Enerji ve Çevre Dünyası 32. Sayı (Mart 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

- � �- • � '_ \ :.... ,. ,. :<., ·• L l:.- •• • . • ., - ,, ��:,;•�, , :. v ,�/- ·• :·... �--,; - ;��. :.,•�••. _:;� ,.-,�� : ",��:. ,,. � ••;, :•J '.;.�,;• �, ·, :.'� _:: ;!jl KP; Ek l'Taraflar'ırıa·, KP'nın·3. maddeslndekr · ' salım yükümlülüklerini başarmalarına yönelik olarak, Kyoto düzenekleri olarak da adlandırılan, üç pazar düzeneğini - Ortak Yürütme (OV), Temiz Kalkmma Düzeneği (TKD) v� Salım Tiqareti (ST) - kullanma izni vermektedir. OY, Ek I Tarafları arasında sera gazı s�lı_mlarını t?elirli bir proje kap,��mında indirmeyi olanakh kılan projeye dayalı bir Kyoto düzeneğlqir. Bir projeden sağlanan Emisyon indirim· Birimleri (EİB), projenlrı gerçekleştirildiği Taraf ülkenin salım izni azalırken, o projeye sermaye yatırımı yapan ifarafın salı • • ırmak için kuUanılabllir'. Uluslararası Salım Ticareti (ST) yoluyla da, KP'ne Ek B'de taraf olan Ek I Taraflarına kendi aralarında salım kredilerini satma ve almaya izin verecek olan bir 'salım ticareti rejimi' kurulmaktadır. KP düzeneklerinin etkili ve güvenilir olmasını sağlamak amacıyla, Kyoto sonrasında özellikle, düzeneklerin doğası ve kapsamı, projelerin uygunluğu için kriterler, sürdürülebilir kalkınmayla birlikte rekabet, izleme, gözden geçirme ve doğrulama kriterleri gibi konuları da içerecek biçimde, ilkeler, kavramlar, kurumsal kurallar ve kılavuzlar için uluslararası düzeyde çok ayrıntılı görüşmeler ve çalışmalar yapılmaktadır. OY, Ek I tarafları arasında projeye dayalı bir salım azaltma etkinliğidir. OY, bir Ek I ülkesinin diğer bir Ek I ülkesinde sera gazı salımlarını azaltmayı amaçlayan bir projeye yatırım yapmasıyla Emisyon İndirim Birimleri (EİB) kazanması ve bunun kendi belirlenmiş salım yükümlülüğüne sayılması; ev sahibi Ek I ülkesinin aktardığı EİB'nin ise, o ülkenin kendi fazla indirimlerinden düşülmesi şeklinde gerçekleşecektir. Bu düzenek, Ek I ülkelerinin salım yükümlülüklerini ortaklaşa gerçekleştirmelerini sağlayacaktır. Bunun yanında, AB ülkelerinin salımları kendi içlerinde paylaşarak bir politik ticaret yapmalarına olanak verilecektir. Yine OY sayesinde, ekonomileri geçiş sürecindeki Taraflar, 1990 yılından bu yana oluşan büyük orandaki indirimlerini diğer Ek B ülkelerindeki artışları dengelemekte kullanarak kendi ülkelerine para ve teknoloji aktarılmasını sağlayacaklardır. Protokolün OY ile ilgili 6. maddesi altındaki hükümlerdeki belirsizlik, Ek I ülkelerinin salımları azaltacak yerli önlemler almadan yükümlülüklerini gerçekleştirmelerine yarayacak ve belki de küresel sera gazı salımlarında gerçek bir indirimin oluşmamasına yol açacaktır. TKD, yükümlülük sahibi bir yatırımcı ülke (gelişmiş ülke) ile yükümlülüğü olmayan bir ev sahibi ülke (GYÜ) arasında gerçekleşen bir OY'dir. Başka sözlerle, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerde yüklenilen projelerin finansmanını karşılarlar. KP/Madde 12'ye göre, projelerin, yatırımcı ülkenin kendi salım yükümlülü�ünü gerçekleştirmek için kullanabileceği Onaylanmış Emisyon indirimleri oluşturması gerekmektedir. Görünüşte, TKD, gelişmiş .'