Enerji ve Çevre Dünyası 31. Sayı (Ocak-Şubat 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

46 DOSYA / FiLE "2004 yılı uygulamalar açısından kaybedilmiş bir yıl oldu" 2004 yılındaki gelişmeler konusundaki açıklamalarını 2001 yılında Elektrik Piyasası Kanunu'nun yayımı ardından yaptığı bir yorumu hatırlatarak başlayan ELSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yaman Akar, yorumunu şu şekilde özetledi: "Ülke gündeminde yıllardır ön planda olan özelleştirme faaliyetlerinin temelini oluşturan ve devlet için en büyük hacimli özelleştirmelerin varolduğu elektrik sektöründe yıllardır aynı senaryo devam etmektedir. Gerçekten iBn ua naml a an dd aa ni l k, gt eeşçei şbtbi rüi csi 4ç öAzr aü lmı kl e1 r9 8i l e4 ht aerpi h ian ydneı 3y0e9r 6d es as yaı yl ı (kdaı rn) umnau. n ydaeyğıimş i kı liilkel ebra, ş3l0a9d6ı . sOagyüı l ınkdaennuintiubnaryeönn3e0tm9 6e l si kal eyrı li ın iknaynauynıdmaı , dy öe nğei şt imk l ei kl il kel rei ;r i 3, d9 e9 ğ6 i şsiak lyi kı l ı kyaansuan, l a4r0ı ,4A6 nsaayyaı sl ı ay Ma saah, koenml aersı ni i p t a l l e r i , 4D5a0n 1ı ş tsaayy ıi lpı ttaal lhekr ii ,mByaaksaan sl aı rv Ke u2r0u 0l u0 Kyaı l rı asr ol anruı , : Avnea y1 6a ssae dn ee ğd ei ş itkal imğ i , e db s a a e ş y r a a i. r y Ş ıl ı a i mm m l d a a i n m b d ü ış ı. y Ö ü b k i n r c ü ö e m z k e it i l l e l s e e r ş i n t le i a rm r 4 y 6 e o 2 . la 8 İş r s t t e a e yk d ı r i l r a ı e E r n l e ee d k n i t l e ri i n k c s e P a k i n y i a s f s a e a k , t s b ö ı i r z K ü le a n r n ü i u n n u bYiorkruamç suennuen daar dhıan doaynalaKyaancuanku nb iyr abyaıhmaınned adna hbau! "güne kadar, t g E a ö P m s D t a e K m r' e n la rı e n d k , ı ğ r k e ın ıs fo ı a r k m s a ü y i r d ç e e in d d e ge e n h r a B e z a k ır l ş i la k ik d a in n ığ c A ı i n l k ı m a v e r e , v a b z ç ö uı y a k l t l e a ı c m b e ü a y 2 la ü 0 k r 0 ı n 4 b a i y r ş ı ö l ö ı z n y v ı l n e e r di a duey vg au lma meat tdi : a" Ybai rnçi obki r adkösrat sk el ı kn emdeavhcau tkvaeğyı taüvzaeşr.i nÖdzeegl lei kçl et i ., A n c a k öSztrealtl eeşji tBi r me leg,eksii nrdeef oör mn guönrcüal enndtaamk vai mr ı di nı rg, ebri ri stiünrdl üe bkaaşl ı nl aatcı l aamk .ı yÖotre. yö an gn öd ar ünl ,esnerketföorrdmeuk i gheecr i kstui rnmu emydead de ev ğa imn dei ğdi imy oi rn. sSaonnfuaçkttaö, r2ü 0, 0 4 yılı da uygulamalar açısından kaybedilmiş bir yıl olmuştur. Reform çabalarının sürdüğü bu ortamda, Temmuz 2004'de gündeme gelen ve özel sektör yatırımcıları için caydırıcı hükümler içeren 4628 Sayılı Kanunda Değişiklik Tasarısı tartışma konusu olmuş, Hükümet de tasarıyı geri çekmiştir. Liberalleşme öngören reforma karşılık, kamu'nun yeniden hakimiyetini öngören maddeler tereddüt yaratmış, ülkenin yüzde 20 elektrik talebini karşılayan özel sektör üreticileri zor bir yıl geçirmiştir. tYaal epbı l iahnı zt al ahamr itnal cear kvteı r . eAn ds eı l kssol er ur en , ghöerneüüzl keeknoi nn oeml ei kk,t rsi ki yeansei vr jei s i t t s a a a h h n mm ay i i n n i d e a e d la i k le n i m g ın ü e d ç m a lü e t k a k t t m ü e r v o . e B lg d u u e n n ğ l e a iş d ş ik e m n sa l e e n n , ı a n d ry a n o e rb l a z o r a ğ ü m a r z e a t ı n n ilm g h e e a k r n ç te g e d i k y ir le . ı l ş B o e ö l c a y e l c e ğ a c i ğ e n ı , i teel edkbti rrliekrsi eh kı ztlöarnüdnı dr me aykı l dyae ryi naepsı l omrau sn ıl agreı ör et ekleenmyeakttıer yı mi z .t uHtearr ıd5u rmu mi l ydaar dg oü cl aür nı nüüaz şear icn ad ke, oyl aacbaakntcı rı. sBeur mb üayyüek ml ü ku, t kl aakma ugneurne vk lei oy el arcl i aykattıırr. ı mOı n halde, yabancı sermayenin kalıcı ilgisini çekmek kaçınılmazdır. 