hızla devreye girmesi beklenmektedir. Kasım 2008 tarihine kadar yapılan toplam 12 bin 369 lv!W rüzgar santralı başvurusuna olumlu bağlantı görüşü verilmiş olması nedeniyle ekonomik krizden genel itibariyle etkilenmediği söylenebilir. K.rizin nükleer enerji ihale sürecine ve yatırımlarına herhangi bir etkisinin olup olmadığı konusunda şuanda bilgi mevcut değildir. Krizin, TEİAŞ'ın Avrupa Elektrik Şebekesi (UCTE)'ye girmek için her türlü teknik hazırlığı tamamlanan çalışmalarına şimdilik etki etmediği söylenebilir. Sonuç ve Öneriler Dünya, 2007 yılının Temmuz ayı itibariyle tüm dünya ekonomilerini etkisi altına alan, boyutunun nereye varacağı ve ne zaman sona ereceği belli olmayan bir kriz ile karşı karşıyadır. İyimser tabloya göre krizden çıkışın 2009 sonu olacağı tahmin edilmekte ancak finans kesimindeki çöküşün önlenmesi halinde bu mümkün olacaktır. Ülkelerin her birinin :i\.ıferkez bankalarının ayrı ayrı hareket ederek likidite sağlama çabaları nakit sıkışıklığını giderememektedir. Aynı gemide olduğumuza göre birlikte hareket edilmelidir. Bankacılık sektörü reel sektörü desteklemelidir. Üretim sektöründe üretimin devam etmesi için gerekli teşvikler uygulamaya konulmalıdır. Yerli ve/veya ülkemizde üretilen ürünler kullanılmalıdır. Kriz nedeniyle çoğu sektörde durgunluk yaşanırken şu an itibariyle enerji sektörü krizden en az etkilenen sektör olarak gözükmektedir. Fakat enerji sektörü çok hareketli bir sektördür. 4628 sayılı kanun bile 89 kez değişikliğe uğraması sektördeld hareketliliği gözler önüne sermektedir. Türkiye Elektrik İletim A.Ş.'nin projeksiyonlarına göre Türkiye'nin elektrik üretimi 2009 yılından itibaren tüketimi karştlamakta zorlanmaya başlayacağı öngörülmekteydi. Krizle birlikte bu açık kapanma durumuna geldi ve arz sıkıntısı 48 ENERJi DÜNYASI MART2009 ötelendi. Ancak �izin etkisinin ortadan kalkmasıyla birlikte tüketim talebini karşılamakta yine sıkıntı yaşanacaktır. Enerji ithalatımızın azaltılması, arz güvenliğinin sağlanması, enerji verimliliğini artıracak teknolojik gelişmelere gerekli önemin verilmesi, ucuz ve kaliteli elektriğin elde edilınesi yönünde çalışmalar yapılıp gerekli adımiar atılmalıdır. Bir an önce özellikle de petrol fiyatlarının düşük seyrettiği şu günlerde Petrol ve doğal gazda stratejik rezervler, yer altı depoları oluşrurulmalıdır. Şuan için pahalı olan doğalgaz fiyatlarının önümüzdeki aylarda düşeceği öngörülmektedir. Enerji sistemlerindeki şebekeler yenilenmeli, kayıp ve kaçaklar makul seviyelere çekilmeli, yenilenebilir enerjiden en üst seviyede faydalanmalı ve enerji ithalarımız (özellikle doğal gaz kullanımı) azaltılmalıdır. 'Elektrik borsası' olarak nitelendirilen Dengeleme Uzlaştırma Sistemi'nden alacakları biriken üreticilerin alacaklarının ödenmesi sektöre hareket getirecektir. Dünyada yeni bir kavram olan akıllı şebekelere (SMART GRID) ve mikro şebekelere (lvlICRO GRID) geçilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır. Olumsuz etl<llerin minimize edilebilmesi için devletin yatırım teşviki ve istihdam politikasının bir parçası olarak enerji yatırımlarının finansmanına destek sağlanmalıdır. Enerji, çevre ile bütünleştiğinden arrık yaarımiarda gözetilmek zorundadır. Halen dışa bağımlılık oranımız o/o 74'ler seviyesinde olup, üretim planlamasının gerektirdiği yatırımlar için tedbir alınmaz ise bunun % 80'lere yükselme eğiliminde olduğu görülmektedir. Enerji güvenliği açısından dışa bağımlılığı kabul edilebilir düzeylerde rutmak amacıyla, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yerli kaynaklarımız olan kömür ve hidrolik enerjiye gereken önem verilmekte ve istihdam da göz önünde turularak, elektrik üretiminin bu kaynaklardan sağlanmasına özen gösterilmekte, planlama çalışmalan bu çerçevede gerçekleştirilmektedir [2]. Cari işlem açığında görülen artışın çok önemli bir bölümünün uluslararası enerji fiyatlarındaki artışlardan kaynaklanmaktadır. Türkiye'de yakalanan yüksek büyüme performansına paralel olarak artan enerji talebinin Türkiye'nin enerji faturasını kabartmaktadır. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmaya ve arz güvenliğini sağlamaya yönelik adımlar önemlidir, son dönemde başta kömür ve yenilenebilir enerji olmak üzere yerli kaynaklara ağırlık verildiğini, enerji üretim ve tüketiminde verimlilik arrışı sağlanmaktadır. [1] Doğalgaz OPEC'inin kurulması öiıerileri gündeme gelmektedir ki bunun Türkiye için son derece sakıncalı bir durum olduğu belirtilmektedir. Kriz ortamında her an her şey değişiklik gösterebildiğinden devam eden süreçte bilgiler çok çabuk eskimektedir. Dolaı" sıyla bugünün doğruları, verileri yarının yanlışları olabilmektedir. Krizler her zaman herkes için felaketlere yol açmaz bazen de bazılarına da fırsatlar sunar. Fırsatları değerlendirmek dileğiyle. Kaynaklar 1. Türldye Cumhuriyeti Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu, Ankara, Kasım 2008. 2. http://www.tuik.gov.tr, Erişim tarihi 15.02.2009, TÜİK, 3. ŞEVİ!<, S., Antalya İlinin Yaz Aylarında Artan Enerji Yüküne I<limaların Etkisi, İklim 2007 II. Ulusal İldimlendirme Kongresi Bildiriler Kitabı sayfa 83-96, Antalya, 2007. jeksiyonu (2008 - 2017), Türkiye Elektıik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü APK Dairesi Başkanlığı, Temmuz 2008. 5. http://www.teias.gov.tr, Erişim tarihi 15.03.2009, TEİAŞ. 6. http://www.opec.org/home/basket.aspx , Erişim tarihi 22.03.2009 OPEC. 7. http://www.tim.org.tr/ , Erişim 03.03.2009, TİM. ■
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=