Enerji ve Çevre Dünyası 62. Sayı (Mayıs-Haziran 2008)

malarımızı bu doğrultuda sürdürmek ve yönlendirmek durumundayız. Bu doğrultuda mutlaka ve mutlaka son beş-altı yılda yerli kaynakların kullanımına, enerji verimliliğin artırılmasına önem verdik. Önümüzdeki dönemde ele bu tür politikaların aksatılmadan sürdürülmesi güvenifü bir enerji geleceği için büyük önem arz etmektedir. Bugün geldiğimiz noktada, su kaynaklarımızın yüzde 40'ını kullanmış durumdayız. İnşaat halinde özel sektörün ilgisiyle lisans almış yatırıınları dikkate aldığımızda önümüzdeki üç-beş yıllık bir süre içinde artık bu kaynakların yarısını kullanmış olacağız. Yine rüzgara baktığımızda, yine çok uzun olmayan bir süre öncesine kadar 17 ıvf\'v' kurulu gücümüz varken, bu rakam 280 MW düzeyine ulaşmış durumda. Bu yılın sonuna kadar 500'lere ulaşacak. Hedefimiz 2015 yılında 4-5 bin MW düzeyine erişmesidir." "Enerji Yatırım Atmosferi Olumlu Durumda" Selahattin Çimen'in ardından bir konuşma yapan Türkiye Kojenerasyon Derneği Başkanı Özkan Ağış ise; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın yaptığı olumlu işlerden bahsederek, daha yapılması gereken işler olduğunu dile getireli. Ağış, "Bu yıl ETKB'na ikinci defa sunduğumuz ve AB'nin dört yıl önce uygulamaya koyduğu Yüksek Verimli Kojenerasyon Yasası Tasarısı, "Enerji Verimliliği Kanunu" çerçevesine sığdırılabilirdi. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretecek tesislerin lisans esaslarının tespitinde ETIZB (Bağlı kuruluşlar dahil), EPDK ve DSİ üçgenindeki strateji, politika ve kararlarda gördüğümüz farklılıklar sektörde karmaşa yaratmakta ve yatırımları geciktirmektedir. Bu üçgeni teşkil eden köşelerin kenarlarıyla barışık bir düzlemde çalışmalarını görebilmenin özlemi içindeyiz. 78.000 MW!'lık rüzgar lisans başvurusunun ve 8.000 M\Xl'lık hidrolik santral başvurularııun hakkaniyetle değerlendirileceği bir yapısal ve yasal platforma ülkemizin acil.en ihtiyacı var" dedi. Türkiye'de iki yıldır yaşanılan elektrik arz sıkmtılarının bu yaz bölgesel 2 2 ENERJi DÜNYASI MAYIS. HAZiRAN 2008 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. M. Hilmi Güler kesintilere kadar büyüyeceğini ifade eden Ağış, "Geçen yıl 30.500 MW olan yaz puantııun bu yıl 32.500 MW'a kadar yi.ikselebileceğini hesaplıyoruz. Hesabımızın bazını, elektrik tüketiminin geçen yıl yüzde 7, klima satışlarının ela yüzde 17 artmış olması teşkil ediyor. Rüzgarcıların dağıtım bölgelerine bağlantı sorunları çoğunlukta, hidrolikçiler ise "su katkı payı" tartışmaları içinde. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımızı birinci öncelikle değerlendirirken, bunlarla her yıl ihtiyacımız olan 3.500 M\1(/'lık yeni üretim kapasitesini yaratabilmemiz zor görünüyor. Diğer kulvarda da temel (baz) yük ihtiyacını karşılayacak büyük santrallere de ihtiyaç var" şeklinde konuştu. Yatırımcılara ela seslenen Özkan Ağış, Türkiye'de enerji yatırım atmosferinin hiçbir zaman bu kadar olumlu bir duruma gelmediğini vurguladı. "Yenilenebilir Kaynaklarla İlgili Düzenlemeler Yapılmalı" ICCI 2008 açılışrncla bir konuşma yapan TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da bugüne kadar izlenen politikalar sonucunda ülkemizin enerji ihtiyacını keneli özkaynaklarınclan değil, ağırlıkla EPDK Başkanı Hasan Köktaş dışarıdan satın alarak karşılayan bir duruma geldiğini vurguladı. Soğancı, ülkemizde yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji ihtiyaçlarının çok önemli bir bölümünü karşılayabilecek potansiyele sahip olunmasrna karş111, bu kaynakların başarılı birkaç adım atılmasma rağmen hiç kullanılmamakta ya ela potansiyelin çok altında değerlendirilmekte olduğunu söyledi. Soğancı, "Enerji ithalatı 2006 yılında 29 milyar dolar, 2007 yılında 33,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Petrol fiyatları bugün 120 dolar düzeyindedir. Bu fiyat artışının sürmesiyle toplam enerji arzında petrole yi.izde 35 ve doğalgaza yüzde 28 bağımlı olan Türkiye ekonomisinin de olumsuz etkileneceği açıktır. Sadece enerji fiyatlarının artına eğiliminde olması değil, yüksek ithalat bağımlısı olduğumuz ülkelere yönelik arz güvenliği kaygiları da enerji ajandamızm başmda yer alan diğer bir husustur. İklim değişimi ele Türkiye'nin kaçımlmaz şekilde ve bir an önce enerji sektörünü gözden geçirerek fosil yakıt kullanımının azaltılması ve yenil.enebilir kaynakları kullanmak üzere düzenlemeler yapmasını zorunlu kılmaktadır. Son üç yılda MTA, DSİ, TAİ ve benzeri kuruluşlarca eşgüdümlü olarak yeniden başlatılan kömür arama çalışmaları Türkiye için olumlu bir gelişmedir" diye konuştu. "Çok Oyunculu Serbest Piyasa Yapısına Geçiş Sağlanmalı" EPDK Başkanı Hasan Köktaş ise yaptığı konuşmada özelleştirmelere verdikleri öneme değineli. "Ülkemizin ekonomik gerçekleri ile yatırım olanakları dikkate alınarak enerji etkinliği ve veriml.iliği için, kamu işletmeciliğinin sektörün bugünü ve geleceğinde söz sahibi olduğu tek oyunculu yapıdan, sürece özel sektörün ele katıldığı, çok oyunculu serbest piyasa yapısına geçişin sağlanması gerekmektedir. Bu yapının oluşmasının bir boyutu özelleştirmelerdir, bir başka boyutu maliyet esaslı fiyatlanclırmadır, bir diğer boyutu ise enerji politikalarmcla ve karar süreçlerinde herkesin önünü görebilmesini sağlayacak, öngörülebilirliği yi.iksek bir piyasa yapısıdır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=