Enerji ve Çevre Dünyası 45. Sayı (Ekim 2006)

YENiLENEBİLiR ENERJİ / RENEWABLE ENERGY elektrik enerjisinin rüzgar santrallerinden elde edilebileceğini hesaplamaktayız. Bunu parasal olarak ifade etmek gerekirse yılda 2 Milyar Dolarlık rüzgar potansiyelinin boşa estiğini söyleyebilirim. Gerek suyun, gerekse rüzgarın depolanması mümkün olmadığından, kaybedilen herzaman dilimi enerji kaybı, yani döviz kaybı demektir. Başka bir deyişle rüzgarımız esip geçiyor ve suyumuz akıp gidiyor. Bunun durdurulmasının önemi açıktır. Rüzgar ve suyun potansiyelini belirttikten sonra 'Bu kaynaklarımızı bir an evvel nasıl devreye sokabiliriz?' sorusuna cevap vermek istiyorum. Aşağıda belirteceğim tedbirlerle ve özel sektör eliyle 4 - 5 yıl içinde bu potansiyelin tümü ülke ekonomisine kazandırılabilir. Öncelikle bütün su ve rüzgar projeleri, buna devletçe başlanılmış olan su projeleri de dahil olmak üzere, özel sektör marifetiyle yaptırılarak gerçekleştirilmelidir. Su projelerinde 5539 No'lu Kanun ve ilgili yönetmelikle, yeni uygulanmaya başlanan sistemin çok doğru olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda hükümetimize ve kanunun esas sahibi ve bu yasanın çıkarılmasında en büyük emeği olan Sayın Enerji Bakanımıza, Derneğimiz adına teşekkür ediyorum. Bu yasa uygulamasına çok yakın zamanda fiilen başlanılmış ve şimdiye kadar çok iyi neticeler alınmıştır. Bu yasa ve yönetmeliklere göre yapılan uygulamada, bir su projesi için birden fazla başvuru olması durumunda ihaleyi alacak olan firmanın seçim şekli; bu projeyi gerçekleştirdiğinde üreteceği birim kWh başına kamuya ne kadar pay vereceği kriteriyle yapılmaktadır. Bu kriter kendini çabuk geri ödeyen verimli su projeleri için başarılı olmaktadır ve olacaktır. Yalnız unutmamak gerekir ki, biraz evvel bahsettiğim 110 Milyar kWh'lık su potansiyelimizin ancak %35 civarındaki kısmı bu şekilde gerçekleştirilebilir. Geri kalan su projelerinin geri ödeme dönemleri 10-12 seneyi bulmakta, özel sektör yatırımcılarının ilgisini çekmemektedir. Mevcut yönetmeliğe göre başvurulmayan projelerin tekrar devlet tarafından yaptırılması planlanmaktadır. Fakat bu, az önce de arzettiğim gibi eski sisteme dönüş olacak; yatırımlar pahalı ve uzun süreli olacaktır. Bunun yerine mevzuatta bir değişiklik yapılarak, zor ve büyük projeler için makul bir geri ödeme dönemi olan 7 yıl süresince, yatırımcının, Devletten üretilen elektriğin kWh'i başına kaç yeni kuruş destek primi isteyeceği ve daha sonrasında da şimdiki sistemde olduğu gibi 7 sene sonrasında kWh başına kamuya ne kadar pay vereceği kriter olarak konulabilir. Böylece, geri ödeme dönemi uzun olan büyük ve zor projeler de özel sektöre cazip gelecek ve özel sektör eliyle hızla ülke ekonomisine kazandırılacaktır. Bu sistem çoklu başvuru ve ihale usulü olduğu için bu iki fiyat serbest piyasada oluşacak ve devletin kolay ve karlı projelerden alacağı pay ile oluşacak fonun bir kısmıyla bu projeler de yapılabilecektir. Bunlara ek olarak, şu anda uygulanan ve bizim önerdiğimiz sistemin sağlıklı işleyebilmesi için, alınan teminat miktarlarının da arttırılması yararlı olacaktır. Çünkü şimdiki sistemde