Dosya ■ Söyleşi ■ Yenilebilir Enerji ''Biyoyakıt ve biyoyakıt teknolojilerini destekliyoruz'' Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Ankara Şubesi ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından 12-13 Aralık 2007 tarihlerinde Ankara'da, "Biyoyakıtlar ve Biyoyakıt Teknolojileri Sempozyumu" gerçekleştirildi. Bu iki önemli meslek örgütünün eşgüdümünde,biyoyakıtlar tarladan egzoz ve baca gazına kadar tüm aşamalarıyla incelendi ve tartışıldı. Sempozyum ve sonuçlarına dair KMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Kimya Yüksek Mühendisi Mehmet Besleme ile söyleştik. Filiz Karaosmanoğlu İTÜ Kimya Müh. Biyoyakıtlar ve Biyoyakıt Teknolojileri Sempozyumu hangi hedef doğrultusunda düzenlendi? Hepimizin bildiği gibi; günümüzde enerji, insan hayaanın ve toplumsal refahın devamlılığı açısından olmazsa olmaz bir yaşamsal olgudur. J\ncak ülkemizde, enerji üretimi ve sürdürülebilirliğine yönelik önemli sorunlar bulunuyor. Öyle ki; toplumların refahı özellikle, keneli kendine yetebilmeleri ile doğru orantılıdır. Ülkemizde toplam enerji arzının yüzde 70'inden fazlası ithal kaynaklarla karşılanıyor. Türkiye'nin enerji temini konusundaki bu bağımlılığı yaşanan sıkınalarırnızın ana nedenlerinden biridir. Nitekim, Türkiye'nin petrol ve petrol ürünlerine yönelik ithalaa 2006 yılında 26 milyar, yine bu yılın ilk 10 ayında ise, 26,5 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca dünyanın petrol ve doğal gaz rezervleri açısından zengin bölgeleri uluslararnsı hegemonya mücadelesinin açık alarn haline dönüştürülüyor. Çevremizdeki işgal ve savaşların birinci nedeni de budur. Bu anlamda, ithalat bağımlılığı, hem arz güvenliğini riske sokuyor hem de uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarındaki araşlara bağlı olarak cari açıkların büyümesine ve bağımlı ülkelerin yoksullaşmalarına neden oluyor. Yine enerjiden kaynaklı çevre sorunlarının yanı sıra günümüzde önemli bir küresel sorun da iklim değişikliğidir. Sempozyum sonuç bildirgesini özetler misiniz? Ülkemiz enerji politikaları kapsamında, "alternatif enerji kaynaklarından olan biyoyakıtlarla ilişkili olarak hükümetlerin ve devletteki i.lgili kurum ve kuruluşların; gerçekçi strateji ve planlama yapmaları, hammadde olarak yerli tarımsal 42 ENERJi DÜNYASI OCAK/ŞUBAT2008 ürün kullanımına, yerli üretim ve istihdama öncelik vermeleri, ulusal teknoloji için AR-GE çalışmaları özendirilmeleri, yine insan, çevre ve hayvan sağlığını öncelik alarak, her türlü evsel, tarımsal ve ormancılık aak ve artıklarırn değerlendirecek enerji eldesine yönelik çalışmaları teşvik etmeleri" gerekiyor. r ihayetinde ülkemiz enerji politikalarırnn, tarım, sanayi, çevre, orman, bilim ve teknoloji politikalarından ayrı düşünülemeyeceğini de kavramak zorundayız. Bu nedenle enerji konusundaki politikaların, entegre, bütünleşik veya tümleşik olarak ele alınması gerekiyor. Yoksa bu alanda yapılacak planlama ve aalacak stratejik aclımlar eksik ve sakat doğacakar. KMO "Türkiye Enerji Sektörü" için hangi görüşü ileri sürüyor? KMO olarak, ülkemizin enerji kaynakları açısından linyit, taşkömürü, su (hidrolik), rüzgar, güneş, ve jeotermal çeşitliliğe sahip olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'nin enerji çeşitliliğinde şu tespitleri yapak: Linyit- Taşkömürü: Linyit rezervlerimiz 9,3 milyar ton olup sektörün en önemli sorunlarından biri, özellikle son 15 yılda yeterli arama çalışmalarının yapılamanıış olmasıdır. Taşkömürü rezervlerimiz ise 1,3 milyar tondur. Toplam 9,3 milyar ton linyit re,.ervinin ancak 3 milyar tonu projelendirilip işletmeye alınmışar. Su (Hidrolik): Ülkemiz hidrolelektrik pornnsiyeli 127 n'{fh'tir. Teknik Yapılabilir Hidrolik Pornnsiyel'in, Brüt [-lidrolik Pocansiyel'e oranı (TYHP /BH P ) 216 milyar kWh teknik ve 433 milyar kWh brüt kabulüne göre; ıiizde 50'clir. Bu oran Arjantin'de yüzde 76, İsYeç'te yüzde 65, l(anada'cla yüzde 74, Brezilya'cla yüzde 57, İspanya'da yüzde 51, italya'da ıiizde 46, Norvcç'te )iizde 36 ve İsviçre'de ıiizde 30'dur.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=