Rüzgar: Yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar ile ilgili potansiyel tespit çalışmalan ve Türkiye Rüzgar J\tlası'na yönelik çalışmaların ancak Baa Anadolu ayağı tamamlanabilmiştir. Ülkemiz rüzgar potansiyeli karada ve denizde olmak üzere 25.000 M\lÇI olduğu tahmin ediliyor. Güneş: Türkiye güneş enerjisi yönünden oldukça zengin bir ülkedir. Türkiye'nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2.640 saat ( günlük ortalama 7.2 saat ) olup, ortalama ışınım şiddeti 1.131 k\Xlh/m2yıl olduğu tespit edilmiştir. Türkiye ısısal güneş enerjisi üretimi açısından Çin, ABD ve Japonya'dan sonra dünyada dördüncü sırada yer almaktadır. Ancak elektrik enerjisi üretimine ve doğrudan klimalandırmaya yönelik önemli bir çalışma bulunmuyor. Biyokütle: Ülkemizde biyokütleden Q1ayvansal aak kaynaklı) 2,8 - 3,9 milyar m3 biyogaz üretilebileceği tespit edilmiştir. Bu potansiyelin yıllık elektrik enerjisi cinsinden değeri 24,5 milyar k\Xlh'dir. Jeotermal: Ülkemiz jeotermal enerji potansiyeli açısından dünyadaki zengin ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye'de toplam 1000 civarından sıcak ve mineralli su kaynağı ve jeotermal akışkan çıkan kuyu noktası vardır. Bilinen jeotermal alanlarımızın yüzde 95'i ısıtmaya, yüzde 5'lik bir kısmı ise elektrik enerjisi üretmeye uygundur. Halen 20.4 !v[\'(I brüt kurulu güce sahip bulunmaktayız. Türkiye jeotermal enerji ile kısa vadede 500.000 konutun ısıtılmasını sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir. Dalga Enerjisi: Türkiye'de dalga enerjisi ölçümlerini yapacak ilk rasathane 2005 yılında Karadeniz Ereğli'de denize indirilmiştir. İki yıl sürecek olan ölçümler ile Karadeniz'in dalga haritası çıkarılacaktır. Turizm, balıkçılık ve kıyı tesisleri dışındaki kuUanıma uygun 1 /5'lik kısımdan yaklaşık 18,5 milyar k\Xlh/yıl dalga enerjisi elde edilebileceği hesaplannuştır. Kayıp-Kaçaklar Ve Enerjinin Verimli Kullanımı: Yine enerjideki kayıp-kaçak oranları ve özellikle enerjinin verimli kullanınu odaıruz açısından incelenmesi gereken önemli bir konudur. Nihayetinde ortama olarak kayıplar (iletim ve dağıtım hatalarında) dünya ortalamasııun üzerinde yaklaşık yüzdelS-18 arasındadır. Yine enerjinin etkin ve verimli kullanımı ile ülkemiz enerji ihtiyacında yüzde 10- 15 arası iyileştirmeler mümkündür.Kısa başlıklarla enerji çeşitliliği üzerine ülkemiz enerji kaynakları potansiyellerini özetlemeye çalıştım. Doğal olarak Kimya i'viühendisleri bu potansiyellerin değerlendirilmesine yönelik teknik ve mühendislik çalışmalarııu önemsiyor, meslek odası olarak üzerine düşen çalışmaları yapıyor. Biyoyakıtlar için KMO görüşü nedir? Öncelikle, dünyada biyoyakıtlara yönelik ciddiye alınması gereken önemli eleştiriler var sanırım, buradan başlamak gerekir. ABD'nin politikalarının Brezilya'daki yağmur ormanlarının yok olmasına neden olduğu, AB'nin teşvik politikalarının Endonezya'da ve Malezya'da ormanların tahribine yol açtığı, yine açlık çeken ülkelerde tarım topraklarının gıda üretiminden çok enerji tarımına ayrıldığı yönünde önemli saptamalar var. Bunlar; üzerinde bir kez daha düşünülmesi gereken hegamonik politikaların bir sonucu. Ancak bu durum, tek başına biyoyakıtlara karşı çıkmamızı gerektirmez. Alternatif bir kaynak olarak görmemizi engellemez. Nihayetinde özellikle sizin de çeşitli görüşmelerde dillendirdiğiniz gibi; "kimya mi.ihenclisleri üretimlerinde, gıdaya ve yeme dokunmazlar". Yine "doğal dengeye ve özellikle çevreye karşı duyarlılıkları olmazsa olmazlarıdır". Nihayetinde bu temel ilkeleri sadece bizim değil, ti.im meslek gruplarının ve hatta insan olınanm gereği olarak kabul etmek gerekir. Bunun cliğer meslekler ve nihayetinde etkinlik ortağımız ziraat mühenclisleri içinde böyle olduğunu düşünüyorum. Doğal olarak bizim için biyoürün olarak tanımlayabileceğimiz bu ürünler, gıda ve yem dışmdaki çevre duyarlılığı olan ürünlerdir. Ülkemizin biyakıtlarla ilgili bir hammadde sorunu vardır. Ziraat Mühenclisleri Odamızın verilerine göre, 2 milyon hektar alan carım dışı, yine her iki yılda bir buğday nadas ikilemine bırakılan yaklaşık 3,5 milyon hektar ekilebilir alan olduğu da unutulmamalıdır. Bu alanlarda, yağ bitkileri, nişasta, şeker bitkileri, lif bitkileri, tahıllar, bitkisel protein kaynağı olarak yine tane baklagiller yetiştirmek, bunları hamKMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Kimya Yüksek Mühenclisi Mehmet Besleme madde olarak kullanabilmek de önemli bir seçenektir. Yine değerlendirmemiz gereken, saf saman, kabuklu çekirdek, odun gibi bitkisel artıklar, hayvansal atıklar, evsel, kentsel ve sanayi atıkları da önemsenecek bir potansiyel oluşturmaktadır. Kimya Mühendisleri Odası olarak; carım, sanayi, bilim ve teknolojide entegrasyonunu sağladığı, biyoyakit yan ürünlerinin kullanımı kırsal kalkınmayı desteklediği, oradaki tarımda güvenle kullanılabileceği, tarımsal faaliyette önemli bir gireli olan yakıt masraflarını azaltacağı ve çevre duyarlılığını arttırdığı için biyoyakıt ve biyoyakıt teknolojilerini destekliyoruz. İnsan, çevre ve hayvan sağlığını önceliğimiz kabul ecliyoruz. Birincil olan gıda ve yem eliyoruz. Ancak, enerjide dışa bağımlılığın kırılması için de biyoyakıt enerjisinin de bir seçenek oluşturacağını düşünüyoruz. Fakat ülkemiz enerji seçeneklerinde bu yakıtlarda, yerli hammaddenin kullanılınasının, yerli istihdam ve ulusal teknoloji geliştirmenin zorunlu olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz. Ancak biyoyakıt enerjisi diye adlandırdığımız bu alternatif kaynaklar, ülkemiz enerji ihtiyacının tek başına karşılayacakınış gibi bir inancada kapılmamak gerekir. Nihayetinde gelişmiş ülkelerin 20-30 yıllık stratejilerinde, enerji ihtiyaçlarınm sadece yüzde 10-20'lerini biyoyakıtlardan karşılama öngörüsü vardır. ■ ENERJi DÜNYASI OCAKI ŞUBAT2008 43
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=