Enerji ve Çevre Dünyası 48. Sayı (Şubat 2007)

52 Çevre ve Orman Bakanlığı'nın eşgüdümünde, Küresel Çevre Fonu'ndan (GEF) sağlanan Mali ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından teknik destekle hazırlanarak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası'na sunulan İklim Değişikliği 1. Ulusal Bildirim Raporu yayınlandı. Türkiye, Küresel ısınmaya Yönel ik Faaliyetlerini Artırdı T ürkiye, kavurucu yaz sıcakları öncesinde, küresel ısınmanın önlenmesine yönelik faaliyetlerini yoğun- !aştırdı. Çevre ve Orman Bakanlığı (ÇOB), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Küresel Çevre FoUlusal Bildirim adlı raporun hazırlanmasını öngören proje çerçevesinde; Şubat ve Mart aylarında farklı kesimler için ardı sıra bilinçlendirme toplantıları yapıldı. Bu toplantılardan en sonuncusu, 23 Mart 2006'da, Ankara'da yapılan sivil toplum kuruluşlarına (STK) yönelik nu (GEF)' nun ortaklaşayürüttüğüve BM olanıydı. "İklim Değişikliği ve Sivil İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin uygulanması yolunda Türkiye'nin ne gibi adımlar attığını gösterecek olan Birinci Dünya iklimi, tarih boyunca doğal süreçler kapsamında zaman zaman değişikliğe uğradı. Daha önceleri normal karşılanan bu değişim bugün, insan etkinliklerinin iklim üzerindeki olumsuz sonuçlarıyla birlikte, tüm dünyayı tehdit eden bir olgu haline geldi. Günümüzde biliminsanları, insanlar ve ekosistem üzerinde büyük etkiler yaratması beklenen yeni bir tür iklim değişikliğinden bahsediyorlar. Atmosferde karbondioksit ve diğer sera gazlarının birikimi gün geç tikçe artıyor ve bu birikim fosil yakıt kullanımı, enerji üretimi, ormansızlaşma, sanayileşme ve diğer insan etkinlikleri se bebiyle gerçekleşiyor. Biriken sera gazları dünyayı bir battaniye gibi kuşatarak, enerjinin yeryüzünden ve atmosferden kaçıToplum Kuruluşları" adlı forumda konuyla ilgili tüm STK'lar birarayagetirilerek, yapılan çalışmalar hakkında karşını engelliyor ve doğal iklim süreçlerini olumsuz etkileyecek bir aşırı ısınmaya se bep oluyor. İnsan etkinliklerinin iklim üzerindeki etkilerine ilişkin ilk kanıtlar l 979'da Birinci Dünya İklim Konferansı 'nda ortaya çıktı. Kamuoyunun çevre sorunlarına ilişkin duyarlılığının l 980'1i yıllarda artmasıyla beraber, hükümet/er de iklimle ilgili konuların bilincine daha fazla vardılar. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 1 988 yılında benimsediği kararda "küresel iklimin, insanlığın bugünkü ve gelecekteki kuşakları adına korunması " çağrısında bulundu. Aynı yıl, Dünya Meteoroloji Örgütü ve BM Çevre Programı (UNEP) yönetici organları, konuya ilişkin bilimsel bilgileri araştırmak ve değerşılıklı bilgi aktarımında bulunuldu. Forumun amacı, STK faaliyetlerinin de aynı amaca odak-lanmasını sağlamak ve STK'lar, ilgili araştırma ve devlet kuruluşları arasında sinerji ve işbirliği yaratmaktı. Birinci Ulusal Bildirim Raporu Şubat Ayında yayınlandı. Özetini bu sayımızda bulacağınız raporu www.enerji-dunyasi.com web sitemizde bulabilirsiniz. lendirmekle görevli "Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli" (JPCC) adı altında yeni bir organ oluşturdular. IPCCnin, İkinci Dünya İklim Konferansı 'nda yaptığı çağrıyla iklim değişikliği ile ilgili küresel ölçekli bir anlaşmaya gidilmesine karar verildi ve 21 Mart 1 994 'te BM İklim De ğişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) yürürlüğe girdi. Amacı atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemek ve belli bir seviyede durdurmak olan sözleşme, yürürlüğe girmesinden itibaren 188 devlet ve Avrupa Birliği tarafından onaylandı. Türkiye 'nin UNFCCCye taraf olması ise ancak 189. ülke olarak ve 24 Mayıs 2004 'te gerçekleşmişti. 1 ENERJi DÜNYASI ŞUBAT 2007 "Ene�ide Sürdürülebilirlik ve Küreselleşme: Verimlilik, Emisyonlar, Yeni Piyasa Oluşumlan"

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=