74 rektirmektedir. İklim değişikl iği ile mücadele çerçevesinde enerji sektöründe; yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, enerji tasarrufu ve veriml il iği, kojenerasyon özelliğine sahip elektrik üretim tesisleri, yakıt değişikliği(kömürdoğalgaz), yeni teknolojiler, temiz yakma teknolojileri, nükleer ve karbondioksit yakalama ve depolama yöntemleri/araçları öne çıkmaktadır. Enerji sektöründe, ikl im değişikl iği ile mücadelede öne çıkartılan yöntem ve araçların emisyonların azaltılması yönündeki katkısını anlayabilmek için öncelikle; dünya, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye'de enerji sektörünün eğil imleri "Birincil Enerji ve Elektrik arzındaki kaynak deseni" çerçevesinde incelenmelidir. Dünya birincil enerji talebi projeksiyonlarında; kömür, petrol ve doğalgazın gelecek 25 yılda da önemini koruyacağı görülmektedir (Grafik- ! ). Kömür yerine doğalgazın tercih edilmesi ile her ne kadar yüksek emisyonlu kaynaktan daha az emisyonlu kaynağa geçmek emisyonları azaltmada bir yöntem olarak öne sürülmekteyse de doğalgazın emisyonlardan 3'üncü derecede· sorumlu bir enerji kaynağı olması ve dışa bağımlılığı artıran bir kaynak özell iğini taşıması güvenirl iğini azaltmaktadır. Dünyada 2004 yılında fosil yakıt bazlı karbondioksit emisyonlarının %40. 1 'i petrol, %39.2'si kömür, %20.7'si ise doğal gaz kaynaklı olmuştur. Doğalgaz kömüre göre %50-%75 daha az emisyon üretmekte, birçok ülke tarafından özellikle yerel hava kirliliğini azaltma amaçlı olarak kömüre tercih edilmektedir. 1994-2004 yılları arasında, dünya birincil enerji arzı yıllık ortalama %2.2 artENERJi DÜNYASI HAZiRAN 2007 mıştır. Hükümetler mevcut politika ve önlemlerle devam ettikleri takdirde, 2030'dan önce bu değer %50 artış gösterecektir ve bu artışın %60'ı petrol ve doğalgaz talebinde ge'rçekleşecektir. Sonuç olarak, sözleşmenin nihai hedefine ulaşmak mümkün olmayacaktır. 2004 yılında, dünya enerji tüketiminin %5 1 . l 'i ABD, Çin, Rusya,Japonyave Hindistan tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu ülkelerden ABD, Çin ve Rusya en çok üreten ve tüketen ülkeler olarak istatistiklerde yer almışlardır. Karbondioksit (CO2) emisyonu atmosferde 150 yılın üzeri nde kalmaktadır. Gel işmiş ülkeler tarafından biri nci l 1 8.000 1 6.000 14.000 1 2.000 o.. 1 0.000 8.000 '.L 6.000 4.000 2.000 o 1971 1980 1990 enerji ve elektrik arzında geçmişte yoğun olarak kullanılmış olan petrol ve kömür (Grafik- ! ) 2005 yılı itibariyle atmosferde 379 ppm olarak hesaplanan karbondioksit konsantrasyonundan birinci derecede sorumludur. 1995-2005 yıllarını kapsayan I O yıllık dönemdeki karbondioksit konsantrasyonu yıllık ortalama 1 .9 ppm artmıştır (IPCC, 2007). AB'nin elektrik enerjisi üretim kaynakları içerisinde, yüksek emisyonlu kömür ve doğalgaz gelecekte de önemli paya sahip olacaktır (Grafik-3). AB, yenilenebilirenerji alanında, dünyanın diğer bölgeleriyle karşılaştırıldığında önemli sayılabilecek çalışmalar yapmaktaysa da Nükleer Hidrolik 2000 2010 2020 2030 Grafik 1. Dünya Birincil Enerji Talebi ve Kaynak Dağılımları (Kaynak: IEA, 2006) 1 4.000 1 2.000 1 0.000 8.000 6.000 4.000 2.000 o 2003 2030 ■ Kömür ■ Petrol ■ Doğalgaz Nükleer Hidroelektrik ■Diğer Yenilenebilir Grafik 2. Dünya Elektrik Talebi ve Kaynak Dağılımları (Kaynak IEA, 2006)
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=