Enerji ve Çevre Dünyası 34. Sayı (Mayıs-Haziran 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

şekilde yapmak, işleri acele yapmaktan iyidir. Bunu, gecikmeye mazeret olarak söylemiyorum. Bu gecikmeye rağmen, kararlılığımız devam ettiği müddetçe önce dağıtımdan başlayarak elektrik sektöründe özerkliği gerçekleştireceğiz" diye konuştu. Prof. Dr. Osman Sevaioğlu: Dağıtım özel leştirmeleri bitmeyen şarkı gibi Budak Dilli, konuşmasının ardından ilk sözü seminer konuşmacılarından ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Sevaioğlu'na verdi. Türkiye'deki dağıtım özelleştirmelerini 'bitmeyen şarkı' olarak nitelendiren Sevaioğlu, dağıtım sektörü özelleştirme macerasının 3096 sayılı yasa ile 1984'de İşletme Hakkı Devri (İHD) modeli ile başladığını belirtti. Sevaioğlu, aradan 21 yıl geçmesine rağmen hiçbir aşama kat edilememesini eleştirerek, "Aynı dönemde özelleştirme çalışmalarına başlayan İngiltere, bugün dikey ayrıştırma modeli ortaya koymuş, öncü bir ülke konumuna gelmiş. Türkiye'de ise gerçek ve tüzel kişilik olarak sadece Kayseri Elektrik kalmış, diğerleri yok olmuş. 21 yılın özetini yapacak olursak, yasama-yürütme-yargı arasında sonu gelmez bir kısırdöngü olmuş" dedi. Sevaioğlu, ideolojik olarak özelleştirme taraftarı bir insan olduğunu, özelleştirmeyi savunduğunu ama bugünkü koşullarda Türkiye'de özelleştirme olamayacağını iddia etti. "İsteseniz de olmaz" diyen Sevaioğlu, buna gerekçe olarak ise Anasaya'da bu konuda hüküm olmasını gösterdi. Anayasal desteği olmadığı halde bugün bile hala imtiyaz devrini savunanların bulunduğunu dile getiren Sevaioğlu, "Hukuk duvarı aşılmadan, Anayasal değişiklik olmadığı müddetçe özelleştirme mümkün değil" şeklinde konuştu. Serbestleştirmede ise yönünü bulamama gibi bir durum yaşandığını vurgulayan Sevaioğlu, hala doğru bir model olmadığını ve ÖİB'ni n yabancı şirketler aracılığıyla model tespit etmeye çalıştığını kaydetti. Hüseyin Arabul : Türkiye'nin artık beklemeye tahammülü yok Konuşmasına "Ben, Osman Bey kadar kötümser değilim" diye başlayan Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arabul, böyle önemli bir konunun tartışıldığı seminere EPDK ve ÖİB'nin temsilci göndermemesini eleştirdi. Dünyada enerji üretimi ve dağıtımının serbestleştirilmesinin 1 990'1ı yıllarda başladığını, Türkiye'nin ise 1984'de ilk adımı attığını hatırlatan Arabul, "İngiltere bizden önde değildi. Amaşimdi nerede olduğunu görüyoruz. Büyük bir cesaretle Yap-İşlet modeli yapılmasaydı acaba bugün nerede olurduk merak ediyorum. Olmayan bir enerjinin özelleştirilmesinden bahsetmek mümkün olmazdı. 1O yılda 15 milyar dolar yük sırtımıza binmiştir" dedi. Türkiye'nin artık daha fazla beklemeye tahammülü olmadığını belirten Arabul, buna rağmen halen ÖİB, EPDK, DPT ve Enerji Bakanlığı arasında kurulmuş bir uyum göremediğini kaydetti. "Geçen yıl DPT, Hazine, EPDK ve Bakanlık olarak müştereken oluşturulan Strateji Belgesi GÜNCEL/ AGENDA ile sektörün reform ve özelleştirme stratejisini belirlemeye çalıştık. Geçen yıl hiç olmazsa sektörü liberalize etmeye yönelik uzun dönemli bir yol haritası hazırladık ve bunu uygulamaya koyduk. Şu anda bu programın gerisindeyiz ancak önemli olan, işleri doğru, tutarlı ve geri dönülemeyecek şekilde yapmak, işleri acele yapmaktan iyidir." Şadi Büyükkeçeci: . Ozelleştirmede hukukı altyapı çok saglam olmalı Kayseri ve Civarı Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Şadi Büyükkeçeci de, konuşmasında özel sektörün görevlendirdiği bir bölgede dağıtım yapan bir şirket olarak deneyimlerini anlatarak, gelecekteki uygulamalara ilişkin önerilerde bulundu. özelleştirme çalışmalarının sonuna kadar yanında olduklarını belirten Büyükkeçeci, dağıtımdaki sorunları bilen, hukuki sorunlardan vakit buldukça yatırım yapan, bölgesel tarifeye geçince de tüketiciye ucuz elektrik verecek bir şirket olduklarını kaydetti. Büyükkeçeci, "Herkes görevini yapıyor. Modellerin belirlenmesi, TEDAŞ'ın 20 anonim şirkete ayrılması gibi çalışmalar yapılıyor. ÖİB Başkanının, 7-8 bölgeyi Temmuz ayında ihaleye çıkarabileceklerini ifade eden bir açıklaması oldu. Ancak yeni özelleştirme çalışmalarında hukuki altyapının çok sağlam olması gerekiyor. Ana sözleşmelerin, dağıtım bölgesi devredilirken yapılan ESA, İHD, Görev Verme Sözleşmesi çok önemli. Biz bugün en önemli sıkıntıyı bu sözleşmelerde yaşıyoruz. Çünkü çok muğlak ifadeler, çelişkiler var. Çelişkileri giderecek, net ve sağlam anlaşmalar yapılması gerekiyor" dedi. Osman Nuri Doğan: OSB'ler mutl aka dağıtım şirketlerine verilmeli TEDAŞ eski Genel Müdürü Osman Nuri Doğan da, konuşmasında özelleştirme yapılmasının neden gerekli olduğu konusundaki gözlemlerini anlattı. TEDAŞ'ın dağıtım sektörünün yüzde 80-90'ını elinde tuttuğunu ifade eden Doğan, buna rağmen personelinin sadece yüzde 10'unun teknik personel olduğunu kaydetti. Bu yetersiz personel nedeniyle teknik hizmetlerin üçüncü şahıslara yaptırıldığını belirten Doğan, "Yatırımlar konusunda da sorunlar çok. Yatırımların büyük bir bölümü gecikiyor ve sistemin rantabıl çalışmasını engelliyor" dedi. Doğan, OSB'lerin dağıtım tesislerinin dışında tutulmasını da eleştirerek, OSB'lerin mutlaka dağıtım şirketlerine verilmesi gerektiğini, aksi taktirde sağlıklı bir özelleştirme yapılması�ın mümkün olmayacağını vurguladı. f "Kojenerasyon: Yüksek Verim, Temiz Çevre, Enerjide Yeniden Yapılanma" ♦ ============--E_N_ER _J _I_&_Ko _JE _NE _RA _s_vo_N oo _·Nv _A_sıt" I 4-;;-;- 1

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=