Enerji ve Çevre Dünyası 30. Sayı (Kasım-Aralık 2004)

Özkan AĞIŞ asyon Oernegi Başkanı ----------- Nükleer Santral Geri Dönerse Avrupa Parlementosunun Enerji Komisyonu geçen ay 'Nükleer Güvenlik ve Radioaktif Atık Yönetimi' yasa taslağını görüşmeye başladı. Bu tasarının özünü, nükleer enerji tehlikesine ve tehlikeyi azaltacak nükleer atık yönetimine, Avrupa Birliği ülkelerinin ortak bakış açısı, yani müşterek paydaları oluşturuyor. Komisyon Başkan Yardımcısı Loyola de Palacio, taslağın en geç altı ay içinde Avrupa Parlementosu'ndan geçeceğine inanıyor. Bu haberden birkaç hafta sonra, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Dr. M. Hilmi Güler, 2011 ve 2012 yı llarına kadar, Türkiye'de, toplam kapasitesi 4000 -4500 MW olan 3 adet Nükleer santral kurulacağını ve 2011 yılında başlayacağı hesaplanan elektrik enerjisi sıkıntı larının nükleer enerji santralleriyle karşılanacağını duyuruyordu. AKP Hükümetinin bu kararını , elektrik enerjisi üretiminde kaynak çeşitlendirme ve Nükleer teknolojiden uzak kalmama stratejilerinin ilk adımı olarak algılıyoruz ve bu konuda 'geç bile kaldınız' diyoruz. Zira, Türkiye'de Nükleer santral ihalesi 25 yıl geriye doğru uzanıyor. Hatırlıyorum, 1979'da Asea-Kutlutaş Konsorsiyum'u ilk Nükleer Santral ihalesini kazanmıştı ve bana Proje Müdürlüğü teklif edilm işti. Sonra, kredi bulunamadığ ı için bu ihale iptal edilmişti. Daha sonra 1. Özal Hükümeti yeniden Nükleer santral ihalesi açtı ve bu defa da ihaleyi kazanan Kanada Firması kredi onayını Kanada Parlementosu'ndan geçiremedi ve ihale kadük oldu. Hatırlad ığım son ihale 1996 - 1997 yıllarında yapıldı. İhale değerlendirmeleri ve görüşmeleri 2 yıl kadar sürdü. Sonunda devrin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından rafa kaldırıldı. İnşallah bu dördüncüsü, ilk 3'e benzemez ve ihale takvimi büyük bir kararl ılıkla yürütülür. lnternational Atomic Energy Agency (IAEA)'nin rakamlarına göre, Avrupa Birliği elektrik ihtiyacının % 32'si Nükleer Enerji ile karşılanıyor. Avrupa ülkelerinin yarıdan fazlası, Birliğin çevre ve maliyet (ekonomik üretim) hedeflerinin karşılanmasında Nükleer enerji gelişmesinin önemli bir rol oynayacağına inanmış durumda. Elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanmasında Nükleer enerji payının en yüksek olduğu ülke% 79,9'1a Litvanya. Onu sırasıyla Fransa(% 77,7), Slovakya (% 57,4), Belçika (% 55,5), İsveç(% 49,6), Slovenya (% 40,4), Macaristan(% 32,7), Çek Cumhuriyeti (% 31,1) ve Almanya (% 26, 1) izliyor. Daha sonra da Finlandiya, İngiltere, İspanya ve Hollanda geliyor. Büyüyen Avrupa Birliği'nin 13 ülkesi (yarıdan fazlası) Nükleer enerjinin sunduğu avantajlardan yararlanıyor. Bunların arasında 47 yıldan beri Nükleer enerji avantajlarını dolu dolu kullanm ış bir Fransa da var. Bu tabloya baktığımızda Nükleer Santral kurmakta geç bile kaldığımızı düşünüyorum. Enerji kaynaklarında dışa bağımlılığımızın 2004 yılında% 68'e yükseldiği ( geçen yıl% 66 idi), elektrik üretim maliyeti ucuz, çevre ile dost, nükleer güvenliği ve atık yönetimi mükemmel bir nükleer teknoloji'den, geçmiş yıllarda uzak kalmış olmamızı önemli bir kayıp olarak değerlendiriyorum. Ancak bunu söylerken, altını çizmek ihtiyacını duyduğum bazı endişelerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum: * Nükleer santralin tesis masrafları çok yüksek (kW başına 3000 $ gibi ). Sayın Enerji Bakanımızın TBMM Sanayi, Enerji ve Ticaret Komisyonunda geçen hafta yaptığı konuşmada ifade ettiği gibi , 4500 MW'lık nükleer santralı bir defada yapmağa çalışırsak bu bize 12 - 13 milyar dolarlık bir yatırım finansmanı sorunu getirir ve kolay