Enerji ve Çevre Dünyası 42. Sayı (Mayıs-Haziran 2006) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

__J GÜNCEL / AGENDA J / / ;:J İkli m değişik!ik!erinin canlı yaşamına etkisi ile ül kelerinin geleneksel sistemlerini revize etmeleri gerçeği karşısında, bütün dünyada daha veri mli ve daha az emis yon salınımı sağlayan sistemler üzerine yatırı mlar yapıl- maya başlanmıştır. Enerji, enerjinin verimli kullanıl ması ve temiz enerji üretimi, teknolojik gelişmeler ve bu gelişmeler sonucunda ortaya çıkan küresel değişimlerin dünya gündeminde ön sıraya oturması ile birlikte kojenerasyon teknolojisi de hakettiği önemi kazanmıştır. Enerji stratejileri belirlenirken, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte kojenerasyonun yaygınlaştırıl masına, bölgesel enerji üreti m teknolojile rine geçil mesine öncelik veril mektedir. Kyoto Protokolü taahhütlerinin yerine getirilmesinin zamanı yaklaştıkça emisyon azaltımında daha katı plan ve stratejiler ortaya konulması gerektiğinin bilincinde olan AB Ülkeleri, şu an için toplam elektrik üretimindeki payı %11 olan kojenerasyon üretimi kapasitesinin önümüzdeki 10-15 yıl içinde %20'ye çıkartılması hedefini benimsemektedirler. O Enerji kaynaklarının coğrafi bölgeler ve ülkeler arasında düzenli bir şekilde dağılmamış olması ve ülkelerin enerji kaynaklarını seçerken bu kısıtlamalara uymasının ka çınılmaz ol ması, ilkim değişikliğinin önüne geçilebil mesi için önemli engellerden biridir. İklim değişikliğine yol açmayacak şekilde enerji kaynaklarının kullanıl masını ortaya koyan uluslararası sözleşme ve anlaşmalar (Bir leşmiş Milletler İkli m Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Kyoto Protokolü) ülkeleri enerji kaynaklarının seçimi ve kullanı mında yeni arayışlara sevk etmiştir. Sera gazı emisyonlarının artışı ile ciddi bir iklim değişikliği tehditi altında kalan gezegeni mizin bu tehlikeden kurtarılabil mesi için uluslararası arenada uzun yıllardır ciddi çabalar sarfedilmektedir ve Kyoto Protokolü bu kapsamda atıl mış en ciddi adımdır. Kyoto Protokolü ve getirdiği Temiz Kalkınma Meka nizmaları, Ortak Yürütme ve Emisyon Ticareti gibi kavramlar sadece Kyoto Protokolü taahhütlerini ye rine getirmek için birer araç değil, başta elektrik üretimi olmak üzere pek çok sektörün yapısını etkiley ecek unsurlar olarak değerlendirilmelidirler. Avrupa Birliği emisyon ticareti, dünyada ilk defa CO2 emisyonu için oluşturulan uluslararası bir ticaret sistemidir. Kyoto Protokolü ve buna bağlı olarak devam eden 2003/87/EC sayılı Avrupa Topluluğu direktifi ile 25 Eki m 2003'te yürürlüğe giren ve 1 Ocak 2005 tarihinde efektif hale gelen emisyon ticareti Avrupa enerji piyasalarındaki en önemli etkenlerden biri olacaktır. Avrupa Birliği'ne giriş arifesindeki Türkiye ise, Kyoto Protokolünü henüz i mzalamamış ol masına ve enerji alanında çözmek zorunda olduğu öneml i problemlere rağmen, temiz enerji dalgasını ve ilgili mekanizmaları görmezden gelmemeli ve gerekli hazırlıkları yapmal ıdır. Enerji verimliliğini arttırma potansiyeli ve çevreye daha az zarar vermesi nedeniyle kojenerasyon bir çok AB üyesi ülke için öncelik teşkil etmektedir. Bu bağlamda, gerek enerji tasarrufunun arttırılması gerekse Kyoto hedeflerine ula şılması hedefleri kapsamında, Üye Ülkelerde kojenerasyon kullanı mını destekleyen bir Direktif (2004/8/EC) kabul edil miştir. Üye Ülkeler Kojenerasyon Direktifi'ni en geç Şu bat 2006 tarihine kadar uygulamakla yükümlüdürler. Ayrıca, Üye Ülkeler sadece enerji verimliliğini artırmak amacıyla değil, inşaat maliyetlerinin düşürül mesi hedefi çerçevesinde de kojenerasyon teknolojilerinin geliştiril mesine önem vermekle yükümlüdürler. AB Uyum Çalışmalarını sürdüren Türkiye için bu yeni oluşum, tarihi bir fırsattır. Sanayileşen bir ülke olan Türkiye'nin de, tıpkı diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, bu konudaki uluslararası sorumluluklarını da göz önünde bulundurarak, bir çevre sorunu ile karşılaş maması için bu yeni küresel harekette yerini al ması ge rekmektedir. o AB'de enerji talebinin ve paralel olarak ithalatın artması, buna mukabil dünya fosil enerji kaynakları rezervlerinin giderek tükenmesi ve çevrenin korunması sorunları, ayrıca, Avrupa Komisyonu'nun 2005 yılında enerji konusunda yeni öncelikler belirlemesine yol açmıştır. Söz konusu öncelikler, enerji verimliliğinin arttırılması, enerji iç piyasasının düzenli işleyişinin sağlanması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının arttırılması, nükleer güvenliğin arttırılması, Avrupa'nın enerji kaynaklarının arz güvenliğinin sağlanması ve bu bağlamda üçüncü ülkelerle işbirliğinin arttırılması ve enerji-çevre-araştırma politikaları ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI ·MAYIS - HA21RAN 2006 A -4-::8+- ----========--__:___:___::,_______::..:..:..:.._ ====== � "AB'ye Giriş Sürecinde Türkiye'de Kojenerasyon-Yeni Gelişmeler"

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=