Enerji ve Çevre Dünyası 31. Sayı (Ocak-Şubat 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

52 MAKALE / ARTICLE Amerika dahil bazı ülkeler Kyoto Protokolu'na imza koymamıştır. Birleşmiş milletlerin ve büyük devletlerin baskılarıyla ve küresel iklim değişikliğinin yaratacağı yeni küresel felaketler karşısında, Amerika ve diğer ülkeler Kyoto protokolu sorumluluğunu paylaşmayı kabul edebilir. Bu statü değişikliği, önce kömür santralları olmak üzere, fosil yakıtlı santralların kuruluşunu zorlaştıracak ve maliyetlerini yükseltecektir. Bu durumda, yukarıda Figure 6.3'e göre yüksek olan nükleer elektrik üretim maliyeti, fosil yakıtlı üretime nazaran daha düşük kalabilir. Bu senaryonun gerçekleşmesini etkileyecek diğer bir faktör de doğal gaz fiyatlarında dünyada kaydedilen artışlardır. Doğal gaz fiyatlarının son 1 O yıl içinde Kanada'da % 41 , İngiltere'de % 50 ve Amerika'da % 78 arttığını geçen sayımızda verdiğimiz tablo'da belirtmiştik. 2004'te petrol fiyatları % 50'nin üzerinde artınca buna bağlı olarak doğal gaz fiyatları da arttı. Bu artış % 17'Iik zam şeklinde ülkemizde sanayi fiyatlarına yansıdı. Artış sürerse veya en azından kalıcı olursa, doğal gazla elektrik üretimi en cazip seçenek olmaktan çıkabilir. Dünya genelinde bu durum nükleer santralla elektrik üretim maliyetinde, diğer alternatif elektrik üretim sistemlerine nazaran göreceli bir ucuzluk yaratabilir. iV - Yenilenebilir Enerji Kaynakları 4.1. Yenilenebilir enerji kaynakları tüketimi Yenilenebilir enerji kaynakları deyince, rüzgar, su, jeotermal, biokütle ve güneş enerjisini anlıyoruz. Dünya yenilenebilir enerji kaynaklarının, 2002 yılında, 1400 Mtep'i tüketilmiştir. Bu rakamın 2030 yılında 2200 Mtep'e (% 60 artış) yükselmesi beklenmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasında elektrik üretimi başı çekmektedir. Dünya'da yıllık primer enerji kaynağı talebinin % 14'ünü yenilenebilir enerji kaynakları oluşturmaktadır. Tablo 7.1. Dünya'da 2002-2030 yıllarında kullanılacak ve kullanılması hesaplanan bio kütle, hidrolik enerji ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının miktarlarını ve toplam içindeki paylarını göstermektedir. Tablo 7. J : Dünya Yenilebilir Enerji Tüketimi -- - (B i yoküt l e) geleneksel biyokütle ile Hidro Diğer Toplam ---- __ı_oo_ı--- ıo,o 7 Kullanı l an Toplam Kullanılan Topla H Yenilebi l ir Talep Yeni l ebilir Talep Payı Payı J C,O'\ l(Ylıı svr 6'-'ı, 1 119 ı ı•o -65 ""'\, �!4 ı, ! .. , .. .?'Kı 2'\ı l(,S ı.. l ------ 1 398 14 .. 2126 1, .. Tablo'dan görüleceği üzere, 28 yıl içinde biokütle'nin toplam primer enerji miktarı içindeki payı 2002'de % 1 1 'den 2030'da % 10'a gerilemekte, hidrolik enerji(su) aynı kalmakta (%2) fakat, başta rüzgar olmak üzere diğer yenilenebilir enerji kaynakları % 1 'den %2'ye yükselmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının % 75'i, kalkınmakta olan ülkelerde kullanılmaktadır. 