66 Tekstil Alanındaki Atık Sulann Antımı ve Değerlendirilmesi Tekstil endüstrisinin bir parçası olan tekstil boya işlemleri için su gereklidir ve işin bu kısmı sonunda her ikisi de konsantre halde mineral tuzlarla çeşitli boya maddeleri içeren kayda değer miktarda atık madde açığa çıkmaktadır. Okuyacağınız çalışma pamuğu tepkisel boyalarla boyadıktan sonra ortaya çıkan atık maddeleri arıtabilmek için kullanılan yeni bir sistemi tanıtmaktadır. Sôz konusu işlemi optimize halde sunduğumuz bu yazıda, ayrıca su ile mineral tuzların tekstil boya ka zanlarında endüstriyel boyutta doğrudan y niden kullanıldığı alanlardaki gelişmelere de e değinilmektedir. Sôz konusu süreç ôn arıtma işlemlerinden (ôn filtreleme, nôtralizasyon) ve membranlı süreçlerden (nanofiltreleme ve ters ozmos) oluşmaktadır. Tüm bu arıtma işlem yesinde atık maddele i sa rin arıtımı ve suyla min eral tuzların geri dônüşümü sağlanabilmektedir. Geri dônüştürülmüş su çeşitli alanlarda kul/ nılabilir ve mineral tuzların da yeni boya işle le m a rini mümkün kıldığı kanıtlanmıştır. ôn fi leme işlemi pamuk li ltre fleri ortadan kaldırdığı gibi nôtralizasyon işlemi de karbonat tuzlarını atık maddeden ayırabilmektedir. Oysa bu her iki madde de nanofiltreleme verimliliğini büyük oranda engelleyen maddelerdir. Nanofiltreleme mineral tuzlarını konsantre bo yalardan ayırır. Ters ozmos ise eğer gereki yorsa yeni bir boya işleminden ônce mineral tuzlarını konsantre hale getirir. Uygu arıtma işlemine tabi tutmadan boyama işlemiyle ortaya çıkan atık maddelerin doğaya bırakılması tekstil sanayisinde halen çok ônemli bir sorundur. Bu tür atık maddeler ôzel likle renk, COD, zehirli maddeler ve tuzluluk olmak üzere çok büyük sorunlara yol açmak tadır. Maalesef bu sorunlar için standart bir çôzüm sunulmamaktadır. Tekstil Boya San yisi boyanan her bir kg için büyük miktarlard a a su (100-150/t), mineral tuzlar (yaklaşık 0.60.8 kg) ve tepkisel boyalara (30-60 g) gerek sinim duymaktadır. Sonuçta, karmaşık ve kirl lik yaratan maddeler içeren büyük miktarlardai atık su akıntıları oluşmaktadır. Kullanılan b yalar aslında ışık geçirgenliğini azalttık/arıno dan su altındaki bitkilerin sayısını ve miktarını da sınırlamaktadır. Ayrıca, tahmini olarak ku lanımı gereken birincil boyaların %20-30 kal - nuçta boya banyoları ardından ortaya çıkan atık sularda kalmaktadır. Günümüzde dünya çapında üretilen tekstil maddelerinin yarısında pamuk bulunmaktadır ve neredeyse bugün tüm pamuklu maddeler tepkisel boyalar kullanılarak işlenmektedir. ENERJi OONYASI EKiM 2006 Carine Allegre -Philippe Moulin Michel Maisssu - Françoise Charbit Laboratoire en Procedes Propres et Environement J Dyeing of textile, one part ofthe textile lndustry requests waterand generates a substantial quantity ofeffluents containing mineral salts and dyes both concentrated. This paper describes an innovative process to treat effluents we get after the dyeing by exhaust of cotton with reactive dyes. We present the process optimized and the corresponding development at industrial scale in which water and mineral salts are directly reused in textile dye-woks. INTRODUCTION The discharge of dyeing effluents into environment without appropriate treatment is currently a major problem in the textile industry. These effluents pose deep problems mainly in terms of colour, COD, toxicity and salinity. There is unfortunately no standard solution. The textile dyeing industry requires per each cotton kg dyed, large amounts of water (100-150lt), mineral salts (about 0.6-0.8 kg) and reactive dyes (30-60 g). it results large wastewater streams containing complex contaminants. Dyes actualiy limit aquatic plant growth by reducing light ransmı ance. erwıse, ı ıs es ıma e a e ını ıa yes nee e are not fixed on the textile fibres and finaliy remain in the effluents of the dyeing baths. Cotton represents approximately half of ali textiles worldwide and nearly ali cottons are today dyed by reactive dyes. There are some elementary processes intended to treat such effluents and the combination of several processes can be carried out according to specific cases [1, 2].
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=