kapasitenin devreye alınabilmesi mümkün görünmektedir. Sizce küresel kriz, ülkemizde temiz elektrik enerjisi yatırımlarını nasıl etkileyecektir? Hız düşer ., rnı. Şüphesiz her sektör gibi elektrik enerjisi sektörünü de, küresel krizin Türkiye'ye yansımaları etkileyecektir. Ancak, tüm sektörler içinde en az etkilenecek sektörün enerji sektörü olacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Enerji sektörünün diğer sektörlere göre en ciddi avantajı, bir pazar ve pazarlama sorununun olmayışıdır. Bunun yanında) stratejik ve güvenliği ilgilendiren bir konu olduğuncbn ve diğer sektörlerin en önemli girdisi olması sebebi ile hükümetler ve otoriteler tarafından da önemle organize edilen bir sektördür. Küresel kriz, finansman kaynaklarında ciddi bir daralma getirmiştir. Ancak) yine de küresel ekonomiye enjekte edilecek [ tüm sektörlere yeterli olmasa da } finansman mevcutttır. Bu finansmanın ilk aktarılacağı yer ise, enerji yatırımlaı1 olarak görünmektedir. Ancak, biraz daha kıt, biraz daha pahalı olması beklenebilir. Elektrik enerjisi yatırımlarının ilerlemesi için sektör öğelerine neler düşüyor? Yapılması gerekenler nelerdir? Sisteme bağlanabilecek kapasite konusunda, Avrupa'da ve dünyada normal şebekeler üzerinde yapılan çalışmalarda, rüzgar enerjisi kapasitesinin şebekeye % 20 düzeyine kadar girişinde hiçbir teknik sorun yaratmadığı tespit edilmiştir. Dengeleme sorununu Norveç ve İsveç, ara bağlantılar ile hallederken Danimarka, bu hesaplamalarda , denizsel [ offshore ] rüzgar kapasiteleri dikkate alınmamıştır. Temel olarak TEİAŞ, rüzgar kaynaklarının kullanımında bölgesel Kısa Devre Kısıtı [ şu anda % 5 olarak uyguL·mmakta, bu değer AB'de % 20 seviyelerindedir ] öne çıkmakta, bunun yanında rüzgar kaynağının kesintili olması nedeni ile sıcak ve soğuk yedek kısıtları da rüzgar kaynağı kullanımında ciddi kısıt olarak görünmektedir. TEİAŞ'ın genel felsefesi, EPDK'ya rüzgar enerjisi ile ilgili ilettiği rapordan da anlaşılacağı gibi, "1\ıievcut Ulusal Enterkonnekte Sistem Şartları"ru ortaya koymak ve bu şartlar içinde en güvenilir işletim ve dengeleme için alınacak azami rüzgar kaynağını belirlemektir ki, 2020 hedefli projeksiyon bu felsefenin ürünüdür. Diğer yenilenebilir kaynaklar gibi rüzgar kaynağı da, çevresel bakımdan çok elverişli , toplumsal maliyetleri yok denecek kadar az ve temiz enerji niteliğinde olması, ulusal kaynak olması nedeniyle dışa bağımlılığı azaltıcı nitelikte olması ve işletme maliyeti düşük olduğundan , kaynak çeşitliliğinde önemli yeri olan bir kaynak niteliğindedir. İki petrol krizi sonucu AB'de oluşan yenilenebilir kaynaklara kati öncelik veren projeksiyon yaklaşımlarının, ülkemizde daha da önemle benimsenmesi akılcı olacaktır. Bu bakış açısı ile, TEİAŞ'ın rüzgar kaynağında azami kullanımının tespitine [ 25.000-30.000 iv!W ] dayalı bir bağlantıyı hedeflemesi ve bu kapasiteyi dengelemek