve perflorokarbonlar (PFCs), ozon tabakasını incelten maddelerin yerine alternatif olarak serildikleri için kullanımları giderek artmakta. Dolayısıyla küresel ısınmaya katkısı olan bu gazlar, Kyoto Protokolü kapsamına alındı. Kükürt hegzaflorid (SF6) de diğer bir insan yapımı sera gazı ve elektrik yalıtımında, ısı iletiminde ve dondurucu ajanlarda kullanılmakta. Ülkeler, Protokole göre 2005 yılında bu gazların azaltıldığına dair gösterilebilir bir ilerleme kaydetmiş olacaklar. Ek-1 ülkeleri 2008-2012 dönemi sonunda, taahhüt ettikleri hedefi tutturamazlarsa, bunlara uygulanacak hükümler üzerinde çalışmalar devam etmekte. Protokol, 120 ülke tarafından onaylandı, ancak henüz yürürlüğe girmedi. Protokolün yürürlülüğe girebilmesi için; en az 55 ülkenin onaylaması ve 1990 yılında hesaplanan toplam CO2 emisyonunun en az %55'inden sorumlu olan Ek-1 ülkelerinin bu 55 ülke içinde yer alması şartı bulunmakta. Protokolü onaylayan Ek-1 ülkelerinin oranı %44.2, Protokolü onaylamayan Rusya Federasyonu'nun payı %17.4, ABD'nin payı ise %36.1. ABD, protokolü onaylamayacağını açıklamıştı. Böylece protokolün yürürlüğe girebilmesi için Rusya'nın onaylaması gerekmekte. Bu arada son on yılda Avrupa Birliği'ne yeni katılan ülkeler sera gazı emisyonlarını % 35 azaltırken; Aynı dönem zarfında ABD, Japonya, Kanada, Avustralya ve Norveç % 20, Türkiye ise % 65 oranında sera gazı emisyonlarında artış sağladı. 350000 et) 300000 s 250000 200000 E "isi 150000 "' OM 100000 50000 o 1 990 1 995 19972000 2005 201 O 2020 Yıllar O Diğer 18 Ulaştırma Gil Sanayi ■ Çevrim Şekil 3. Tiirkiye'de Yakıl Tüketiminden Kaynak/ancın CO, salııııııılanııın Sektöre/ Dağılımı (Kaynak IEA 2001. ,_) ____ _ ENERJi & KOJENERASYON DÜNYASI GÜNCEL / AGENDA Türkiye ve İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Atmosferde tehlikeli boyuta ulaşan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemek ve belli bir seviyede durdurmak amacıyla 1994 yılında yürürlüğe giren ve 188 ülke ile AB'nin taraf olduğu İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne 24 Mayıs 2004 tarihinde Türkiye de 189. ülke olarak taraf oldu. Sözleşmenin amacına ulaşabilmesi için yükümlülük gelişmiş ülkelere verilmişti. Türkiye bu sistemin dışında kalmamak için bir yandan Sözleşme'ye taraf olma çalışmalarını sürdürürken, diğer yandan da Sözleşme'nin Ek-1 ve Ek-2 olarak bilinen listelerinden çıkma girişimlerinde bulunmuş ve sonuç olarak Türkiye'nin teklifi ile 7. Taraflar Konferansı'nda "Sözleşmenin Ek-1 listesinde yer alan diğer ülkelerden farklı bir konumda olan Türkiye'nin özel koşullarının tanınarak isminin Ek2'den silinmesi" şeklinde bir karar kabul edildi. Bu gelişmeler sonucunda BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin uygun bulunduğuna dair Kanun Tasarısı ve bu tasarının Bakanlar Kurulu Kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. Türkiye, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne taraf olduktan sonra ilk altı ay içinde, 24 Kasım 2004 tarihine kadar, ilk Ulusal Bildirimi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne sunmakla yükümlü. Bu aşamadan sonra Türkiye, hem düzenli olarak ulusal sera gazı envarterlerinin ve ulusal bildirim raporlarının Sözleşme Sekreteryasına sunulması gibi yeni yükümlülükleri yerine getirecek hem de sözleşmenin nihai amacına ulaşması için yürütülen küresel ölçekteki çabalara daha etkin olarak katılacak. Türkiye, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne tarafolduktan sonra ilk altı ay içinde, 24 Kasım 2004 tarihine kadar, ilk Ulusal Bildirimi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne sunmakla yükümlü. Bu aşamadan sonra Türkiye, hem düzenli olarak ulusal sera gazı envarterlerinin ve ulusal bildirim raporlarının Sözleşme Sekreteryasına sunulması gibi yeniyükümlülükleriyerine getirecek hem de sözleşmenin nihai amacına ulaşması için yürütülen küresel ölçekteki çabalara daha etkin olarak katılacak.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=