manzara şudur; Ağırlıklı finans- muhasebede bir yazılım kullanılır, birde belki buna depoyu entegre etmişlerdir. Onun dışında bakım yönetimi için ayrı yazılım kullanırlar, kalite yönetimi için ayrı, çizim için ayrı, planlama için ayrı bir yazılım vb. Her departman kendi işini görecek bir yazılımı bulmuştur. Her departmana ayrı ayrı sorduğunuz zaman o departman kendi işini dört dörtlük yapıyordur. Oysa işletmeye bir bütün olarak baktığınız zaman hiçbir şeyin dört dörtlük yapılmadığı görülecektir. Sebebi çok basit, çünkü bunların birbirleriyle entegrasyonu yoktur. Böyle her departman için ayrı ayrı yazılım kullanmanın birçok sakıncası vardır, öncelikle mükerrer işlem çok olur. Bunun dışında çok ciddi güvenlik açıkları vardır. Bir diğer sakıncası kontrol edilmesi çok zordur. ERP sisteminin sağladığı temel avantaj, bir işletmenin bütün iş süreçlerini entegre bir şekilde çalıştırmasıdır. Bizim sistemimiz bir yazılım sistemi değil, aslında işletmenin yönetimsel olarak bakıldığında bütün süreçlerinin en verimli şekilde çalışması için ne yapmalıyız sorusunun cevaplandırıldığı şablon sistemdir. Biz bugün Türkiye'de herhangi bir işletıneye gittiğimizde o işletmenin dinamiklerinden ziyade o işin dünyadaki standartlarının o işletmeye uyarlamasını yapıyoruz. Örneğin, otomobil sektöründeki bir işletmeye gittiğimizde 300'ün üzerinde ana sanayi veya yan sanayi işletmesinin birikimini o işletmeye taşıyoruz. Bu anlamda yaptığımız iş yönetim danışmanlığı, değişim mühendisliği ve yazılım mühendisliğinin birleşimidir diyebiliriz. Temel hedef, işletme verimliliğini artırmaktır. IFS'in özellikle ERP anlamında enerji sektörü için sunduğu çözümler nelerdir? IFS diğer sektör firmalarından ayıran farklardan bahsedebilir misiniz? Temel olarak şöyle bir şeyden bahsetmek 50 ENERJi DÜNYASI MAYIS . HAZiRAN 2008 gerektiğini düşünüyorum. İşletmelerin hiçbiri aslında diğerine benzemez. Bu yönetim şekillerine de bağlıdır. Kimi finansal değerlere, kimi kaliteye, kimi ise standartlara önem verir. Dolayısıyla ilk bilmemiz gereken bir işletmeye sunulan çözüm diğerine tam olarak uymayabilir. Bu noktada özellikle belirli sektörler diğerlerinden farklı. Dolayısıyla bizim aslında 4 ana iştigal konumuz var. Bir tanesi tipik üretim sektörleri otomotiv, elektronik, kimya vb. gibi, ikincisi proje tipi işler inşaat sektörü, büyük tesis kuran firmalar, gemi inşa sektörü vb. üçüncüsü al-sat sektörler, dördüncüsü ise varlık yoğun sektörler. Bizim asıl uzmanı olduğumuz bu dördüncü sektörde bulunan firmalar. Varlık yoğun işletmelerin özellikleri nelerdir derseniz; birincisi kurulması zaman alan 4-5 yılda ancak kurulabilen, büyük finansal yatırım gerektiren ve işletme maliyetleri yüksek olan kurumlardır. Örneğin enerji şirketleri, telekom kurumları varlık yoğun şirketlerdir. Enerji şirketleri açısından örneğin, elektrik üretip sattığınızı düşünün yapacağınız şey şudur, o tesisten üretebileceğiniz kadar maksimum elektriği, üretebileceğiniz en düşük maliyette üretmektir. Bunu nasıl yapacaksınız, Yaptığınız yatırımı yani işletmenizi verimli şekilde kullanırsanız bu durumda maliyeti düşürürsünüz. Dolayısıyla enerji tesislerinin işletme mantığı açısından bakıldığında bu yönde işletilmesi gerekir. Enerji sektörü özelinde baktığımızda aslında bizi scada sistemleri ile karıştırırlar. Enerji tesisleri kurulurken olınazsa olınaz şeylerden bir tanesi scada sistemleridir. Çünkü enerji kendi içinde tehlikeli olabilen bir sektördür. Özellikle sahadaki her türlü ölçüm cihazı, kontrol cihazı otomatik olarak merkeze bağlı, kontrol edilebilir şekilde kurulur zaten. Hepsinin merkezden izlendiği bir scada sistemi zaten tesis ilk kurulduğunda anahtar teslimi size verilir. Fakat burada sorun şu, o enerji tesisi içerisindeki her şey sadece sahadaki ölçüm ve kontrol cihazlarından oluşmuyor ki. Stoklar var, finansal değerler var, kapasite var, insan kaynakları var. Bütün bunların kullanımı var. Scada sistemi bunları yönetemiyor. Dolayısıyla scada sistemini bir katman olarak düşündüğünüzde en altta duran bir katman. Bunun üzerinde o tesisi verimli bir şekilde yönetmek için bir sisteme ihtiyaç var. Burada en basit anlamında bir bakım yönetimi sistemi ve stok yönetimi sistemi kuruduğunuzda bu mantık olarak kurumsal varlık yönetimi kökenini oluşturur. Fakat biz diyoruz ki bu noktada kalırsanız yine tam verimlilik sağlayamazsınız. Bunu diğer departmanlarla entegre duruma getirmelisiniz. Bu durumda zaten ERP sistemine ulaşmış oluyorsunuz. Ancak burada asıl dikkat edilınesi gereken konu enerji sektörünün bir gereği olarak bakım yönetim sistemlerinin çok kuvvetli sistemler olması gereğidir. Yani alınacak sistemin bakım yönetim sistemi ağırlıklı bir sistem olınası gerekınektedir. Sizin enerji şirketi olarak ERP sistemi kurdum diyebilmeniz için bakım onarım modüllerini tam olarak kurup yaygınlaştırmış olmak ve diğer modülleri onların etrafında entegre bir şekilde kurmuş olınanız gerekınektedir. Enerji şirketleri açısından IFS'in önemli bir özelliği var. IFS yüzde yüz açık kocllu bir program. Diyelim ki siz IFS aldınız, kurdunuz ve enerji şirketi olarak farklı ihtiyaçlarınız var ve kendinize ait bir IT ekibinizde var. Siz IFS üzerinde • istediğiniz değişikliği, eklemeyi, düzeltmeyi yapabiliyorsunuz. Bunun için bütün
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=