Kaygılarımız Var Beyaz Saray, Bali İklim Konferansı'nda varılan uzlaşmayla Kyoto Protokolü'nün yerini alacak anlaşmanın hazırlanmasında önemli bir adım atıldığını açıkladı. Ancak Beyaz Saray, küresel ısınmayla mücadelede ülkelerin özel konumlarının dikkate alınması gerektiğini vurguladı. \'(/ashington, her ülkenin ekonomik açıdan kalkınmaya çalışağını; bu gerçeBali Konferansı'nın en kritik başarısı alınan kararlardan ziyade, iklim değişikliği konusunu çevre camiası dışındaki çevrelerce de ana gündem maddesi olarak ele alınmasını sağlamasıydı. Bugüne kadar ilk defa tüm dünyadan senatörler, Dünya Ticaret Örgütü, IMF gibi küresel sermayeye yön veren kuruluşlar, belediye başkanları, sanayi bakanları, maliye bakanları bu kadar yoğun ve üst düzeyde coplana ve etkinliklere kaaldılar. Bu başarı önümüzdeki dönmemde küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda aalacak adımların olumlu anlamda ilerlemesine çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Bali Konferansı'nın en önemli çıktısı ise 2012 sonrası için hem Sözleşme hem de Kyoto Protokolü ekseninde görüşmelerin başlatılmasıydı. Aslında Kyoco Protokolü'nün 2012 sonrasına yönelik çalışmalar 2005 yılından bu yana gündemdeydi. Ancak Sözleşme altında bu sürecin yeniden tartışılmaya başlanacak olması, özellikle 2008 seçimlerinden ABD'de iktidara gelecek yeni federal yönetimin de bir şekilde uluslararası sürece katılmasını sağlamak olarak yorumlandı. Konferans'ın sonucunda ortaya çıkan kabul edilen Bali Eylem Planı'nda gelişmekte olan ülkelerinde sera gazı salımlarının azaltılması için çaba gösterecekleri kabul etmeleri, iklim değişikliği müzakerelerine tarilıinde bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir. Hatırlanacağı gi_l:ıi, mevcut ABD federal yönetiminin Kyoto Protokolü'ne katılmamasındaki en önemli gerekçelerden birisi de Çin, 2 4 ENERJi DÜNYASI OCAK/ŞUBAT 2008 İki Yıllık Süreç Komisyon iklim ve enerji 23 Ocak 2008 tasarıları paketini masaya getirecek. Kasım/Aralık Polonya'nın Poznan 2008 kentinde iklim Konferansı (COP 14) toplanacak. Ocak-Haziran Yeni ABD yönetimi iş başına 2009 gelecek. Kopenhag iklim Konferansı Aralık 2009 (COP 15), 2012 sonrası müzakereler çerçevesini tamamlamak üzere toplanacak. Brezilya ve Hindistan'ın sera gazı salım azaltım yükümlülüklerine muaf olınalarıydı. Bali Eylem Planı kapsamında bu ülkelerin de kapsamı farklı olsa da ilkesel olarak bu çalışmalara katılacaklarını açıklamaları hem ABD federal yönetiminin uluslararası alanda biraz daha zor duruma düşmesine hem de gelecekte daha geniş kaalımı bir çaba için olumlu bir başlangıcın atılması olarak değerlendirilebilir. Bu başarının mimarı ise özellik. le AB'nin gelişmekte olan ülkelerle giderek artan işbirliğiydi. Küresel iklim değişikliği rejiminin ve karbon ticaretinin sürekliliğinin sağlanmasında en önemli siyasi güç olan AB, Bali'de gelişmekte olan ülkelere desteğini arttırarak bu alanda bugüne kadar yaşanan kamplaşmaları ortadan kaldırma yolunda önemli bir adım atmış oldu. Türkiye açısından ele alındığında Bali Konferansı'nın en dikkati çeken noktası Türk STK'larının BJ\ıIİDÇS Sekretaryası'na resmen akreditasyonlarının sağlanmış olıııasıydı. REC Türkiye'nin 2005 yılından bu yana yürüttüğü çalışmalar kapsanunda TEMA Vakfı çevreci kuruluşlar (ENGO), Enerji Ekonomisi Derneği de araştırma kuruluşları kapsanunda (RI GO) Sekretarya'ya akreditasyon! işlemlerini tamamlayan ilk STK.lar oldular. Doğa Derneği de Bali toplantılarını doğrudan izleyerek aktif kaalım yönünde önemli bir ilerleme sağladı. Önümüzdeki süreçte özel sektör, yerel yönetimler ve basın sektöründen de kar amacı gütıneyen kuruluşların uluslararası süreci daha yakından takip etmesi, Türkiye'nin ulusal ve uluslarağin gözardı edilmesi durumunda iklim değişikliği konusunda yeni bir anlaşmaya varılamayacağını duyurdu. Avrupa Birliği'nin İstediği Oldu Avrupa Birliği, Bali İklim Konferansı'nda elde edilen sonuçtan memnun olduğunu açıkladı. AB heyetinin başkanı Humberto Rosa, varılan anlaşmayı, "tam istediğimiz gibi" diyerek değerlendirdi. ■ rası düzeyde atacağı adımların kurgulanmasında önemli bir adım olacaktır. Nitekim, REC Türkiye tarafından 09 Ocak 2008 tarihinde düzenlenen bir panelde, tarilıte ilk defa Taraflar Konferansı katılımcısı kamu ve sivil coplum kuruluşları kamuoyuna açık bir toplantıda uluslararası toplanada elde edilen çıktılarla ilgili görüşlerini birbirlerine aktarma fırsatı buldular. Söz konusu toplantı İnternet üzerinden www.reclife.sempozyum.tv adresinden izlenilebilmektedir. Türkiye açısından diğer bir konu da Ti.irkiye'nin, ilk defa Taraflar Konferansı'run üst düzey bölümünde Avrupa Birliği'nin açıklamasını desteklemiş olmasıydı. Bu adım, uluslararası alanda Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin çabalarını daha aktif desteklemeye başladığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Avrupa Birliği'nin 2012 sürece yönelik olarak gelişmekte olan ülkelere verdiği destek de düşünüldüğünde, AB-Türkiye arasındaki bu olumlu diyaloğun, Türkiye'nin 2012 sonrasındaki süreçlerini katılımında AB'nin daha etkin desteğini alabileceği olarak yorum.lanabilir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=