Enerji ve Çevre Dünyası 65. Sayı (Ekim 2008)

Makale ■ Enerji ve Çevre Kyoto Protokolü ve Türkiye Bölüm 1 Dr. Mustafa Şahin Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Hava Yönetimi Dairesi Başkanı 350 300 c 250 o .2:-I 200 :;; - ı 150 w"" (.)o � ıoo 50 = F .. İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 1992 yılında imzaya açıklı. 1994 yılında yi.irürlii. ğe girdi. Ülkemiz protokolün ek 1 ve ek 2 listelerinde yer alması nedeniyle sözleşmeye taı:af olmadı. Türkiye, 2001 yılında Marakeş'cle gerçekleştirilen 7. Taraflar Konferansı'nda (COP.7) "Sözleşmenin Ek-I listesinde yer alan diğer taraflardan farklı bir konumda olan Türkiye'nin özel koşulları tanınarak, isminin EK-I'de kalarak EK-II'den silinmesi" yönünde alınan karardan (26/CP7) sonra, 24 Mayıs 2004 tarihinde Birleşmiş J\ıiilletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne taraf olınuştur. Eğer Türkiye 1992 yılında sözleşmenin hazırlanma sürecinin içinde yer almış olsaydı belki ülkemiz ek 1 dışı ülke konumunu koruyarak sözleşmeye ilk imza atanlardan olurdu. Buradan çıkanlması gereken ders her hangi bir uluslararası proje olduğu zaman başlangıç aşamasında yer alı11ak ve belirleyici olmak önemlidir. Ek 1 el.ışı ülkeler, belki ele ekonomide en önde olan ülkelerdir. 1992 yılında sözleşme oluşturulurken bu liste yer almadığı için sayısal azaltma yi.ikümlii. lüğü bulunmamaktadır. Ülkemiz OECD ülkesi olması nedeniyle hem ek 1 bem de ek 2'de yer almış ve daha sonra ek 2'den çıkarılmıştır. Ek 1 listesincleki ülkeler (Türkiye ve Belarus hariç) Kyoto Protokolü'ncle ek B listesinde yer almıştır Bunların sorumluluğu sera gazı em.isyonlarını 90 yılı seviyesine göre 20082012 arasındaki periyotta yüzde 5 azaltmaktır. 1997 - ı= Yılbr 1iJ C02 0 Cl·I, 0 N20 ■ FGnbr Türkiye'nin l990-2005 yılları arası toplam sem gazı emisyonu 56 ENERJİ DÜNYASI EKIM2008 yılında protokol oluşturulurken sözleşmeye taraf olmadıkları için, Türkiye ve Belarus şu an ek b listesinde yer almamaktadır. Sözleşme Sekretaryasına sunmakla yükümlü bulunduğumuz, I. Ulusal Bildirim Raporunun hazu-lıkları, UNDP katkılaı·ı ve GEF finansal desteği ile I Ağustos 2005 tarihinde başlamış ve 2006 yılı sonunda tamamJaım1ış, Ocak 2007'de Sekretarya'ya gönderilmiştir. Türkiye'de, 1990 yılında 170 milyon ton olın sera gazı eınisyomı, 2005 yılı itibariyle yaklaşık 312 milyon ton eşdeğer karbondioksit seviyesine yükselı11iştir. Birinci ulusal bildirimde 2020 yılı itibariyle, en1İsyonlarımızın 11içbir önlem alınmadığı zaman yaklaşık olarak 620 n1ilyon ton olması bekleı1iyor. 2004 yılı verilerine göre, sera gazı en1isyonlarının yüzde 82'sin.i karbon dioksit oluşturuyor. Enerji ise yüzde 77 ile en fazla sera gazı emisyonuna yol açan kaynak olarak göze çarpıyor. Yine 2004 yılına baktığımızda tarım sektörü hem toplam salım miktarı hem de değişim oranı en az olan sektör olarak dikkat çekiyor. En yüksek artış atık sektöründe gerçekleşmiştir. Toplamda da en fazla artış enerji sektöründedir. 1990 yılında 132 iken 2004 yılında 227'ye çıkmıştır. Ti.irkiye'yi dünya ile karşılaştırdığımız zaman ise ■ Türkiye'n.in sanayileşme seviyesi beni.iz diğer OECD & BMİDÇS EK-I ülkeleri ile karşılaştırılabilir seviyede değildir. ■ OECD&BMİDÇS EK-I ülkeleri arasında k.işi başı sera gazı en1isyon, kümülatif emisyon ve kişi başı birincil enerji tüketimi miktarında en düşük değere sahiptir. ■ BMİDÇS EK-I ülkeleri arasında 1990-2004 yılları arası en yüksek sera gazı emisyonu artış oranına sahiptir. ■ OECD, AB VE BMİDÇS EK-I ülkeleri arasında en yüksek nüfus artış hızına salı.iptir ■ İnsan.i Kalkınma Endeksi: 84/177 (2005) ■ Ulusal enerji politikası gereği yerli kaynakların optimum seviyede kullaıulı11ası ihtiyacı vardır. İklim Değişikliğinden Etkilenebilirlik ■ Ti.irk.iye, İklim Değişiklinin olumsuz etkilerinden en çok etkilenecek bölgeler arasında yer alan Akdeı1İz Havzasında yer almaktadır (IPCC 4.Değerlendirme Raponı-2007). ■ Üç yaıu denizlerle çevrili olan Türki-ye'niı1 kıyı şeridi 8,333 km olup sanayi sektörünün %70'i kıyı şeridinde yer almaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=