(elektrik + ısı enerjisi) ihtiyacının %14'ünü karşılamaya talip. Son zamanlarda hızla artan temiz, güvenilir ve ucuz ısınma ihti yacını jeotermal enerji ile karşılamak isteyen belediyeler ve il özel idareler bu konuya hız verdiler. Türkiye'de birçok şehirde jeo termal merkezi ısıtma sistemleri uygulanıyor. Türkiye jeotermal kaynakları ile bugünün teknik ve ekonomik şartlarında potansiyel jeotermal ısıtma yerleşim birimleri 1 milyon konut olarak belirlenmiştir. Ancak, bu değerin 1 O yıl içerisinde 500 bininin emniyetli bir varsayım ile gerçekleşeceği planlanıyor. Türkiye Jeotermal Derneği Sektörde ihtiyaç duyulan uzman ları bir araya getirmek suretiyle; Ülke sanayi ve teknolojisine, eko nomisine, ekolojisine, turizmine ve toplum sağlığına olumlu katkılarda bulunabilecek bu ulusal potansiyele dikkatleri çekmek, jeo termal enerjinin bilimsel ve teknolojik, ekonomik boyutlarda doğru olarak kullanımını ve yarar/anılmasını sağlamak amacı ile Jeotermal Derneği 1992 yılında kuruldu. 5 yılda 27'nin üzerindejeotermal etkinlik gerçekleştiren Dernek; jeotermal kaynakları ve bu çevre kirliliğine kesin çö-züm getirebilir nitelikteki ucuz, temiz, yeni ve yenilenebilir enerji türünün elektrik enerjisi üretiminde, ısıtmada (sera-şehir-konut vb), soğutmada (air-condition), endüstride (süt, ilaç, deri, kimyasal madde eldesi vb.) ve sağlık turizmi kapsamında kaplıca turizminde kullanımını tanıtmayı amaçlıyor. Orhan Mertoğlu'nun başkanlığını yaptığı derneğin üye sayısı Haziran 2005 tarihi itibariyle 82. www.jeotermaldernegi.org. tr Rüzgar Enerjisi EİE verilerine göre, Avrupa'da rüzgar enerjisi potansiyeli bakımından en zengin ülkelerden biri olan Türkiye'de, rüzgar enerjisi kaynakları elektrik ihtiyacının tamamını karşılayacak düzeyde. EİE Genel Müdürlüğü ve DMİ Genel Müdürlüğü tarafından Haziran 2002 yılında "Türkiye Rüzgar Atlası" çalışması tamamlandı. Buna göre, Rüzgar enerjisi açısından Bandır ma, Antakya, Kumköy, Mardin, Sinop, Gökçeada, Çorlu ve Çanakkale zengin bölgeler olarak tespit edildi. Ayrıca Bandırma, Bozca ada, Çeşme, Gökçeada, Çanakkale, Karadeniz Ereğlisi, Florya ve Siverek gibi bölgelerde yöresel potansiyel belirleme çalış malarının yapıldığı belirtiliyor. Türkiye'de ilk rüzgar elektriği, 1986 yılında Çeşme Altınyunus Tesisleri'nde kurulan 55 kW nominal güçlü rüzgar türbininden elde edildi. Uluslararası boyutta ilk rüzgar elektriği, 1998 yılında Çeşme Germiyan Köyü'nde üretildi. Yap-İşlet-Devret Modeli ile işletmeye açılan ilk rüzgar enerjisi tesisi ise 1998 yılında işletmeye açılan Alaçatı'daki ARES adlı 1 2 adet türbinden oluşan rüzgar çiftliği. Yap-İşlet-Devret modeli ile kurulmuş ve şu an Türkiye'nin en büyük rüzgar enerjisi santrali Bozcaada Rüzgar Enerji Santrali (BORES) ise 10,2 MW gücünde olup Bozcaada'da kuruldu. Rüzgar enerjisi konusunda yaşanan son gelişmelerden biri de, Garanti Bankası, Demirer Grubu ve Enercon GmbH ortaklığıyla kurulan Mare Manastır Rüzgar Enerji Santrali Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin İzmir Manastır'da inşa ettiği rüzgar enerjisi santrali için 36 milyon Euro kredi sağlaması. Garanti Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, tamamlandığında Türkiye'nin en büyük rüzgar enerjisi santrali olacak tesise verilen 1 O yıl vadeli proje finansmanı kredisinin geri ödemeleri, santral faaliyete geçtikten sonra başlayacak. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, konuyla ilgili olarak, "Yenilenebilir Enerji Kanunu'nun yürürlüğe girmesiy le, rüzgar enerjisi santrallerinin sayısında önümüzdeki yıllarda önemli oranda artış olacağını tahmin ediyoruz. Santrale sağladı ğımız proje finansmanı kredisi, Garanti Bankası'nın enerji sektörüne ve özellikle yenilenebilir enerji projelerine desteğini ve inancını temsil ediyor. Ülkemizin önemli projelerine desteğimiz sürecek" dedi. 800 kW'lık 49 türbinden oluşan santral, 39.2 MW kurulu güce sahip olacak. Projedeki türbinler, en büyük rüzgar enerjisi pazarı olan Almanya'da % 41 payla lider olan Enercon GmbH tarafından üretiliyor. TÜBİTAK-MAM'dan edinilen bilgilere göre, Türkiye'nin karasal alanlarında 400 milyar kWh/yıl brüt potansiyel ve 1 20 milyar kWh/yıl Türkiye'nin ekonomik rüzgar potansiyelinin 50 milyar kWh/yıl olduğu tahmin ediliyor. Bu potansiyelin değerlendirilmesi için gereken kurulu rüzgar gücü ise 20000 MW Türkiye'nin kıyı alanlarında çoğunluğu batıda olmak üzere kullanılabilir 8200 MW'lık bir potansiyelin mevcut olduğu da belirtiliyor. "AB'ye Giriş Sürecinde Türkiye'de Kojenerasyon-Yeni Gelişmeler" ♦ ENERJi & KOJENERASYON OÜNYASI • MAYIS-HAZIRAN 2006 63
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=