için yapacakları tespit ve realize etmek felsefesine sahip olması gerekmektedir. Esasen, dengeleme görevinin de anlamı budur. enerji planlamasında 2030 yılında Elektrik Elektrik Enerjisi depolanamadığından, tüketiminin % SO'sini sürekli olarak rüzgar rüzgar kaynaklı elektrik enerjisi üretienerjisinden sağlamayı planlamıştır. Av- minde, sıcak ve soğuk olarak bir yedek rupa şebekelerine, dünyada kabul edilen kapasite ihtiyacı kaçınılmazdır. Ancak, % 20 düzeyindeki rüzgar kaynaklı enerji bir otomobilin mevcut dört tekerleği için girişi esas alındığında bu değer, 3661Wh/ dört ayrı stepne bulundurulınadığı gibi, - - -- 1rıLs.eri.ıesin.d e _gö_r_ü_o_m_ekteclir ki,,� b~u�'A�o_ __b�u ih�rı�·y_ aç da abartılmamalıdır. Esasen her -20 merteıse-si-oldı:.ıkçtc mn-dern --Avrupa ne stratejiyi alırsanız-alın,----projeksiyonlar--- şebekesi için hayli konservatiftir. Aynca % 20-% 30 arası yedek kurulu güçle arz güvenliği bakımından yer vermek zorunluluğu vardır. Ülkemizde rüzgar kaynağı kullanımı, toplam kullanım içinde % 8-% 10 mertebesinde maksimize edilebilmektedir. 2004 yılı ortalarında ETKB tarafından MEAD ve WASP modelleri kullanılarak yapılan 2020yılı hedefli ''ElektrikEnerjisi Talebi" ne ilişkin çalışmaya bakrığımızda, bu çalışmanın çeşitli esneklik katsayıları ve duyarlılık analizlerine dayanan iki senaryo ve altı alternatife oturtulduğunu görüyoruz. Bu çalışmada, 2020 yılında Türkiye'nin elektrik enerjisi ile ilgili net talebinin , en az 400.000 GWh/yıl, en çok 540.000 GWh/yıl olacağı projekte edilmiştir. Bu talep projeksiyonunu temel alarak TEİAŞ, Kasım 2004'te Elektrik Enerjisi Üretim Projeksiyonu'nu , yine 2020 yılını hedefleyerek ortaya koydu. Bu çalışma, 544.000 GWh/yıl Proje- 491.000 GWh/yıl Güvenilirve 451.000 GWh/yıl Proje-406.000 GWh/)"l güvenilir olmak üzere iki alternatifli çözüm içermektedir. Her iki çözümde de, 2020 yılı hedefinde enerji üretimi, proje bazında % 12-% 13, kurulu güç bazında % 21-% 22 yedek dikkate alınmıştır. Bu esaslarla, 2020 yılında Türkiye'de kurulu güç, Çözüm 1 için yaklaşık 97.000 MW, Çözüm 2 için yaklaşık 80.000 iv!W'a ulaşmış olacakrır. Mevcut kurulu gücün [ 2005 ] yaklaşık 41.000 ivl\V olduğu düşünülürse, sisteme ilave edilmesigerekengüç miktarı 40.00056.000 ivl\V seviyelerindedir. Çözüm 1'i temel alırsak TEİAŞ Raporu, sisteme ilave edilmesi gereken kurulu güç miktarı olan 56.000 ivl\V'ın dağılımını yakhşık olarak, linyit kaynağına dayalı 10.400 iv!W , taş kömürü kaynağına dayalı 1.200 iv!W , ithal kömür kaynağına dayalı 4.600 ivl\V, doğal gaz kaynağına dayalı 14.800 MW, nükleer kaynağına dayalı 4.500 MW, hidroelektrik kaynağına dayalı 17.400 MW, rüzgar kaynağına dayalı 3.000 MW olarak planlamaktadır. -Bu projeksiyonda, Hidroelektrikkaynak.� --- - mevcut 13.600 iv!W seviyesindeki kurulu ENERJi DÜNYASI OCAK-ŞUBAT2009 59
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=