Enerji ve Çevre Dünyası 30. Sayı (Kasım-Aralık 2004)

Ancak, ülkemiz elektrik piyasasının UCTE sistemine bağlanması ve elektrik sisteminin AB'nin çevre müktesebatına uyumlaştırılmasını teminen yapılması gereken düzenleme ve yatırımlar bulunmaktadır. Serbest bir piyasanın oluşabilmesi için, yeterli arzın sağlanması gerekmekte. Gelecekte arz sıkıntısı yaşanmaması için neler yapılmalı? Devlet yatırım yapamayacağına, özel sektör de büyük ölçekli yatırımları yapamadığına göre, arz güvenliğinin sağlanması için nasıl bir yol izlenebilir? Arz güvenliği, elektrik enerjisinin depolanabilir bir meta olmamasından kaynaklanan bir sorun olup, talebi karşılayacak ve yeterli yedek tutulmasına imkan verecek üretimin emreamade olmasını gerekli kılmaktad ı r. Bu bağlamda, arz güvenliği sorunu elektrik piyasasının serbestleştirilmesinden kaynaklanmamaktadır. Sistemin doğası gereğidir. 3 Kasım 2004 tarihinde yürürlüğe giren Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği ile sistemdeki üretim-tüketim dengesi, dengeleme faaliyetleri ile sağlanacak ve bu faaliyetler sonucunda ikili anlaşmalar kapsamındaki alım ve satımlar arasındaki farklar mali olarak uzlaştırılacaktır. Sanal uygulaması başlatılmış olan ikili anlaşmalar piyasasında dengelenemeyen elektrik enerjisinin yük alma/yük atma tekliflerine göre dengelenmesi sonucu oluşan mali uzlaştırma işlemlerinin, 1 Ocak 2005'ten itibaren mali yükümlülükleri de içerecek şekilde tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesi öngörülmektedir. Serbest piyasa koşullarında yatırım yapılabilmesinin iki temel unsuru bulunmaktadır: Talep ve güven. Türkiye'de elektrik enerjisine olan talep, diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha hızlı artmaktadır. Dolayısıyla, yeni yatırımlar için gerekli olan unsurlardan ilki mevcuttur. Güven konusu ise iki farklı kategoride değerlendirilebilir: Piyasa kurallarının açıklığı ve eşit taraflar arasında ayrım yapılmaması ile genel iktisadi istikrarın sağlanmış olması. Kurumumuz, düzenleme yetkisi dahilinde, daha önce de ifade edildiği üzere piyasa katılımcılarının da iştirakiyle bir dizi yönetmelik, tebliğ ve kurul kararı çıkarmıştır. Kurumumuzun eşit taraflar arasında ayrım yapmadığı ise bugüne kadar ki uygulamalarıyla kanıtlanmıştır. Bu itibarladır ki, özel sektörümüz elektrik piyasasında faaliyette bulunmaya rağbet etmiş ve bugüne kadar 3630 MW kurulu güce karşılık gelen 114 adet yeni tesise lisans verilmiştir. "Kojenerasyon: Yüksek Verim, Temiz Çevre, Enerjide Yeniden Yapılanma" SÖYLEŞİ / INTERVIEW Gerek verilen lisanslar kapsamındaki yatırımların yapılması, gerekse ilave yatırım kararlarının alınması için güven duyulan, şeffaf ve çokbaşlı bürokrasiden arındırılmış bir yatırım ortamının hazırlanması ön koşuldur. Özellikle yatırımcılar tarafından "düzenleyici risk" olarak algılanan, yani rekabetçi piyasanın temel kurallarının değiştirilmesine yönelik her türlü girişim yatırım kararlarını ciddi şekilde olumsuz olarak etkilemektedir. Yeni üretim yatırımlarının yanısıra güçlü enterkonneksiyonlar, gereksinim duyulduğu zamanlarda ithalat yapılabilmesine imkan tanıyarak, arz güvenliğine katkı sağlayan araçlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna ilaveten, mevcut üretim kapasitesinin gerekli yatırımlar yapılmak suretiyle iyileştiri lmesi güvenilir üretim bağlamında sistemi rahatlatacak unsurlardan bir diğeridir. Ayrıca Strateji Belgesinde de öngörüldüğü üzere serbest piyasa yapısıyla çelişmeyen ve büyük hidroelektrik santrallar dahil olmak üzere yerli kaynakların kullanılmasına olanak sağlayan teşvik mekanizmalarının belirlenmesi bu tür yüksek maliyetli yatırımların gerçekleştirilmesi açısından kolaylaştırıcı bir unsur olacaktır. EPDK olarak, 2005 yılında Türkiye enerji piyasasını nasıl görüyorsunuz? 2005 yılına ait planlarınız arasında hangi uygulamalar yer alıyor? 2005 yılı Türkiye elektrik piyasası açısından son derece önemli bir yıldır. Bu kapsamda, maliyet esaslı tarife uygulamasına geçişin başlatılacak olması, ikili anlaşmalar piyasasının temel unsuru olan dengeleme ve uzlaştırma sisteminin uygulamaya konulacak olması, elektrik dağıtım altyapısının özelleştirilmesi sürecinin başlatılacak olması ilk akla gelen hususlardır. Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu için her geçen gün daha da kritik bir önem taşımakta olan üretim ve dağıtımın yeniden yapılandırılması ve ardından dağıtımın yine reformun amaçlarına uygun olarak özelleştirilmesi 2005 yılındaki beklentilerimizin başında gelmektedir. Diğer taraftan, dünya petrol piyasalarında görülen istikrarsı zlıklar ve aşırı fiyat artışlarının enerji sektörümüz üzerinde bazı negatif etkilere neden olabi leceğini de unutmamak gerekir. Söz konusu etkilerin en aza indirgenmesi hususunda ilgili tüm tarafların gerekli tedbirleri eşgüdüm içerisinde almaları gerektiğini hatırlatmak isterim. Mali Uzlaştırma ve Dengeleme uygulamalarında karşılaşılan sorunlar nelerdir? Bu sorunları çözmek için hangi önlemler alınacaktır? (Özellikle sektörün, "sisteme verilen elektrik ile alınan elektrik arasında ciddi farklar oluşmuştur. Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin devreye girmesi ile oluşacak fiyatlar ise tahmin edilememekte, sanal uygulama esnasında oluşan fiyatlar, mevcut uzlaşma fiyatları ile çelişmektedir" yönünde rahatsızlıkları olmaktadır.) Elektrik Piyasasında Mali Uzlaştırma Yapılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ, 4 Kasım 2003 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş; uygulaması 1 Aralık 2003 tarihinde başlatılmıştır. Bu tebliğin yürürlükte olduğu süre içerisinde 3 Kasım 2004 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan "Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği" (Yönetmelik) hazırlanm ış olup, 2005 yılı itibarıyla söz konusu Yönetmeliğin uygulamaya geçirilmesi planlanmaktadır. ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI I 33

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=