Enerji ve Çevre Dünyası 38. Sayı (Kasım-Aralık 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

Özkan AĞIŞ Türkiye Kojenerasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı MAVİ AKIM GAZ HATTININ RESMİ AÇILIŞIYLA DOĞAL GAZ PİYASASI YENİDEN MERCEK ALTINDA 2002 yılından beri işletmede olan "Mavi Akım Gaz Hattı"nın resmi açılışında, üç ülke lider i Putin, Erdoğan ve Berlusconi biraraya geldi. BOTAŞ'ın "Kaynaktan tüketiciye arz güvencesi" sloganıyla örtüşen Mavi Akım'ın tamamlanmasıyla, Kerkük-Ceyhan petrol hattı ve Bakü-Tiflis-Ceyhan hattın dan sonra, Türkiye'yi "Enerji Koridoru" yapacak projelerden üçüncüsü de hayata geçiriliyordu. Bu proje ile sadece üretici ülke ile tüketici ülke arasında doğrudan bağlantı kurulmuyor aynı zamanda Rusya-Türkiye-İtalya'yı birbirine bağlayan kan damarları da yaratılıyordu. 1987 yılında Rus doğalgazıyla tanışmamızdan sonra peşpeşe kurulan doğalgaz santralleri ve Kojene rasyon Tesisleri, Gazprom'un iştahını kabarttı. Türkiye onlar için yükselen bir pazardı yani hatırlı bir müşteriydi. Bu hatırlı müşteri, Rusya'dan başlayarak Ukraina, Moldovia, Romanya, Bulgaristan üzerinden Türkiye'ye ulaşan hatta Gazprom'un kontrol edemediği gaz kesintilerine layık değildi. 1996 şubatında Londra'da düzenlenen Doğal Gaz Konferansı'nda zamanın Gazprom Başkanı Vyakhirev kahve arasında, "Türk işadamlarına selamımı söyleyin, Karadeniz'in altına birlikte bir hat döşeyelim ve size Balkanları dolaşmadan gaz verelim" demişti. Türkiye'ye döndüğümde ben Türk işadamlarını ikna edemedim ama Gazprom, İtalyan Eni firmasına "Mavi Akım" projesini birlikte geliştirmeyi teklif etti ve ikna etti. Bu projenin hayata geçir i lmesiyle Türkiye, Gazprom'un Almanya ve İtalya'dan sonra en büyük müşterisi oluyordu. Türkiye adeta gaza boğulmuştu. BOTAŞ'ın Gazprom'a ilaveten Cezayir , İran, Türkmenistan ve Azerbaycan'la imzaladığı gaz alım anlaşmaları ile yılda 67,5 milyar m3 gaz alım taahhüdüne girmişti. Gaz boldu ama, Türkiye'nin ancak üçte biri gaza ulaşabiliyordu. Gaz boldu ama, fiyatlar el yakıyordu. Piyasada hem mal boldu hem de fiyatlar yüksekti. Bu duruma nasıl gelinmişti? BOTAŞ, Türkiye'ye gazın gel diği 1987 yılı haziranından itibaren tam 15 yıl, kendisini yetkilendiren 397 sayılı KHK ile tekelciliğini sürdürdü. Ortada tek oyuncu ve tek fiyat vardı. Hem fiyat yüksekti hem de her isteyen, gaza ulaşamı yordu. BOTAŞ bu tekelci tutumunu 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Yasa Tasarısı'nı hazırlarken de sürdürdü. Tasarıyı hazırlarken, doğal gaz anlaşmalarının devri ve ithalat lisansı alınması maddelerini pratikte uygulanamayacak ifadelerle şekillendirdi. Biz bunlara kanun taslağı hazırlığı sırasında Türkiye Kojenerasyon Derneği olarak itiraz ettik, önerimizi verdik. Hiçbiri dinlenmedi; 4646 sayılı yasa BOTAŞ'ın istediği şekilde çıktı. Mayıs 2001'de anılan yasa yürürlüğe girdi. 6 ay sonra DEK-TMK Ankara'da TEDAŞ salonlarında 12 Aralık 2001'de "Doğal Gaz Piyasası Forum"u düzenlemişti. O Forumda bu kanunun yürütülmesi mümkün olmayan maddelerini, nedenleriyle anlattım. Bunların en önemlileri, bu şekliyle doğal gaz satın alma anlaşmalarının devredilemeyeceği idi. Zira, Gazprom gibi bir dünya devi, devlet şirketi olan BOTAŞ'la, take-or-pay garantili bir anlaşma yapmışken, bu anlaşmanın özel şirkete devrini kabul eder miydi? İkincisi de, ithalat lisansı almak için konulan doğal gaz deposu zorunluluğu. Türkiye'de doğal gaz deposu mu var ki depo şartı ko yuyoruz?(*) Başından beri BOTAŞ gaz işini kendinden başka bir kuruluşun yapamayacağına inanmıştı ve kendi tekelinde tutmaya çalışıyordu. 