Enerji ve Çevre Dünyası 33. Sayı (Nisan 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

64 MAKALE /ARTICLE Biyogaz doğal gaza alternatif bir gaz yakıt olarak; doğrudan yakma ile ısıtma ve ısınmada, yakıt (motor, türbin, yakıt hücresi) ve doğalgaz için katkı maddesi olarak değerlendirilebilir. Kullanım tarihçesi Asurlulara dayanan biyogaz üretimi konusunda başta Çin, Hindistan, Almanya, Hollanda, Danimarka ve Japonya olmak üzere dünya genelinde başarılı uygulamalar bulunmaktadır. Türkiye'de biyogaz çalışmaları 1957 yılında Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü'nde başlamıştır. O yıllarda son derece hevesli bir kadro bu iş için çalışmış, daha sonra 1963-1969 yılları arasında Eskişehir Bölge Topraksu Araştırma Enstitüsü'nde çalışmalar ilerlemiştir. 1982 biyogaz için kritik bir yıldır. O sırada ülkem.izde ciddi bir biyogaz projesi başlatılmış, pilot uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Bu sırada Türkiye'nin biyogaz potansiyeli 2.8-3.9 milyar m3 olarak belirtilmiştir. Daha sonra biyogaz, Merkez Topraksu Araştırma Merkezi - Ankara'da şimdiki adıyla Köy Hizmetleri Ankara Araştırma Ensititüsü'nde çalışma alanı olmuştur. Aynı dönemde her ile 3 tane, bölge merkezlerine 5 tane biyogaz tesisi kurulumu planlanmış, işletmeye açılmıştır. Bu sırada da mevcut özel girişimlere kredi ve teknik yardım sağlanmış. Fakat ne yazık ki tesisler işletilememiştir. Çünkü yeterli bir eğitim, üreticilere danışacak kurum ya da kişi bulunamamıştır. Bu nedenle biyogaz üretimleri olumlu bir sonuç ile maalesef sonlanmamıştır. 21 Ocak 2004 tarihinde T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Elektrik İşleri Etüt İdaresi'nde biyogaz konusunda bir toplantı yapılmıştır; Bakanlığımızın konuya yaklaşımı umut vericidir. Biyogaz T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nca da bilinen ve desteklenen bir yakıttır. Ülkemizde başarılı biyogaz uygulamasına atık su tesisleri sahipti r. Uygulamaya en güzel örnek Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Atıksu Arıtma Tesisi'dir. T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından bir üretici, ikisi otoprodüktör olan atıksu arıtım tesisi işletmecisi firmaya lisans verilmiştir. Hayvan gübrelerinden ve çöpten biyogaz eldesi konusuna dikkate değer bir ilgi yerel yönetimlerde, özel sektörde ve çiftçilerde bulunmaktadır. Türkiye biyogaz potansiyeli yaklaşık 25 milyon kWh şeklindedir. Bu potansiyelin değerlendirilmesinin, yeşil Biyogaz doğal gaza alternatif bir gaz yakıt olarak; doğrudan yakma ile ısıtma ve ısınmada, yakıt (motor, türbin, yakıt hücresi) ve doğalgaz için katkı maddesi olarak değerlendirilebilir. Kullanım tarihçesi Asurlulara dayanan biyogaz üretimi konusunda başta Çin, Hindistan, Almanya, Hollanda, Danimarka ve Japonya olmak üzere dünya genelinde başarılı uygulamalar bulunmaktadır. elektrik eldesi, organik gübre üretimi, atık kaynaklı çevre kirliliğini azaltma ve AB uyum süreci açılarından ulusal yararları ortadadır. Biyoetanol-Yakıt Alkolü Yakıt alkolü metil alkol ve etil alkolü kapsayan bir tanımlama olmasına karşın, yaygın olarak bu isim biyokütle kaynaklarından elde edilen etil alkol (biyoetanol) için kullanılmaktadır. Biyoetanol şekerli ve nişastalı bitkilerin fermentasyonu veya selülozik kaynakların asidik hidrolizi ile üretilmektedir. Şeker pancarı, şeker kamışı, buğday, mısır, patates, sap-saman-kabuk gibi odunsu atık veya artıklar ile odun biyoetanol üretiminde kullanılabilir. Şeker üretimi yan ürünü melas da önemli bir alkol hammaddesidir. Biyoetanolün motor yakıtı olarak tarihçesi içten yanmalı motorların tarihi kadar eskidir. N.A. Otto 1897'de motor çalışmalarında alkol kullanmış, Henry Ford tasarım çalışmalarında alkollerin de yanmasını dikkate almıştır. Konuya ilişkin bilimsel çalışmalar İkinci Dünya Savaşı yıllarından başlayarak yoğunlaşmıştır. Ülkemizde ilk kez 1931 Ziraat Kongresi'nde yakıt alkolü gündeme gelmiş, 1936'da M.K. Atatürk' ün hazırlattığı 2. Beş Yıllık Kalkınma Planında 23. bölüm sentetik benzin endüstrisine ayrılmıştır. Bu plan yakıtların ithalat ile sağlanmamasını, ülke kaynaklarından yakıt üretimi gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu yalın gerçek halen karşımızdadır. Atatürk'ün ölümü, ardından savaş, planın uygulamasını engellemiştir. 1942 yılında ordumuzda kullanılan benzine % 20 oranında biyoetanol katılmıştır. Yakıt alkolü konusu petrol krizleri ardından, dünya genelinde patlama göstermiş ve ülkeler enerji AR-GE çalışmalarına, planlamalarına ve uygulamalarına hızla alkolleri almıştır. Bu sırada Türkiye'de alkol üretimi-satışı 4250 sayılı Yasa gereği devlet denetimi altında idi ve Tekel Genel Müdürlüğü ülke alkol ihtiyacını karşılıyordu. Kriz ardından Türkiye Şeker Fabrikaları "Yakıt Amaçlı Alkol Üretimi" projesini yatırım planına almış ve yakıt alkolü fabrikalarının kurulması, mevcut fabrikalarda da kapasite artırımı çalışmaları başlatılmıştır. Ancak bu çabalar sürdürülememiştir. Sürekli planlamalarımız dahilinde olan bu konu, ülkemizde sadece bilimsel çalışmalarla, pek çok ülkede ise, başarılı uygulamalar ve artan pazar payı ile 2000'Ii yıllara ulaşmıştır. 2001 yılında Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri TEKEL A.Ş. kurularak özelleştirme çalışmaları başlamış ve kamu hisseleri özel girişime açılmıştır. 3 Ocak 2002 tarihli ve 4733 Sayılı Kanun ile de T.C. Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu- TAPDK kurulmuştur. I ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI ♦ "Kojenerasyon: YüksekVerim, Temiz Çevre, Enerjide Yeniden Yapılanma"

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=