kolay da altından kalkamayız. Ayrıca nükleer kapasiteyi çok büyük tutarsanız, henüz emekleme aşamasında olan 'Liberal Elektrik Piyasası'nın gelişmesini frenlemiş olursunuz. Zira Nükleer Santrali özel sektör değil devlet şirketi olan EÜAŞ yapacaktır. Ayrıca bu kadar yüksek nükleer kapasite ile EPDK'dan lisans alarak elektrik üretimi tesisi yatırımlarına başlayacak özel yatırımcıları (IPP) da frenlemiş olursunuz. * Nükleer santral, yenilenebilir enerji, yerli fosil yakıtlarımız veya doğal gazın alternatifi değil, giderek gelişen Nükleer teknoloji ile yaşamamızı sağlayan bir araç olmalıdır. * Yakıt olarak dünyada en çok kullanılan uranyumun tercih edilmesi lazım. Dünyada kurulan santrallerin % 90'ı zenginleştirilmiş uranyum kullanıyor. Biz de rezerv hacmi yüksek diye, toryum kullanılması tercihi sorunlar getirebilir. Zira 'toryum zenginleştirilmesi teknolojisi' dünyada henüz emekleme aşamasında. * Görüşlerimi tamamlamadan önce devletimizin karar organlarına naçizane bir önerim olacak. Yeni Nükleer Santrali bir kararname ile değil, çıkartılacak bir yasa ile yapalım. Yani bunu, GAP gibi, bir devlet projesi koordinatında tutalım ki siyasi irade değişiklikleri projenin performansına gölge düşürmesin veya durdu rmasın. Bundan önceki nükleer santral ihalelerinin iptal edilmesinin, yerli ve yabancı firmalarda ne büyük hoşnutsuzluklar yarattığını gözlerimle gördüm ve yaşadım. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı , AB, TAEK ve kamuoyu tepkileri gibi aşılması gereken zorlu engel ve labirentleri düşünürsek, böyle bir Nükleer Santral Projesinin hayata geçirilmesi için ne kadar büyük bir siyasi irade ve devlet desteğine ihtiyaç olduğu daha iyi anlaşılır. 59. Hükümetin Nükleer Santral kararının ülkemize ve ülkemiz insanları na yeni ışıklar getirmesi dileğiyle. IfNuclear PlantProgram Comes Back The European Commision, lası month, put forward revised versions oftwopieces of draft legislation covering nııclear safety and radioactive vaste managemenl in European Union (EU). Vice - President, Mı: Loyola de Palacio, is keen to see the legislation adopıed as qııickly as possible. Three weeks afteı; in Turkey, D,: Hilmi Güler Minister of Energy and Natura/ Resources, declared that Tıırkey wi/1 overcome the sııspected power shortage in the years 2011 and 2012 by ıneans of new nııclear plants. Nııclear Planı is a long sıory in Tıırkey. As far as 1 reıneınbeı; fırst international tender for nııclear planı constrııction was annoıınced in 1978 and Asea-Kııtlutas Consortiııın was the winner. 1 was ojfered as Projeci Manager by loca/ partner KııtlııtajJ. Unfortunaıely, this projeci was cance/ed dııe to the ratification ofıhe foreign credit was not provided by Asea at thaı lime. Aflenvords, the simi/ar tenderfar nııclear planı was repeated 2 tiınes with I O years intervals. The lası tender was sııspended by Mı: Ecevit, Priıneministeı; in 1999. We have soıne comıııents on this suddenly apeared nuclear planı: "Bııilding nuclearplants with total capacity of4500 MWat the saıne time is too ınııch and two heavyfar turkislı econoıny. "Tlıis power planı whic/ı wi/1 be constrııcted by EÜAP wi/1 slow down the progress of the Liberal E/ectricity Market. Andfınal/y, we advise that, the new nııclear planı should base ona 'nııclear act' wlıich will be passed/rom Turkish Parliamenl. Othenvise, next governeıııents may easily cance/ it. That ıııeans, suclı nııclear planı can only be sııccessfııl, ifstrong po/ilical, and legislative supporıs are always e.xisting belıind it. ENERJİ & ECOGENERATION WORLD 3

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=