4646 sayılı kanun draftını hazırlarken de kendi domain'ini geniş tutacak ve kendi kontrolünü uzun süre devam ettirecek yasal alt yapıyı oluşturma peşindeydi. Böyle hazırlanınca kanun ölü doğdu ve doğal gaz piyasasını çalıştıracak oyuncularını yaratamadı. Kanun çıkalı 4 yıl oldu. Ortada bir doğal gaz piyasası yok. Yasal altyapı değişikliği yapılmazsa, mevcut yasadaki "BOTAŞ'ın piyasa payının 2009 yılına kadar %20'ye düşürülmesi" olasılığı da çok zayıf. BOTAŞ'a göre herşey güllük gülistanlıkken serbest gaz piyasasına ne gerek var! Ancak Türkiye'nin Doğal gaz'lı hayatından aldığımız kesitler hiç öyle söylemiyor. Bazı Kojenerasyon Tesislerinin yüksek doğal gaz fiyatları yüzünden zarar ettiği ve kapandığı duyumlarını alıyoruz. Bu duyumlar üzerine yaptığımız fiyat araştırma raporunu Derneğimiz Teknik Koordinatörü Sevilay Topçu'nun kalemiyle dergimizin iç sayfalarında yayınlıyoruz. Bu araştırmaya göre: Yılda 50 milyon m3'ün üzerinde doğal gaz kullanan tesislerin gaz fiyatlarında Türkiye, Avrupa'da pahalı ülkeler arasında. Büyük sanayi tesisleri ile, tüm doğal gaz santralleri ve Kojenerasyon Tesislerinin %80'i bu kategoriye giriyor ve pahalı gaz kullanıyor. Sanayicimiz kaliteli elekt,rik üretmek için yüksek verimli Kojenerasyon Tesisi kursa bile, doğal gaz fiyatının dayanılmaz ağırlığı yüzünden ürün maliyetinde rekabet gücünü yitiriyor. Türkiye'de hem gaz bol hem fiyatlar yüksek. Doğal gaz piyasası BOTAŞ'ın tekelinden kurtulup serbest çalışabilse böyle bir durum olur mu? Ekonomide mal bolsa fiyat düşer. Biz de düşmüyor, yükseliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bugüne kadar doğal gaz alım sözleşmelerindeki fiyatları aşağı çekmek konusunda kısmen de olsa başarılı oldu. Bu çalışma belki BOTAŞ'a dolayısıyla, Hazine'ye para kazandırdı ama Otoprodüktörlerin, Elektrik Üretim Şirketlerinin ve Sanayicilerin işine ya ramadı. Aksine doğal gaz fiyatları yükseldi. Gaz fiyatlarının, petrol fiyatlarına bağlı olarak yükseldiği ifade ediliyor. Bu artışın ne kadarı petrol fiyatları yükselişinden gelmişt i r? Eğer öyleyse, son bir ay içinde petrol fiyatı %20 oranında düştü. Doğal gaz fiyatının da o oranda düşürülmesi gerekmez mi? Doğal gazda tekelci politikalar devam ederse hem küreselleşme sürecinden uzaklaşmış hem de liberal piyasaları oturtmak için büyük uğraşlar içinde olan EPDK'nın işini zorlaştırmış oluruz. Ayrıca, Serbest Enerji Piyasalarının, AB girişimizin "olmazsa olmaz" koşulu olduğunu unutmayalım. Dostça ve Hoşça kalın. <•ı Bu Forum'daki tüm konuşmaları DEK-TMK kitap halinde bastırmıştır. "AB'ye Giriş Sürecinde Türkiye'de Kojenerasyon-Yeni Gelişmeler"♦ REASSESSMENT OF THE NATURAL GAS MARKET AFTER THE OFFICIAL INAUGURATION OF THE BLUE STREAM GAS LINE The Lieders of three countries, Putin, Erdogan and Ber/usconi met each other in the course official inauguration of the 8/ue Stream gas /ine. Thus, third interconnecting /ine, after Kerkuk-Ceyhan and Baku-Tbilisi-Ceyhan lines, was in operation. The latest /ine certified once more that, "Turkey is an undeniab/e energy corridor". The fast growing of gas fired plants and Cogeneration systems in Turkey, aroused the appetite of Gazprom. Turkey deserved to have a direct pipe /ine, from the source of gas, up to end consumer, instead of the existing Transbalkan Line. Almost 1O years ago, former President of Gazprom suggested a cooperation between Gazprom and Turkish businessmen to build a direct gas pipe /ine ltalian Company ENi is accepted such a cooperation. Thanks to 8/ue Stream /ine, Turkey's total gas contract's volume reaches to 67,5 BCM\year. Today we have abundant amount of gas, but price far industrial consumers are very high. What was the reason behind the prices? in the course of Decree No 397( from 1987 up to 2001), and in the implementation of Law No 4646, the policy of BOTAS was the same: "To control gas market with monopolistic considerations" At the end of the day: O Free gas market is not opened yet, despite the subject law No 4646 (gas directive) is into force. O Gas purchasing contracts with "take-orpay" stipulations could not be handed over to private companies. O Natura/ gas is avai/able but price is high, because free gas market is not in operation. No competition. O Gas firing Combine Cycle Plants, Cogeneration facilities and elligible consumers have been suffered from very high gas prices. Remedy? The monopolistic position of BOTAS should be Jifted and gas market should be opened to the new operators. Besi Regards. ENERJi & KOJENERASYON DÜNYASI ·KASIMI ARALIK 2005 3

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=