bu nedenle, yeni yatırımlar ve işletme konularında tereddütlü bir ortamın sürüyor bulunması, bu tereddütleri giderecek bir plan ve yönetim olmayışı. Makro açıdan belirtilebilecek bu durumun yanında, mikro olarak üretim ve iletim kapasitesi yetersizliği ile kayıp-kaçak olayının en aza indirilmesi zorunluluğu da belirtilmelidir. Türkiye'nin elektrikteki fiyatlandırma politikası sizce ne olmalıdır ? Olaya şöyle bir dikkatle bakalım; ülkede bir serbest piyasa kurulması kararlaşnrılmış. O halde fiyatlandırma, sistemin kendi koşulları içinde belirlenmelidir. Fiyat, serbest piyasada oluşmalıdır. Burada beklenen, serbest piyasadaki rekabet nedeniyle, ucuz fiyatlı elektrik elde etmenin mümkün olacağıdır. Anca!,, henüz durum tam böyle değil. Dengeleme ve Uzlaşnrma Yönetmeliği uyarınca fiyat belirlemesi yapılıyor olmasına karşın, serbest piyasada fiyat belirlenmesi olayı tam oluşmuş değil. Mevcut üretim tesisleri tümüyle serbest piyasa koşullarında çalışmıyor. Büyük çoğunluğu EÜAŞ, yani devlet sahipliliğinde, diğer bazıları uzun dönemli sözleşmelere bağlanmış ve bunun dışında son yıllarda özel sektör yanrımı olarak gerçekleştirilmiş santraller var. Bu mevcut tesislerin üretimi, tüketimi karşılamaya ancak yetebiliyor. Elimizde artan bir kapasite mevcut değil ki; serbest rekabet ortamı oluşabilsin ve tüketici, hangi üretici ucuz verebiliyorsa elektriğini ondan alsın. Bu ortamın oluşması zaman alacaknr ve bu sebeple bir geçiş 44 ENERJi DÜNYASI EKiM 2001 dönemi yaşanacağını dile getiriyoruz. Serbest piyasada oluşacak fiyata, herhangi bir nedenle müdahale gerekirse, oyunun kuralları içinde kalınmasına özen gösterilmelidir. 01 Temmuz 2007 tarihi itibariyle Avrupa Birliği vatandaşları elektrik ve doğal gaz tedarikçilerini seçmekte özgür oldular. Bu kararı değerlendirebilir misiniz? Benzer uygulama Türkiye'de nasıldır ? AB 1995 yılında kendi iç pazarı için genel ilkelerini ve hedeflerini belirledi ve bunu "Avrupa Birliği İçin Bir Enerji Politikası" başlıklı bir kitapla yayınladı. AB enerji politikasının temelinde insan unsuruna verilen önem vardır. Tüketicilere daha ucuz enerji sağlamak, daha yüksek kalitede ve kesinti.siz hizmet sunmak, politikalarının esasını oluşturmuştur. Bu politikayı geliştirir ve uygularken bazı prensipleri de dikkate almışlardır. Bir yandan iç pazarın tamamlanması, bir yandan arz güvenliğinin sağlanması, diğer taraftan ise etkin talep yönetimi ile ilgili önlemler alınması ve ayrıca konunun çevre boyutunun ihmal edilmemesi bu prensipler arasında olmuştur. Bu koşullar altında, tüketiciye ucuz ve güvenilir elektrik sağlayabilmek için deregiilasyon ve liberalizasyon çalışmaları yaptılar. Şimdi demek ki; hedefledikleri amaca ulaşmışlar ve vatandaşlarını tedaril<çilerini seçmekte özgür bırakmışlar. Güzel bir gelişme. Yukarda belirtmeye çalıştığım gibi, henüz ülkemizde bu durum yok. Ama hedef aynı. Umarım bir gün bizim de vatandaşlarımız tedaril<çilerini seçme özgürlüğüne kavuşur. Ancak bunun için daha çok çalışmamız gerekecek. Sizce gelecekte dünyayı enerji konusunda ne gibi değişiklikler bekliyor? Dünya enerji talebi giderek artıyor. Bu artışın önemli bir bölümü, Çin ve Hindistan'daki artıştan kaynaklanıyor. Bu il<l ülkedeki talep artışının hangi kaynaklardan karşılanacağı konusunda belirsizlikler var. Bu belirsizlik ortamı içerisinde, önümüzdel<l on yıl süresinde bu ülkelerde alınacak kararlar uzun vadede dünyanın enerji yapısının, enerji fiyatlarının ve çevre sorunlarının belirleyicisi olacak. Geleceği etkileyecek bir diğer önemli konu da petroldeki gelişmeler olacak. Petrol fiyarlarında önemli değişiklikler ve fiyat istikrarı açısından riskler olacak. İran, Suudi Arabistan ve Irak'ın petrol arzı bakımından önemi daha da artacak. Kömür kullanımında karbon tutulması ve depolanması gibi teknolojiler geliştiriliyor. Bu nedenle, yakın bir gelecekte kömürün daha çok kullanımına doğru bir gelişme yaşanacak. Kömür kaynakları diğer fosil yakıtlara göre, daha yaygın ve bol mil<tardadır. Bu konuda nükleer ve hidrojen ile bordaki gelişmeler de önemli olacak. Aslında, toplumları bulundukları düzeylerden daha aşağıya çekmek olanaklı değil. Bu nedenle dünyada "sürdürülebilir kalkınma" ve bunu sağlamak için daha ekonomil< enerji
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=