Enerji ve Çevre Dünyası 34. Sayı (Mayıs-Haziran 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

tüm tüketicilerin serbest tüketici olmalarına kadar geçecek süre zarfında perakende satış faaliyeti için performansa dayalı bir fiyatlandırma sistemi öngörülmüştür. Bu sistemde elde edilecek kazanımların faaliyet gösteren şirket ve tüketiciler arasında paylaştırılması esastır. Ve tüm bu sistemin uygulanabilmesinin yegane yolu elektrik dağıtım ve üretim tesislerinin özelleştirilmesinden geçmektedir." "Sektörde teknik ve ticari kayıp oranı yüzde 19 civarında" Ayrıca elektrik enerjisi sektörünün serbestleştirilmesi için üretim ve dağıtım tesislerinin özelleştirilmesi gerektiği konusunda hemen herkesin hemfikir olduğunu vurgulayan Başkan Günay, EPDK uzmanları tarafından ilk kez bu toplantı için hazırlanan sektörle ilgili bazı rakamları şu şekilde aktardı: "Resmi rakamlarla, ülkemizde elektrik enerjisi sektöründe teknik ve ticari kayıp oranı yüzde 19 civarındadır. Bu oran, OECD ortalaması olan yüzde 7,8'e indirilebilirse, yıllık yaklaşık 1,2 katrilyon liralık bir tasarruf sağlanmış olacaktır. Eğer 5 yıldır özelleştirme yapamamış, dağıtım şirketlerini etkin ve verimli çalıştırmamış iseniz ülkenin uğradığı zararın ekonomik büyüklüğü 6 katrilyon lira olmuş demektir. Bir başka hesaplama ile elektrik kayıpları OECD düzeyine çekilse, tüketiciler, kilovatsaat başına yaklaşık 13 Yeni Kuruş daha ucuza elektrik tüketebileceklerdir. Ayrıca dağıtım alanındaki verimsiz işletmeciliğe son verirseniz ve makul bir verimlilik seviyesi belirlerseniz şirketlerin maliyetlerinin düşeceğini de dikkate almanız gerekir. Bizim hesaplarımıza göre bu alanda yıllık asgari 20 milyon YTL'lik bir verimlilik potansiyeli söz konusudur. Verimlilik hedef seviyesini artırdığınız ölçüde bu miktar daha da artacak bu durum da tüketicilerin daha da ucuz enerji hizmeti almasını sağlayacaktır. Türkiye'de yapılacak özelleştirmeler ve uygulanacak performansa dayalı teşvik sistemiyle, sistemin kamu üzerindeki maliyeti tamamen ortadan kaldırılabilecektir." "Hidrolik santrallerin kurulmasına yönelik yatırım seferberliği başlayacak" Elektrik enerjisi sektöründe tartışılan bir diğer konunun ise özel sektör yatırımları ile Türkiye'nin uzun dönemli elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağı olduğunu söyleyen Başkan Günay, "Ülkemizde dönem dönem, ancak hiç bitmez bir şekilde elektrik enerjisinde bir arz güvenliği sorunu yaşanacağı bu yüzden kamunun yatırım yapması gerektiği "Kojenerasyon: Yüksek Verim, Temiz Çevre, Enerjide Yeniden Yapılanma" GÜNCEL/AGENDA "Yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları bakımından şimdiye kadar kurumumuza toplam kurulu gücü 6.589 MW'ı bulan 233 adet müracaat yapıldı. Bu müracaatlar, aynı kaynağa birden fazla başvuru olduğu göz önüne alındığında yaklaşık 3.500 MW'tır. Bu kapsamda 2.244 MW toplam kurulu güce sahip 80 adet hidrolik kaynaklı lisans başvurusu yapıldı. Bu başvurulardan da yıllık 30 milyar kilovatsaatin üzerinden elektrik enerjisi üretilmesi bekleniyor." ifade edilir. Bu amaçla çeşitli modeller geliştirilir. Ben bu tartışmaları tam rayına girmiş ve dümdüz yol almaya başlamış bir trene makas değiştirilmek istenmesi olarak görüyorum. Şöyle ki özel sektör, kurumumuza binlerce megavat ve milyarlarca dolar ekonomik büyüklüğü bulan yatırımlar için başvuruyor ve lisans alıyor. Bir örnek vermek gerekirse, bu ay kurumumuza yıllık 5 milyar kilovatsaat elektriği, piyasa koşullarında hem de yerli taşkömürü ile üretecek bir santral için üretim lisansı başvurusu yapıldı" bilgisini verdi. Ayrıca geçtiğimiz günlerde yasalaşan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yasası'nı bekleyen rüzgar ve hidrolik santral başvurularının kurulu gücünün ise binlerce megavata ulaştığını hatırlatan Günay, sözlerine şöyle devam etti: "Yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları bakımından şimdiye kadar kurumumuza toplam kurulu gücü 6.589 MW'ı bulan 233 adet müracaat yapıldı. Bu müracaatlar, aynı kaynağa birden fazla başvuru olduğu göz önüne alındığında yaklaşık 3.500 MW'tır. Bu kapsamda 2.244 MW toplam kurulu güce sahip 80 adet hidrolik kaynaklı lisans başvurusu yapıldı. Bu başvurulardan da yıllık 30 milyar kilovatsaatin üzerinden elektrik enerjisi üretilmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra kurum olarak çok sayıda şirketin başvurduğu küçük ve orta ölçekli hidrolik santral projelerinin tekliflerini topluyoruz. Sonuç olarak 85 ilimizde özellikle hidrolik santrallerin kurulmasına yönelik bir yatırım seferberliği başlayacak diyebiliriz. Hal böyleyken özel sektörün yatırımlara niyetli olmadığını söyleyip kamu yatırımları için uğraşmak ne iyi niyetli bir çabadır ne de gerçekliğe uygundur. Ancak kamunun yatırım yapmaya kararlı olduğu, üretim, ticaret ve dağıtımda baskın olduğu bir piyasada ne rekabet olur ne de özel sektör yatırımı. Bu durumda yabancı şirketler başka ülkelere yönelir, özel şirketler ise özelleştirmelerin yapılması, kamunun haksız rekabetinin son bulması için bekler durur." t ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI I 39

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=