almaya başlamıştır. Globalleşen dünyada bütün ülkeler hızla bu yöne dönmüşler ve dönmektedirler. Sonuç çok olumludur. Serbest piyasa koşulları sektörün gelişmesinde etkin olmaktadır. Türkiye biraz da AB önerileriyle bu yola girmiş ve 2001 yılında serbest elektrik ve doğııl gaz piyasalarının oluşturulması için gerekli yasaları çıkarmıştır. Doğal gaz piyasasının liberalleşmesi için mevcut uzun vadeli BOTAŞ kontratlarının yeni oyunculara devredilerek BOTAŞ'ın da piyasa payının yüzde 20'ye indiği rekabetçi ve serbest bir piyasa yaratılmak amaçlanmıştır. Yasanın çıkışından bu yana karşılaşılması beklenen sorunların bir kısmı çözülmüştür. Ayrıca kontratları devir almaya talip olanlar çıkmıştır. Yasa gereği birtakım yeni firmalar kurulmuştur. Zaten bu talipler çıkmasaydı, tüm bu çabalarında bir anlamı olmazdı. Doğııl gaz ithalatı için yeni şirketler kuruluyor, 35-36 şirket ihale şartnamelerine uygun olarak ihale giriş yeterliliği alıyorlar. Aldıkları yeterlilik ile BOTAŞ'a, Rusya'ya, İrada, Cezayir'e gidiyorlar ve oradaki yetkililerle görüşüyorlar. GAZPROM bu görüşmelere olumlu olarak yaklaşıyor, bazı başvuranlara 'kontratımın bir kısmını sana devredebilirim' diyor. Bu müzakereler neticesinde 4 tane firma GAZPROM'un kendilerine mevcut kontratların bir kısmını devretmesini sağlıyor. İran ve Cezayir'de ise henüz olumlu sonuç alınamadı. Benim kişisel görüşüm bu ülkelerin de kontrat devrine ilke -· olarak karşı-çıkmadıkları yönünde." İkinci Rauntta Herkes Değişecek Erkin, başlangıçta bu devirlerin yapılmayacağına dair ortada çok ciddi söylentiler olduğunu ve bunun da ötesinde bazı yetkililerin, açık ve seçik olarak bu işin yapılmaması gerektiğini ifade ettiklerini vurguluyor. "Sürekli olarak birtakım alternatif kanun teklifleri hazırlanıyor ve meclise sunuluyordu. Bir iki ufak değişiklik de oldu. Ancak ortam biraz daha müsait olsaydı, bugün daha başka devir işlemleri de mümkün olabilirdi. Bazı satıcı şirketler de 'Ben bu güne kadar uyum içinde çalıştığım alıcımla niye kötü düşeyim' demişlerdi. Bu çok doğru bir görüştü. Ancak bizim söylediğimiz de şu oldu: Bu ilk raunt. Bu raundu gördükten sonra herkes değişecektir. Biz o satıcı şirketlere kontrat devir ihalesinin zaten kendi alıcıları tarafından yapıldığını bu nedenle küsmeleri gibi bir durumun söz konusu olamayacağını söyledik. Ancak onlar yine de beklemeyi tercih ettiler. Onun için halen bazı eksiklikler ve bazı sorunlar mevcut. İhaleye katılan 4 şirket de ihalede teklif fiyatlarının çok üstünde fiyat verdiler. Ancak gene de idare, bu 4 firmanın fiyatlarını en yüksek fiyata kadar yükseltmesini istedi. Bütün şirketler itiraz etmeden iyi niyetlerini göstererek bu şartları kabul ettiler. Aslında dördüncü sıradaki firma düşünüldüğü zaman bu çok ciddi bir farktı. Bunu başka bir ihalede yapmak mümkün değildir. Aslında bu iyi niyetin başarısıdır. 4 şirket de bu şartları kabul etti ve 4 şirket de kazandı. Bunların hepsinin birden fiyat yükseltme teklifini kabul etmesi çok zordu. Bir firma bile ben bu şartları kabul etmem deseydi ne olurdu bilemem." Karşılıklı İyi Niyet Anlaşma Getirdi Şirketlerin kontrat anlaşması için tek tek davet edildiklerini de vurgulayan Erkin, Rusya'dan GAZPROM firmasının yetkililerinin üçlü anlaşma için Türkiye'ye 4 kez geldiğini anlatıyor. "Sadece imza atmak için 4 kere geldiler ve sonunda ve şu anda BOTAŞ, Gazprom ve alıcı iki firma arasında 3'lü anlaşma imzalandı. Üçlü anlaşmadan sonra firmalar lisans almak için başvuruda bulundular. Firmalar, ayrıca Rekabet Kurulu'na da gittiler. Rekabet Kurulu da incelemelerini yaptı, uygun buldu. Bu aşamada herhangi bir sıkıntı çıkmadı. Çünkü zaten gerekli şartların tamamına uyulmuştu. Yani sistemi herhangi bir zorlama olmadı. Bütün şartlar yerine getirildi, ondan sonra lisanslar verildi. Bu arada, yine bir başka iyi niyetli yaklaşım, Şebeke İşleyiş Düzenlemeleri (ŞİD) üzerinde değişiklik yapılması hususunda anlaşma sağlandı. Şirketler, ŞİD üzerinde bazı itirazlarda bulundular, karşı taraf da zaten bu itirazları doğrudan kabullendi. Çünkü ŞİD piyasada bir tek BOTAŞ olması esasına göre hazırlanmıştı. Alıcı da, satıcı da, taşıyıcı da kendisiydi. Dolayısıyla o şartlar, pazar ekonomisi içerisinde düzerılenmiş şartlar değildi. Onlar da-bu durumun farkındaydılar. ENERJi DÜNYASI KASIM 2007 37 ·---
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=