Enerji ve Çevre Dünyası 69. Sayı (Nisan 2009)

Enerji Piyasa Kanunu'nun en can alıcı noktası, elektriği tüketiciye ucuza mal etmektir. Konut ve konut dışı tüketimde elektriğin birim maliyeti çok önemlidir. Enerjinin son satış fiyatı gerçekçi ve açık olmalıdır. Bugünkü mevcut anlaşmalar nedeniyle, Türkiye'deki elektrik enerjisi arzı belli bir süre devletin kontrolü altında olacaktır. Devlet, geçmişe yönelik verilmiş olan taahhütlerini yerine getirmek zorundadır. Ancak bugünkü ortamda enerjinin serbest tüketici tarafından serbestçe satın alınması devlete ciddi yükler getirecektir. Bu nedenle özelleştirmenin tümüyle gerçekleşmesi halinde bile, ülkede uzunca bir süre elektrikte ucuzlama sıra dışı olacaktır. Tarife, elektrik dağıtımında en kritik kısımdır. Alınan enerjiyi, iletim hizmetlerinin bedelini aynen yansıtırsanız, yatırım giderleri, işletme giderleri, şirketin karlılığı tarifeyi doğru orantılı etkilerken, teknik ve ticari kayıplar ve tahsilat becerisi ters orantılı olarak etkileyecektir. Dolayısı ile tarife yapılışı çok hassas olup, dağıtım şirketine alınacak elektriğin fiyatı üzerine kurulacak maliyet yapısının gerçekçi olması gerekir. Gelişmekte olan ülkelerdeki Özelleştirme çalışmalarının başarısızlığı, genellikle tarifelerin sağlam temele dayandırılmaması veya hükümetlerin popülist davranışlarından oluşmuştur. Özetle, özelleştirme strateji belgesinde, aradan geçen zaman içerisinde birçok çalışmalar yapılmıştır; TEDAŞ, kendi kurduğu 21 Şirket ile kendi hazırladığı İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi yaparak şu anda kullanılan, fakat tüm mülkiyeti TEDAŞ'da olan maddi ve gayri maddi varlıkları, Lisans süresi kadar, belli bir bedelle Şirket'e kiralıyor. Kira bedelinin tarife içine dahil edildiği ifade edilmektedir. Şirketlerin müşterileri ve işi hazır. Maddi ve gayri maddi varlıkları var. Kiralanmış veya kirası devredilmiş yerleri var. Elektrik enerjisi anlaşması lazım. Beş yıl süre ile bugün tüketilen % 85 kadar elektrik 58 ENERJi DÜNYASI NiSAN 2009 enerjisi EÜAŞ'dan garanti edilecek. Dolayısı ile Şirket, elektrik enerjisi tedarik anlaşması yapacak. Her bölgenin 5 yıl boyunca elektrik enerjisi alış ve satış fiyatını TEDAŞ belirledi ve EPDK onayladı. Oysa tarife değişikliği EPDK'nın yükümlülüğünde idi. Şirket adına düzenlenmiş, 30 yıllık dağıtım ve 5 yıllık perakende satış lisansı ve ayrıca bir ESA bulunacaktır. 5 yıllık tarifeyi TEDAŞ içinde birçok bileşenin olduğu kendi yöntemine göre belirlemiştir. KDV öncesi satış fiyatı ile perakende alış fiyatı arasındaki fark; elektrik enerjisinin satış ve alış fiyatları arasındaki fark, şirketin yatırım ve işletme giderlerini,ticari ve teknik kayıplarıru,amortisman giderlerini,perakende satış hizmet bedelini, iletim bedelini, enerji ve TRT fonunu ve diğer ödemelerle tüm riskleri kapsamaktadır. Bu toplam değerden arta kalacak değerden zamana bağlı olarak kar payı ve hisse senedi için bedel hesaplanacaktır. Kısaca,yatırımcı tavan ve taban değerleri arasındaki bant arasında hareket edecektir.Yatırım değerleri 4 yıl süre ile sabittir. Dağıtım hizmetinde kaliteli servis için kaliteli personel gerekir. Dolayısı ile özel şirketlerin birim personel maliyetleri her durumda kamudan daha fazla olacaktır. Hizmette kalite, insan gücünün kalitesi ve motivasyonu ile mümkün olacaktır. Elektrik enerjisinin dağıtımı, özveri isteyen bir hizmet biçimidir. 24 saat ve 365 gün devamlı ve dinamiktir. Hizmetin manevi doyuruculuğu mutlaka özendirilme ile pekiştirilmelidir. Kayıp kaçakların gerçekçi hesaplaması saptanması ve son derece basit olup, işletmeye başlandıktan sonra ortaya çıkacaktır. İşletme hakkı devir sözleşmesinde hiçbir maddi varlığı olamayan Şirket'in hisse senetleri ihaleye çıktı/çıkacak ve blok olarak satıldı/satılacaktır. Elektrik Özelleştirmelerinin Piyasasına ve Yatırımlarına Etkisi Uluslararası deneyimi olan yatırımcılar; her türlü riskin tarifenin ayrılmaz parçası olduğunu ve serbestleşmenin temel unsurunun Tarife olduğunu bilir. Kamu, kendi içinde tarifeyi baskı altında tuta bilir. Özel sektörde durum farklıdır. Tarife gerçek olmalıdır. Yatırımcıya kar getirmeyen tarife işine girmek ve girilse de işi devam ettirmek mümkün değildir. Dolayısı ile özelleştirme ihalelerinde, girişimcilerin benzeri işleri yapmış ya da yapan yerli ve yabancı yatırımcıların olması tercih edilmelidir. Gelişmekte olan ülkelerde elektrik dağıtım hizmetinin özel sektöre devri zor iştir. Büyük para hareketinin olması ilk bakışta baş döndürebilir. Bu hizmette % 65 elektrik bedeli, %1O hatlarda kaybolan enerji, %8-12 yarırıınlar, %10-12 personel giderleridir. Sosyal ve kültürel baskıların tahsilat ve tahakkuk riski, diğerrisklere katılacak olursa işin hassasiyeti ortaya çıkar. Üretimde geçmişte denenmiş Yap İşlet ve Yap İşlet Devret politikalarının getirileri ormdadır. Strateji belgesinde hedeflenen takvim bahsettiğim üzere üç yıl gecikmeli süregelmektedir. Elektrik üretimin özelleştirilmesi rekabet yaratabilen en önemli alandır. Bu alanda yapılacak özelleştirilmeler, mevcut YİD, Yİ gibi modellerle kurulan üretim santrallarının akıbeti ve gelecekte kurulacak özel sektör üretim santralları bakımından önemlidir. Gerek elektrik dağıtımında gerekse üretiminde hizmetin yürütülmesinin özel sektöre devrinin bütçeye gelir kazandırması şeklinde hedeflenmemelidir. Hfılihazırda ülke bütçesi dağıtım ve üretimde eski teknoloji kullanımından kaynaklanan verimsizliklerle milyarlarca dolar kaybetmektedir. Verimli teknoloji ve hizmet, ancak ve ancak, finansal olarak güçlü ve hizmette deneyimli yabancı ve yerli şirketlerce yapılabilecektir. fı.faalesef bunun yolu Özelleştirmeden geçmektedir. Ayrıca özelleştirmede önemli bir avantaj

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=