Enerji ve Çevre Dünyası 53. Sayı (Temmuz 2007)

nedeniyle enerji sektöründe doğal gaz kullanımı olan talebin artması gibi birçok faktörün bir araya gelmesine bağlıydı. Doğal gaz piyasasını petrol piyasasından farklı kılan faktör ise, bölgesel doğal gaz piyasalarının çoğunluğunda ve özellikle Avrupa kıtasında doğal gaz fiyatlarının, arz ve talep değişikliklerine göre, otomatik olarak ayarlanmamasıdır. Tedarik s.özleşmelerinde petrole bağlı formüllerin yaygın olarak kullanılmasından dolayı, doğal gaz fiyatları petrol ve petrol ürünlerinin fiyatına bağlıdır. Bu da meseleyi daha karmaşık bir hale getirmektedir. Doğal gaz alışverişi, genellikle uzun süreli sözleşmeler ile gerçekleşir. Bölgesel ve kendi tipik ticari kuralları olması yüzünden mükemmelleşemeyen doğal gaz piyasası, bugüne kadar üreticiler ve itl1alatçılar arasındaki ilişkilerin güçlü olması nedeniyle iyi işleyebilıniştir. Son yıllarda ise, bu denkleınin etkisini zayıflatan yeni zorluklar söz konusudur; bu da doğal gaz tedarik güvenliğine yönelik yeni bir endişe dalgasını 48 ENERJi DÜNYASI TEMMUZ 2007 beraberinde getiriyor ve politika mekanizmalarından yeni cevapların yanı sıra, endüstri mensuplarında da yeni ticari modellere ihtiyaç duyuluyor." Doğal gaz piyasasında son dönemde üretici ülkelerin doğal gaz sarfiyatlarının muazzam ölçüde arttığını dile getiren Maugeri, 2006 yılında Orta Doğu'da 270 milyar metre küp olan doğal gaz sarfiyatının 2020 yılında 500 milyar metre küpe çıkacağını ve buna bağlı olarak üretici ülkelerdeki elektrik talebinde de seri bir artış olacağını açıkladı. Özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da, nükleer ve kömür seçeneklerinin pahalı olması dolayısıyla, elektrik üretiıninde kullanılan doğal gazın ileriki dönemlerde daha fazla kullanılacağım belirtti. İran Örneği Son olarak, petrol üretirnini arttırmal, için, doğal gazın tekrar enjekte edilmesi gerektiğinden, büyük ıniktarda doğal gaz, tüketiciye ulaşamadığını ve bu durumun aslında, doğal gazın en karlı kullanınuarından biri olduğunu söyleyen Maugeri, bu sözüne İran örneğiyle açıklık getirdi: "İran'daki petrolün yüzde 90'ı 1929 ile 1969 arasında keşfedilen sahalardan geliyor; bu sahalarda da, eski teknoloji sadece %27'sinin çıkarılmasına müsaade ediyor. Mevcut sahalardaki üretimin seri olarak azalmasını önlemek için İran, 2005 yılında daha fazla petrolü yüzeye çılrnrmak üzere 40 milyar metreküp doğal gazı toprağa geri pompaladı. Bu, büyük bir doğal gaz üreticisi olan Cezayir'in, yıllık doğal gaz üretiminin yaklaşık yarısına eşittir. Petrol üretiminin arttırılması için, doğal gazın toprağa geri enjekte edilmesi İran için mali açıdan da mantıklıdır. Varili $28'den enjekte edilen doğal gaz, regüle edilmiş iç pazarda elde edeceğinin 80 karı, il1racatının getireceğinin ise 4 katı daha değerlidir. Ancak piyasaya yönelik olarak geri enjekte edilen doğal gazdaki herhangi bir sapma, petrol üretimi üzerinde muazzam bir etkiye yol açabilir ve 2006 yılında yaşandığı gibi yüzde 13'lük yani günde 500.000 varile tekabül eden bir üretim düşüşüne neden olabilir. Üretici üfrelerin potansiyel büyük tüketiciler olarak enerji senaryosuna girmesi, doğal gaz tedarik rekabetini daha da kötüye götürecek ve tüketici olan üfrelerin pazarlık gücünü zayıflatacaktır. Aslında bu durum, olunuu bir durumdur ve doğal gaz pazarının küresel bir boyut kazanması açısından da gereklidir." Tedarik Güvenliğindeki Kaygılar "Üretici ülkelerde doğal gaz sarfıyatııun artması ve geleneksel pazarlar arasında da rekabetin artması, üreticilerin pazarW, gücünü arttırdı ve buna bağlı olarak da, gelecekte fiyat seviyeleri ve doğal gaz tedarikinin güvenliği konusunda kaygılar oluşmaya başladı" diyen Leonardo Maugeri, doğal gazın üretici ülkelere, gerek siyasi gerekse ekonomik olarak yeni bir güç getirdiğinin inkar edilemez olduğunu vurguladı: "Avrupa piyasaları açısından, Rusya ve Cezayir gibi tedarikçiler, uzun senelerdir son derece güvenilir ortaklar oldular. Üretici firmalar ve ithalatçılar arasındaki uzun süreli

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=