Enerji ve Çevre Dünyası 33. Sayı (Nisan 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

32 GÜNCEL/ AGENDA "Doğal gaz ve petrol konusunda şu anda çok önemli projeler yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi 4 milyar dolarlık uluslararası dev bir proje olan Bakü-Tiflis-Ceyhan'dır. Bu projeyle, Kafkasya'nın Hazar Bölgesi'nin petrolleri üç ülke üzerinden Ceyhan'a geçecek. Sürdürdüğümüz bu çalışmalarla, hesabımıza göre, Haziran ayında Gürcistan'dan Türkiye'ye petrolü alacağız. Eylül ayının sonuna doğru da petrolü Ceyhan'dan tankerlere yükleyeceğiz. Bu çok yoğun bir çalışma." Enerjide yerli kaynakları kullanmak amacında olduklarına da vurgulayan Bakan Güler, yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açacak olan Yenilenebilir Enerji Yasası'nın da kısa bir sürede TBMM'den geçeceğini kaydetti. Yasa çıktığı zaman rüzgar enerjisi, jeotermal enerji ve güneş enerjisinin de yenilenebilir enerjinin kapsamı içerisinde olacağını belirten Bakan Güler, "Böylece rüzgarımızdan, güneşimizden, jeotermal enerjimizden faydalanacağız. Bunlar aynı zamanda 'yeşil enerji' olarak da adlandırılıyor" dedi. Konuşmasında biyodizel ve biyoetanol çalışmalarına da ağırlık verdiklerini ifade eden Bakan Güler, biyodizel konusunda, tarım ürünlerinin yağlarını dizel ve mazot olarak kullanmak üzere çalışmaların başladığını belirtti. Bu çalışmaların hem tarımı harekete geçireceğini hem de ithalatı azaltacağını vurgulayan Bakan Güler, "Aynı zamanda yan ürünlerinden (gliserin dahil) yararlanacağımız çok değerli bir ürün üreteceğiz. Bunun da çok yoğun bir şekilde üzerinde çalışıyoruz. Tarım Bakanlığı'yla birlikte bunu gerçekleştireceğiz. Teşvik etmek için Petrol Piyasası Kanunu'nda da bu enerji türünün ÖTV'sini sıfır olarak belirledik. Bir de biyoetanol var. Biliyorsunuz şeker fabrikalarımız zarar ediyor. Bu fabrikalarda belki de daha fazla pancar ve daha fazla şeker şurubu ürettirerek biyoetanole geçirmeyi, bunu da benzine katmayı düşünüyoruz. Bu konuda Pankobirlik'le Konya'da Çumra Tesisleri'nde ortak çalışmalarımız devam ediyor" şeklinde konuştu. Yakın gelecekte petrolün ağır yükünün Türkiye ekonomisinin üzerinden kaldırılması amacıyla yakıt pilleri üzerine de çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Güler, bu noktada en önemli kaynağın hidrojen olduğunu söyledi. ABD Enerji Bakanlığı'nın da konuya çok önem verdiğini ve yaklaşık 3 milyar dolarlık bir proje başlattıklarını anlatan Bakan Güler, konuşmasına şöyle devam etti: "Amerika bunun üzerine çok ciddi çalışıyor. Avrupa Birliği'nin 1 milyar dolarlık bir yatırım portföyü var. Japonya yarım milyar dolarlık bir proje üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye de bu yarışta aynı kulvarda koşacak. Bizim burada yapmak istediğimiz şey, politikamız şudur; mümkün olduğu kadar dışa bağımlılığımızı azaltmak, bunu sürdürülebilir hale getirmek ve bu arada da karşılıklı bağımlılık olacaksa da bizim burada ağırlığımızı koymak olacak. Bunun için de Türkiye'nin bir enerji koridoru olma özelliğinden ağırlıklı olarak yararlanmak istiyoruz. Bunu şöyle ifade edeyim; doğal gaz ve petrol konusunda şu anda çok önemli projeler yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi 4 milyar dolarlık uluslararası dev bir proje olan Bakü-Tiflis-Ceyhan'dır. Bu projeyle, Kafkasya'nın Hazar Bölgesi'nin petrolleri üç ülke üzerinden Ceyhan'a geçecek. Sürdürdüğümüz bu çalışmalarla, hesabımıza göre, Haziran ayında Gürcistan'dan Türkiye'ye petrolü alacağız. Eylül ayının sonuna doğru da petrolü Ceyhan'dan tankerlere yükleyeceğiz. Bu çok yoğun bir çalışma. Bu çalışmayı Türkiye açısından bir iftihar vesilesi olarak görüyorum. Şu anda bu projede 1 O bin kişi çalışıyor. Projenin üçte ikisini Türkiye yapıyor ve sabit fiyatla yapıyor. Yani, 4 milyar dolarlık projenin üçte ikisini 1 .2 milyar dolara yapıyoruz. Bir başka proje de Nabucco Projesi'dir. O da Bulgaristan üzerinden Romanya, Macaristan ve Avusturya'ya gidecek. Yani doğal gaz konusunda AB aynı zamanda bize bağlı olacak. Bir başka önemli proje de Mısır'la yaptığımız doğal gaz projesi. Mısır doğal gazı Suriye· üzerinden gelecek ve Nabucco hattına bağlanacak. Bir önemli proje de by-pass projeleridir. Bu projeler doğal gazın üzerimizdeki yükünü azaltacak. Bu konuda iki alternatif var ama biz daha çok Samsun-Ceyhan üzerinde duruyoruz. Böylece Ceyhan'ı bir petrol ve doğal gaz merkezi haline getireceğiz. Bütün bu uluslararası projeleri yürütürken, aynı zamanda hidrojen, biyoetanol, biyodizel gibi konulara da ağırlık veriyoruz. Gelecek gerçekten hidrojenin olacak. Baştan hazırlıklı olmamız lazım. Hidrojen uygarlığı dediğimiz bir dönem başlıyor. " Prof. Dr. Veziroğlu: Hidrojene geçiş 2000'de başladı ve 2074'te tamamlanacak Hidrojen enerjisi konusunda uluslararası üne sahip, Milletlerarası Hidrojen Derneği'nin Kurucu Başkanı ve İstanbul'da kurulu UNIDO-ICHET'in (Uluslararası Hidrojen Teknolojileri Merkezi) Direktörü Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu, toplantıda hidrojen konusunda geniş kapsamlı bir sunum yaptı. Veziroğlu, "Yakıtlarda hidrojen içeriği gittikçe arttı ve nihayet yakıt tamamen hidrojenden olacak. 18 Mart 1974'te hidrojen konusunu Atom Enerjisi Konferansı'nda gündeme getirdik. Dünyada hidrojen madeni pek fazla bulunmuyor. Onun için su yoluyla, herhangi bir birincil enerji kaynağı kullanarak hatta fosil yakıtlar kullanarak hidrojen enerjisi üreteceğiz ve bugün enerji kullanılan bütün sektörlerde, doğalgaz kullandığımız her yerde hidrojen kullanacağız. Hidrojen bize sürdürülebilir bir enerji gündemi getirecektir" dedi. IENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI ♦ "Kojenerasyon: Yüksek Verim, Temiz Çevre, Ene�ide Yeniden Yapılanma"

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=