!e gelişme yolundaki ülkeler için çekici bir kavramdır. GYU'lere kendi kalkınma ve çevresel hedeflerine, başka türlü sahip olamayacakları 'temiz kalkınma' yatırımları aracılığı ile ulaşmaları için yardım edilirken, gelişmiş ülkelere kendi yükümlülüklerini daha az maliyetle gerçekleştirmeleri "Kojenerasyon: Yüksek Verim, Temiz Çevre, Enerjide Yeniden Yapılanma" DOSYA/ FiLE için bir fırsat tanınmaktadır. Ancak, gerçekte TKD, 'temiz kalkınmayı' yönlendirmede başarısız olabileceği gibi, küresel sera gazı salımlarında gerçek bir azalma yerine artışa izin veren, çok sayıda zayıflık ve belirsizlik içermektedir. TKD'nin ve OY'nin gerçekten 'temiz ve yeşil' olabilmesi için, krediler, esas olarak yenilenebilir enerji kaynaklarını ve sistemlerini, enerji verimliliği yüksek teknolojileri ve temiz/verimli kömür yakma teknolojilerini kapsayan projelerden kazanılan OEİ ve EİB için verilmelidir. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)'nin, 'Arazi Kullanımı Değişikliği ve Ormancılık' Özel Raporu henüz tamamlanmamıştır. Bu yüzden, Raporun tüm sonuçları Taraflar Konferansı'nın gelecek toplantılarından birinde tüm yönleriyle tartışılıncaya kadar, arazi kullanımı ve ormancılık (ya da yutak) etkinlikleri, TKD'nde kredi için dikkate alınmamalıdır. ST ise, Ek I ülkelerinin sera gazı salımlarının maliyetin en düşük olduğu yerde indirilmesini destekleyerek, Tarafların Protokol'de verilen ayrılmış yükümlülük tutarlarına ya da hedeflerine ulaşma maliyetini azaltabilecek bir tür ticaret edilebilir izinler düzeneğidir. Başka sözlerle, bu düzenek, salımları belirlenmiş tutarlarından daha fazla olan Tarafların (sanayileşmiş ülkelerin), salımları belirlenmiş tutarlarından daha az olan Taraflardan (esas olarak eski Sovyetler Birliği ülkelerinden) fazla salımları nı satın alabilmelerine olanak sağlamaktadır. KP/Madde 17'de, ST ile yerli etkinlikler arasındaki 'oranın' belirsizliği, ticarete ilişkin ilkelerin, kuralların ve kılavuzların oluşturulmamış oluşu ve ormancılık etkinliklerinin (yutakların) bu düzenekteki yerlerinin henüz kararlaştırılmamış olması nedeniyle, olası bir ticaret rejimi sonrasında, Taraflar yükümlülüklerini yerine getirmiş görünürken salımlarında gerçek bir azalma olmayabilecektir. Bu durumda, küresel sera gazı salımlarında küresel ısınmanın önlenebilmesi için bilimsel olarak gerekli olan gerçek ve yeterli bir azalma da olmayacaktır. Son olarak şu söylenebilir: Küresel iklim sisteminin korunması ve iklim değişikliğinin önlenmesi açısından önemli olan, küresel salımların artışındaki büyük tarihsel sorumlulukları ve şimdiki katkıları dikkate alındığında, gelişmiş ülkelerin yaşam tarzlarında önemli değişiklikler yaparak, sera gazlarının azaltılmasında önceliği yerli etkinliklere ve önlemlere vermeleridir. I I 1 \ ENERJİ & KOJENERASYON OÜNYASI I \ 1 I / 27

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=