Türkiye Kyoto Sözleşmesi nezdinde sayısal salınım azaltım yükümlülüğü olan ülke konumunda değildir. Taraf olması durumunda da, kendi talebi veya muvafakatı olmadan, herhangi bir sayısal salınım azaltım yükümlülüğü bulunmayacaktır. rumunda ortaya çıkabilecek ekonomik maliyetlere ilişkin olarak yanıltıcı bulduğumuz haber ve değerlendirmeler bizi bir Basın Açıklaması ve sonrasında da bir Basın Toplantısı düzenleme noktasına getirdi. Bunu yapmaktaki amacımız, kamuoyunun doğru ve yeterli bilgilendirilmesini sağlamak, bu sayede de derneğimizin kuruluş amacı doğrultusunda sağlıklı karar vermeye katkıda bulunmaktır. Sözleşme'ye tarafolmanın çokciddi sorumluluklar getireceğine ve ülke ekonomisine büyük zararlar vereceğine ilişkin değerlendirmelerin yanıltıcı olduğunu savunuyoruz. Tam aksine Türkiye'nin daha fazla vakit kaybetmeden Sözleşme'ye taraf olmasının sürdürülebilir kalkınma çabalarına destek vereceğini ve ülke ekonomisine katkı sağlayabileceğini söylüyoruz. * Kyoto Sözleşmesi kısaca nedir? soruna neden olarak görülen gelişmiş ülkelerde bulunduğu esasına dayanmaktadır. Bu prensip doğrultusunda Sözleşme'ye tarafolan 1 68 ülkeden sadece 35'inin sayısal emisyon kısıtlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için uluslararası işbirliği imkanı getirilmiş, gelişmekte olan ülkelerin hedeflerini tutturmak için gerekli yatırımları daha düşük maliyetle başka ülkelerde gerçekleştirilecek emisyon azaltıcı projelere yaparak bu sayede azaltılan emisyonları kendi ulusal salınım miktarlarından düşmelerine olanak sağlanmıştır. Bu sayede sözleşmeye taraf olan tüm ülkelerde, sayısal salım azaltma yükümlülüğü olsun veya olmasın, sera gazı salımlarını azaltıcı birgelişmeolması beklenmektedir. * Bu Sözleşme ülkelere hangi yükeler arasında farklı hedefler öngören bir dağılım yapmıştır. Örneğin Portekiz'in emisyonlarının o/o 27 artması hedeflenirken, Lüksemburg'un emisyonlarının o/o 28 azalması hedeflenmektedir veya Yunanistan'a o/o 25 artış imkanı tanınırken Almanya'nın emisyonlarının o/o 21 düşmesi hedeflenmektedir. Sonradan AB üyesi olan ülkelerin de iki istisna hariç, % 6-8 arasında değişen oranlarda bireysel yükümlülükleri bulunmaktadır. AB üyesi olmalarına rağmen, iki ülkenin hiçbirsayısal emisyon indirim yükümlülüğü bulunmaması dikkat çekicidir. Kyoto Sözleşmesi'nde gelişmekte olan ülke statüsünde yer alan bu iki taraf Kıbrıs Rum Kesimi ve Malta'dır. AB dışında kalan gelişmiş ülkeler için de % 8 azaltım yükümlülüğü öngörülmekle birlikte, bazı istisnalar bulunmaktadır. Örneğin Kanada ve Japonya'da o/o 6 azaltım hedeflenirken, Yeni Zelanda, Ukrayna ve Rusya'da emisyonların sabit tutulması, diğer taraftan İzlanda'da % 1 O artış olması hedeflenmiştir. Eğer Sözleşme'ye taraf olsalardı, ABD emisyonlarını % 7 azaltmak, Avustralya ise % 8 arttırmakla yükümlü olacaklardı. Bunun kümlülükleri getirir, örnek ülke- dışında gelişmiş ülkelerin çeşitli raporKyoto Sözleşmesi gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyon salımlarına sayısal sınırlandırma getiren, bu ülkeler için ulusal yükümlülüklerin belirlendiği ve uluslararası işbirliği mekanizmalarının tarif edildiği bir uluslararası anlaşmadır. Bu anlaşma "ortak fakat farklı sorumluluklar" prensibine dayanmaktadır; yani Sözleşme atmosferde artan seragazı birikimlerinin iklim sistemi üzerinde yarattığı tehlikeli etkilerin küresel bir sorun olduğu noktasından hareket etmekle birlikte, bu sorunun aşılmasında asıl sorumluluğun terle açıklar mısınız? Sözleşmenin Ek-B ülkeleri 2008-2012 yılları arasındaki dönemde sera gazı salınımlarını 1 990 yılındaki emisyon hacminin belirli bir yüzdesine çekmekle yükümlüdürler. Avrupa Birliği Sözleşme'ye Mayıs 2002'de taraf olurken o tarihte üyesi bulunan 15 ülkenin toplam emisyonlarının 1 990 seviyesinin o/o 8 altına inmesi hedefini yüklenmiştir. ''.A.B Balonu" olarak da nitelendirilen bu birleşikyükümlülüğün yerine getirilmesi için AB kendi içerisinde üllama yükümlülükleri var. Örneğin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin getirdiği sera gazı envanter hesaplama ve ulusal bildirim raporlamasına ek olarak Kyoto Sözleşmesi nezdindeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için alınan önlemleri, kaydedilen ilerlemeyi gösteren bir gelişme raporu sunma yükümlülüğü söz konusu. Örneğin yüzde salınım azaltım oranlarının miktar karşılıklarının hesaplandığı, ulusal veri toplama, derleme ve izleme sisteminin anlatıldığı bir ra-por sunma yükümlülüğü söz konusu. 1 ENERJi DONYASI NiSAN 2007 � -6-2.....ı....=--:=--:..:....::.::__:___:___::......_::__:_-=========='--- � "Enerjide SürdürülebilirlikveKüreselleşme: Verimlilik, Emisyonlar, Yeni Piyasa Oluşumlan"
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=