Enerji ve Çevre Dünyası 39. Sayı (Ocak-Şubat 2006) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

SÖYLEŞİ / INTERVIEW "Bizim arzumuz; kısmen ucuz ve karbondioksit salınımı olmayan, çevre açısından da sürdürülebilir olduğu savunulan nükleer enerji potansiyelimizi geliştirmek." mizi güçlendirmek ve sağlam temellere oturtmak için öngörülen ve çeşitli vesilelerle sayın bakanlarca izah edilen bölümü. Türkiye'­ nin enerji stratejisinin çok önemli bir boyutu da global enerji arz güvenliğine nasıl katkıda bulunabileceğidir. Biz bu konuda da Türkiye'nin son yıllarda önemli bir ülke konumuna geldiğini ve global enerji arz güvenliğine çok önemli katkıları olabileceğini düşünüyoruz. Buna açıklık getirmem gerekirse, her şeyden önce Türkiye bir transit ülkedir ve bu transit ülke konumu giderek güçlenmektedir. Bir kere Türk Boğazlarından günde yaklaşık 3.2 milyon varil petrol geçtiğini öğreniyoruz. Bununla birlikte ayrıca son 1 O yıllık dönemde doğu-batı enerji koridorunu geliştirdik. Doğubatı enerji koridorunun anlamı şu: Geniş Hazar Havzası petrol ve doğal gaz kaynaklarının doğrudan Türkiye üzerinden tüketici pa zarlarına ulaştırmak ve böylece Orta Asya Cumhuriyetleri ve Kaf kasyaülkelerinin tüketici pazarlarına doğrudan erişimini sağlamaktır. Ayrıca, Türkiye'nin transit konumundan da yararlanarak özellikle petrolün Ceyhan üzerinden doğrudan Akdeniz'e ulaştırılmasıdır. Burada hem Boğazlardaki yükü hafifletmek hem de petrolü doğru dan Akdeniz'e ulaştırmak çok ciddi ve çok önemli bir başarıdır. Ve bu kapsamda bir zamanlar mümkün değil denilen ve hayal olarak algılanan Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi bitmiş durumda, petrol topraklarımızda. Umarım birkaç ay içinde ilk tankeri Ceyhan'dan yükleyebileceğiz. BTC projesi, doğubatı enerji koridorumuzun en önemli bileşenlerinden biri. Onun dışında tabiatıyla Azerbaycan-Şahdeniz doğal gazının da Türkiye'ye ulaş­ tırılmasını öngören Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı da doğu-batı koridorunun bir parçası. Bu projenin de 2006 yılında faaliyete geçmesini bekliyoruz. Yine bu kapsamda bizim çok önem verdiğimiz ve çeşitli konuşmalarımızda dile getirdiğimiz Bakü-TiflisCeyhan Ham Petrol Boru Hattı'nın Kazakistan ile bağlanması ko nusu var. Yani, Aktau-Kazakistan-Bakü bağlantısının kurulması ve böylece BTC hattından Kazak petrolünün de Akdeniz'e doğru dan ulaştırılması. Buna çok önem veriyoruz ve bu konuda da önemli gelişmeler olduğunu memnuniyetle duyuyoruz. Azerbaycan ile Kazakistan arasındaki görüşmelerin en kısa zamanda olumlu sonuçlanacağını düşünüyoruz. Burada Doğu-batı enerji koridoru nun tam anlamıyla konsolide edilebilmesi ve perçinleştirilebilmesi için bir ayağa daha ihtiyaç var. O da Türkmen doğal gazının Hazar geçişli proje ile doğrudan Bakü-Tiflis-Erzurum'a bağlanması ve daha sonra Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına ulaştırılmasıdır. Dikkat ederseniz hep doğudan başladık. Çünkü önce üretici ülkelerle bağlantımızı kurmaya çalışıyorum. Daha sonra size buradan Avrupa'ya nasıl ulaşacağımızı izah edeceğim. Şimdi, Türkmenistan'dan Hazar geçişli doğal gaz boru hattını Bakü'ye bağlayabilir isek dünyanın en