Enerji ve Çevre Dünyası 66. Sayı (Kasım-Aralık 2008)

2009 yılı Kurumumuzun bütçe toplamı 94 milyon 440 bin YTL'dir. Bu bütçenin 31 milyon 500 bin YTL'si yani yaklaşık üçte biri petrol piyasasının denetimi ve kontrolü amacıyla İçişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Gümrük Müsteşarlığı ile "Ulusal Marker" kapsamında TÜBİTAK'a aktarılacak olan tutarlar ile akaryakıt analiz bedellerinden oluşmaktadır. Bu kapsamda son üç yılda petrol ve LPG piyasalarındaki tüm sektör oyuncuları birkaç kez denetlemiştir. Bu denetimlerin yanı sıra il1bar ve şikayetler Ü7.erine de gerekli işlemler yi.irütülınektedir. Son bir yılda Kurum faaliyetlerimizden doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen kesimlere ait 41 adet dernek ve sendika gibi oluşumlarla ayrı ayrı toplam 33 toplantı yapılarak görüş, öneri ve eleştirileri dinlendi. Kurumsal uygulama ve düzenlemelerim.ize yol gösteren bu çalışmalara 2009 yılında da devam edilecek. 40 ENERJi DÜNYASI KASIM-ARALIK2008 EPDK bünyesinde tarifelere ilişkin ayrı bir daire başkanlığı oluşturuldu. Bu daire başkanlığının kurulma amacı konusunda bilgi verebilir misiniz? Düzenleyici kurumların dünya çapında en önemli faaliyetlerinden biri düzenlemeye tabii alanlarda tarifelerin oluşcurulınasıdır. Eleku·ik, doğal gaz dağıtımı başta olmak üzere birçok tarifeye yönelik onay ve karar merciiyiz. Bu itibarla bu alandaki il1tisaslaşmayı hızlandırmak için ayrı bir daire başkanlığı oluşturduk. Enerjide arz güvenliği açısından önümüzdeki döneme ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Özel sektörün ne şekilde teşvik edileceğinin birincisi, enerji politikaları ile ilgili genel boyutu var, ikincisi, piyasa uygulamalarına yönelik boyutu var. 2007 yılında kamu kuruluşlarının ve kamunun alım garantisi verdiği Yapİşlet ve Yap-İşlet -Devret sancralları 157 milyar kWh elektrik üretirken piyasaya satış yapan özel şirketler sadece 34.5 milyar kWh üretti. Halbuki, özel sektör kamu işletmeleri ile eşit şartlarda rekabet edemez. Özel sektör ister enerji üretim tesisi, isterse başka hangi alanda yatırım yapmak isterse istesin öncelikle yapacağı yatırımın ne şekilde ve ne kadar zamanda geri döneceğini görmek ister. Fiyat sinyalleri piyasaıun en önemli unsurudur. Öngörülebilirlik ve ayrımcılık.la karşılaşmamak çok önemlidir. Günübirlik değil piyasa şartlarında, politik mülahazalardan uzakta ve maliyet esaslı bir fiyatlandırmaıun yapılıp yapılmadığını görmek ister. Haksız rekabetle karşılaşıp karşılaşmayacağı gibi konularda zihnin.in rahat ve önünün açık olması gerekir. İşte ülke olarak enerji sektörü özelinde bu hususlarda hedeflerim.ize cam anlamıyla ulaşabildiğim.izi söyleyemeyiz. Enerji piyasasııun bütün segmentlerinde özel sektörün hakim olduğu, çok oyunculu ve rekabetçi bir piyasa yapısını heni.iz kuramadık. Ulusal enerji kaynakları yetersiz olan ve sektöre! yatırımları sürekli kılamayan ülkeler açısından arz güvenliği riski her zaman vardır. Ülkemiz açısından ela sisteme her yıl 3-4 biı1 megavat dahil edilmesi il1tiyacı varken kamu ve özel sektör tarafından son 4 yılda sisteme her yıl 650 megavatla 2 bin M\'(! arasında değişen kurulu güçler ilave edildi Üstelik biz dünyanın en hızlı kalkınan ve elektrik talebi de en luzlı artan i.ilkeleriı1den birinde yaşıyoruz. Her yıl yüzde 8- 9 gibi yüksek oranlarda artan talep bu yılın ilk iki ayında yüzde 14.5, dört aylık ortalama da ise yüzde 9.7 oranında arttı. Barajlardaki su seviyesi kamuya ait termik santralların üretim kısıtları gibi hususları da dikkate aldığınuzda önümüzde dikkatle yönetilı11esi gereken bir süreç olduğunu görüyoruz. Bugün elektrik piyasasının işleyişinde ve oluşumunda bazı sıkıntılarınuz var ve bundan sonra da bu tür sıkıntıların yaşanabileceği aşikar. Ancak bu durum arızi ve tali sorunlara takılıp temel rotamızdan sapmamızı ve geleceğe yönelik umutla bakmaktan vazgeçmem.izi gerektirmez. Bu bakışla bardağın dolu tarafına göz atalım; ülkemiz dünya genelinde enerji yatırınu yapmak için en uygun ülkelerden biri. Hızla büyüyen bir iç pazara, milli gelire, ihracata ve genç nüfusa sahibiz. Ülkemizin bir diğer olanağı ise enerjide daha rekabetçi ve serbest bir piyasa oluşturulmasına yönelik siyasi irade ve işleyen piyasa kanunları bulunmasıdır. Üstelik finansör kuruluşların enerji projelerini düşük maliyetle ve kolayca finanse etmelerini mümkün kılan düzenlemeler sisteın.imizin içinde mevcuttur. Sonuçta, yerli ve yabancı özel sektör şirketlerinin stratejik planlamalarında ve büyüme hedefleriniı1 başında Türkiye elektrik enerji sektörü geliyor. Bugi.in Ti.irk.iye ekonoın.isin.in lokomotifi olan ve her sektörde çok önemli yatırımlar gerçekleştiren Ti.irk özel

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=