alınan teminat miktarı kayda değer olmadığından, bilinçli olmayan bir yatırımcı yüksek teklif vererek aldığı su projesini yapamazsa, uzun bir süre bu su kaynağı boşa akacak ve kamu zararı doğacaktır. Az önce anlattığım tedbirlerle, tüm su potansiyelimiz 4 -5 yıl içinde ülke ekonomisine kazandırılmış olacaktır. Rüzgar Enerji Santrallerinin Kurulum Zorlukları ve Verilebilecek Destekler Mevcut yenilenebilir yasası ile, her yıl ortalama toptan enerji fiyatından perakende sahibi tüzel kişilere yani dağıtım şirketlerine bir önceki yıl dağıtımını yaptıkları elektriğin % 8'i kadar elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından alma zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca, Bakanlar Kurulu'na her yıl ayrı karar almak üzere satış fiyatını % 20'ye kadar arttırma yetkisi verilmiştir. Günümüzde rüzgar santralleri kurmak zorlaşmıştır. Gerek ABD, Kanada gibi ülkelerde 2 senedir verilen ve verilmeye devam edilen vergi indirimi ve ortalamanın üzerindeki fiyatlardan alım garantisi teşvikleriyle gerekse türbin parçalarına gelen zamlarla türbin fiyatları yüzde 50 oranında pahalanmıştır. Geçenlerde Sayın Başbakanımızın ve Sayın Enerji Bakanımızın değerli katılımlarıyla açtığımız Türkiye'nin ilk ve en büyük özel sektör rüzgar santrali olan Bandırma Rüzgar Enerji Santrali, yaklaşık 42 Milyon Dolara mal olmuşken, şu anda aynı santral 60 Milyon Dolara kurulabilmektedir. Bu yüzden rüzgar santrallerinin su santrallerine göre biraz daha desteğe ihtiyacı vardır. Bizim makul olduğunu düşündüğümüz önerimiz, mevcut yenilenebilir yasasında öngörülen, elektriğin dağıtım şirketlerince 7 yıl için toptan enerji fiyatının %20 fazlasından alınması kararının Bakanlar Kurulu tarafından bir seferde çıkarılmasıdır. Böylece rüzgar yatırımcıları 7 senelik satış fiyatını önceden bilerek yatırımlarına daha rahat kredi bulabileceklerdir. Ayrıca şu andaki yüksek maaliyetler yüzünden kurulması mümkün olmayan rügar enerji santralleri de kurulabilecektir. Bunlar dışında, gerek su gerekse rüzgar enerji projelerinde 7 yıl, yani ortalama yatırım geri ödeme dönemi boyunca, vergi muafiyeti sağlanarak yatırımın geri ödeme dönemini kolaylaştırmak, projelerin önünü açacaktır. Olmayan bir santralden vergi de alınamayacağı için ve akıp giden suyun ve boşa esen ·rüzgarın ekonomik değeri olduğu için, vergi muafiyetlerinin devlete bir yük getirmeyeceği kanaatindeyim. Yine başta barajlı su projleri olmak üzere, yenilenebilir kaynakların proje alanlarının, orman veya hazine arazilerine rastlayan kısımlarının, bedelsiz olarak tahsil edilmesinde zaruret vardır. Ülkemiz için çok önemli olan yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları, bahsetmiş olduğum makul önlemlerle ülke enerji havuzuna kısa zamanda katılıp, yıllardır boşa giden bu kaynaklarımız ülke ekonomisine kazandırılmış olacaktır. Su ve rüzgar santrallerimiz kendilerini geri ödedikten sonra işletme maliyetlerinin çok düşük olmasından dolayı, Türkiye'deki elektrik fiyatını aşağı çekecek ve sanayicimize temiz ve ucuz elektrik sağlayacaklardır. • ENE RJ I 0ÜNYASI EKiM 2006 59

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=