önemli rezervlerinin bulunduğu Türkmenistan gazını doğrudan Türkiye üzerinden Avrupa'ya tüketici pazarlarına ulaştırabileceğiz. • Türkiye, Ceyhan Terminali'nden BTC ve Kerkük petrolü yanında Rus doğal gazı ve yine komşu ülkelerden gelebilecek doğal gaz ile Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı projesiyle gel mesi öngörülen Rus ve Kazak petrollerini dünya pazarlarına sevk etmeyi hedefliyor. Bu noktada Ceyhan'ın, Rotterdam gibi bir enerji süpermarketi olabilmesi için kısa, orta ve uzun vade de neler yapılabilir? Türkiye'nin amacı sadece bir transit ülke olmak değil. Türkiye'nin amacı ve bu stratejinin hedefi hem transit ülke olmak hem de aynı zamanda Ceyhan'ı uluslararası bir enerji ticaret merkezi haline dönüştürmektir. Ceyhan, birçok özelliği ve avantajı olan bir terminal. Ceyhan'ın önemli bir ticaret merkezi haline dönüştürü lebilmesi için uzun vadede Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın inşa edilmesi gerekiyor. Bunun nedeni açık. Çünkü 201 0'lu yıllarda Karadeniz'e çok büyük miktarlarda, 200 milyon tonu aşan miktarda petrol bekliyoruz. Bu Rusya Federasyonu'ndan gelecek petrol, ayrıca Kazak petrolü. Bu petrolün bir şekildeAkdeniz'e ve tüketiciye ulaştırılması gerekir. Biz ısrarla senelerdir Türk Boğazları'nın, yani İstanbul ve Çanakkale Boğazı'nın bu kadar zararlı, tehlikeli madde geçişine ve bu kadar tanker trafiğine tahammülü olmadığı nı, burada geçiş güvenliğinin, deniz çevresinin ve İstanbul'un büyük bir tehlike altında olduğunu, bu tanker geçişlerinin istanbul'a büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledik. Ve şunu da memnuniyetle gördük; artık büyük petrol şirketler i ve Karadeniz'e kıyıdaş ülkeler de -Rusya Federasyonu dahil- Boğazlardan bu ölçüde petrol geçi şinin sürdürülebilir olmadığını teslim ediyorlar. Ve bu nedenle bypass petrol boru hattı projelerine ilgi duyuyorlar. •samsun-Ceyhan bypass Petrol Boru Hattı Projesi'nin yapı mı ve işletimine başta İtalyan ENi-Çaiık Enerji ortaklığı olmak üzere Statoil, Ekinciler, Zorlu Enerji Grubu gibi yerli ve yabancı firmalar yakından ilgileniyor. Ancak burada hattın yapımı ve işletimi kadar borunun içinin doldurulması da çok önemli. So nuçta alternatifby-pass projelerden hangisinin gerçekleştirile ceğine o bölgede petrol üretim sahalarına sahip olan şirketler karar verecek. Bu yarışta Samsun-Ceyhan hangi açılardan öne çıkabilir? Biz tabii ki, Boğazlardan petrol geçişinin ve diğer tehlikeli madde geçişinin makul bir düzeye indirilmesi gerektiğini ısrarla savunuyoruz. Bu kapsamda da Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi'ni destekliyoruz. Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi, devletin yapacağı bir proje değildir. Ekonomik açıdan verimli ve çevre açı sından sürdürülebilir bir proje olduğunun kanıtlanması üzerine özel sektör tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan bir proje haline geldi. ENERJİ & KOJENERASYON OÜNYASI . OCAK/ŞUBAT 2006 � -324::.:.:.:.:..:.::.:...::...:.::::::::.:::::=::::....: =::::::..=::2.::::.:.:..=--=======::....__ �"AB'ye Giriş Sürecinde Türkiye'de Kojenerasyon-Yeni Gelişmeler"

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=