4628 sayılı kanun öncesindeki BOT, özelleştirme gibi uygulamaların geçişi için yeterli hukuki ve mali zemin hazırlanmadan reforma geçilmesi, yabancı sermaye ve finans çevrelerinde güvensizlik yaratmıştır. Reform ile yabancı sermaye için yeniden bir güven ortamı yaratılmaya çalışılırken, reformun gayesine aykırı uygulamalara yönelmek azalan güveni hepten yok edebilecektir. Ayrıca, AB'ye önemli ölçüde uyumun sağlandığı bir ortamda yeniden geri adım atılmış olacaktır. Yine 2004 yılında uygulamaya koyulan sistem kullanım bedelleri ile kayıp-kaçak oranları, Doğal Gaz'a yapılan zamlar ve ek ÖTV uygulaması ve bütün bunlara karşılık elektrik fiyatlarının gerçekte yükselen maliyete rağmen sabit tutulmasında ısrar, özel sektör üreticilerini hesaplarında olmayan oranda bir gider kalemi ile karşı karşıya bırakmıştır. Üretim Şirketleri, ki oto-prodüktörler de buna dahil, hiç bir devlet garantisi olmadan gerçekleştirdikleri, ülkenin yüzde 20'sini üretecek yatırımlarına karşılık ve Reformun "hak ve yükümlülüklerinde, piyasa aktörlerine adil ve eşit davranılması" prensibine rağmen rekabet hususunda adil olmayan bir ortamda çalışmaya zorlanmaktadır. Zira, piyasanın oluşması için getirilen şartlar, olumsuz bir şekilde yalnızca özel sektöre uygulanmakta, piyasanın yüzde 80'ine hakim olan kamu hala ayrıcalıklı tutulmaktadır. Geçen yılın gelişmeleri yine de eskiyi aratmıyor. Elektrik Sektöründe aktör olmak bir moda gibi. Önceki yıllarda Rüzgar Enerjisi moda idi. Binlerce MW müracaat oldu. 2004'de de hidrolik enerji moda oldu. Bir çok şirket muhtelif projelere adını yazdırdı. Burada öngörülen, "süresinde taahhütlerin yerine getirilmesi" konusunda EPDK'nun gerekli hassasiyeti göstereceğini düşünüyoruz. Yine Reformun önemli gayeleri olan, "verimlilik, kaliteli hizmet ve arz güvenliği" kapsamında, "Enerji Verimliliği Kanunu" öngörümüzün "Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanun Tasarısı" ile birleştirilerek sektörde gerekli teşvik unsurunu oluşturmasını bekliyoruz. Elektrik sektöründe işlerin büyük boyutlarda ve geniş kitleleri ilgilendiriyor olması, düzenlemelerin de yavaş ilerlemesine sebep olmaktadır. Formaliteler, finansman çalışmaları, izinlerin alınması ve projelerin tamamlanması uzun süreler alıyor. Doğru öngörüler, doğru projeler tasarlayıp zamanında kararlar alınabilmeli ve zamanında hareket edilmeli. Bütün bunları yapacak, kuralları doğru ve gayesine uygun olarak uygulayacak olan "insan". Onu doğru bilgilerle donatmalı, yetiştirmeli ve inandırmalıyız ki doğru sonuçlar alalım. Bu yaklaşım, burada sayabileceğimiz onlarca olumsuzluğu bir kerede çözecektir. Son 10 yıldır ekonomik ve politik krizler enerji krizinin önüne geçerek onu frenledi ve beklendiği öngörülen enerji krizleri yaşanmadı. Ancak, bugünkü koşullarda yakın gelecekte ekonomik bir kriz ihtimali düşük. Dolayısıyla, sığınacak bir bahanemiz olmayacak. Şimdi 2005 yılında geçmişten tecrübe alınacağını umut ediyoruz. Yetkili kurumların, piyasa aktörleri ile daha fazla iletişim içerisinde, onların önerilerine açık ve paylaşım içerisinde olacağını, piyasayı tek taraflı değil, birlikte oluşturacaklarına inanıyoruz. I ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI ♦ "Kojenerasyon: Yüksek Verim, Temiz Çevre, Enerjide Yeniden Yapılanma"

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=