4.2. Elektrik üretiminde Yenilenebilir Enerji kaynakları 2002 yılında dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarıyla 2927 Twh elektrik üretilmiştir. Bu rakam, 2002 yılındaki toplam elektrik üretiminin % 1 8'dir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin toplam elektrik miktarı içindeki payı bazı ülkelerde çok yüksektir. Örneğin Kongo, Uruguay, Norveç, Mozambik, Nepal ve İzlanda'da yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi payı %99,5'a kadar yükselmektedir. Bu enerji kaynağına bölgesel olarak baktığımızda Latin amerika mevcut hidrolikenerji potansiyeli avantajı ile Dünya'nın en yüksek oranda yenilenebilir enerji kaynağı kullanan bölgesidir. 2002 yılında yenilenebilir kaynakların elektrik üretiminde % 18 olan payının, 2030 yılında % 19'a yükseleceği Uluslararası Enerji Ajansı tarafından öngörülmektedir. Aynı otoritenin hesaplarına göre, bu % 19 içinde hidrolik elektrik düşecek fakat hidrolik dışı (non-hydro) yenilenebilirlerin payı, 28 yıl içinde % 2'den % 6'ya yükselecektir. Bu artışın en büyük kısmının OECD Avrupası'nda Kyoto protokolü korkusuyla Hükümetlerin sağlamak zorunda olduğu destek ve teşvikler nedeniyle oluşacağı görülmektedir. Avrupa' da 2002 yılında sadece % 3'Iük bir paya sahib olan hidrolik dışı yenilenebilen elektrik üretiminin, sağlanan destekler devam ederse, 2030 yılında % 16'ya yükseleceği anlaşılmaktadır. Figure 7.4- OECD ülkelerinde, hidrolik dışı yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam elektrik üretimindeki payların ı göstermektedir. OECD Ülkelerinde Elektrik Üreıimiııde flidro Yenilebilir Olmayan Kaynak/arı,ı Payı (}997�2002) ,. .. ıı·. Şekle baktığımızda, 1997-2002 yılları arasında, Danimarka, İzlanda, Finlandiya, İspanya, Almanya ve Hollanda'da hidrolik dışı yenilenebilir kaynaklı elektrik tesisleri yatırım maliyetleri, fosil yakıtlı santral maliyetlerine nazaran genelde yüksektir. Bununla beraber maliyetler, son yıllarda gelişen teknolojilerle düşme eğilimindedir. Bağımsız bir Enerji Araştırma ve Değerlendirme Kuruluşu olan Uluslararası Enerji Ajansının (İEA)'nin 2004 yılında en son teknolojilere göre yaptığı yatırım maliyeti analizlerinin sonuçlarını grafik şeklinde aşağıdaki Figure 7.8'de veriyoruz. İAE araştırması bize şu gerçekleri göstermektedir: • Bugün için, rüzgar santralı dışında bütün yenilenebilir kaynaklı üretim tesisleri kw başına kuruluş maliyetleri 2000 $'ın üzerindedir. • Beklenen teknolojik gelişmeler kuruluş maliyetlerini neredeyse % 40-50'Iere kadar düşürecek ve 2030 yılında, güneş enerjisi dışında, yenilenebilir kaynaklı tüm elektrik tesislerinin maliyetleri, fosil kaynaklı santral maliyetleri ile rekabet edecek duruma gelecektir. • Yenilenebilir enerji kaynakları içinde Türkiye'yi en çok ilgilendiren kaynak rüzgar, hidro, jeotermal ve güneş enerjileridir. Rüzgarda bugün bile bizim tesis maliyeti, doğal gaz kombine çevrim santralı kuruluş maliyetine yaklaşmıştır. (Karada kurulan rüzgar santralları için). Hidrolik santrallarda, teknoloji gelişmeye bağlı önemli bir maliyet beklentisi yoktur. IENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI • "Kojenerasyon: YüksekVerim, Temiz Çevre, Enerjide Yeniden Yapılanma"

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=