Enerji ve Çevre Dünyası 71. Sayı (Temmuz-Ağustos 2009)

proje finansmanından ziyade kurumsal finansman olur- az önce bahsettiğimiz bilanço ve kefalete dayanmış oluyor. Dolayısı ile bankalar proje finansmanı vermeden önce projeden emin olmak için daha yakın bir inceleme sürecinden geçmek isterler. İşlemin yapısı, projeyi kimlerin gerçekleştirdiği, hangi inşaat firmasının projeyi hayata geçirdiği çok yakından incelenir. Finansman sağlandıktan sonra projenin hayata geçmesine dair en büyük risk inşaat riskidir İnşaatın tamamlanmasından sonra da üretim riski gelir. Dolayısı ile proje inşaat firması ne gibi garantiler veriyor, ne tür turbinler kullanılıyor, bu turbinlerin performans garantileri nedir gibi konular ek teminatların alınmadığı bir yapıda daha da önemli hale geliyorlar. Burada bankacıyla yatırımcıyı aynı tarafta görmek lazım. Bankanın da yatırımcının da istediği projenin gerçekten kaliteli bir proje olması, yatırımcının planladığı sürede bitmesi, maliyetinin fizibilitedeki rakamlar çerçevesinde kalması ve ömrü boyunca ön görülen miktarda enerjiyi üretebilmesidir. Bu şek.ide zamanında başlayarak ileride yaratması planlanan nakit akışını yaratabilsin ki hem borcunu ödeyebilsin hem de yatırımcı geri dönüşünü alabilsin. Finansman konusu ile ne zaman ilginilmeye başlanacağı da çok önemlidir. Ne yazık ki bir çok yatırımcı finansman ile çok geç ilgilenmeye başlıyorlar. Bizim önerimiz firmanın lisansı vardır ve yatırıma başlama - bu harcama noktasından daha önceki bir karadırnoktasına geldiği zaman finansman konusuyla da ilgilenmeye başlanmasıdır. Dolayısı ile en doğru finansmanın sağlanabilmesi için inşaat firmasıyla anlaşmalar yapılmadan, turbin siparişleri verilmeden bankaya gidip finansman sürecinin başlatılması gerekiyor. Proje ile ilgili anlaşmalar bankalara da danışılarak yapıldığı zaman finansman süreci hem yatırımcı hem de banka açı38 ENERJi DÜNYASI TEMMUZ•AClUSTOS2009 sında çok daha hızlı ve uygun şartlarla ilerleyebiliyor. Örneğin yapılan inşaat kontratında bankalar bazı ek maddeler isteyebilir ki bu da yatırımcının faydasınadır. İleride tekrar geri dönüp değiştirememek riskine karşı finansman konusunun en baştan sürece dahil edilmesi daha sağlıklı olacaktır. Daruma olarak proje değerlendirme esnasında sizin öncelik verdiğiniz kriterler nedir? Projelerin finansman yapılarını nasıl şekillendiriyorsunuz? En öncelikli bakılan projenin fızibilitesidir. Bankalarımızla görüşmeden önce ön analiz sürecimizdem geçiyoruz projeleri. Firmanın önceden yapılmış fizibilite çalışmalarını alıyoruz ve bunların kendi fınansal modellerımizde nasıl sonuçlar verdiklerine bakıyoruz.Henüz detaylı fizibilite çalışmaları yapılmamış proejeler de ellinize geliyor. Bu noktada biz firmalara yardımcı olaralc en iyi şartlarda finansman tedarik edebilmeleri için hangi çalışmaları yaptırmaları gerektiği konusunda yol gösteriyoruz. Finansmanın şartlarını belirlerken öncelikle projeinin ne kadar enerji üretebileceğini ve bu üretim için ne kadar maliyeti olacağını teyid ediyoruz.. Tüm finansal ve teknik verileri modelimize koyup, inceliyoruz. Çalışmalar sonucunda bir banka bu projeye ne kadar borc koyalabilir, bu miktar makul değerlerde midir diye değerlendiriyoruz. Borc mıktarını tamamlayabilecek öz kaynağın olup olmadığına bakıp eğer yeterince özkaynak yok ise bu acığı diğer hangi finansman ürünleri ile en iyi şekilde tamamlayabiliriz diye bakıyoruz. Kriz öncesi bazı çok fizibil projeleri hiç öz kaynak koymadan da sadece banka borcu ile finanse etmek mümkün olabiliyordu. Ama artık öyle bir ortam yok. Proje ne kadar iyi olursa olsun, banka finansmanıyla bütün yatırımlarını ödeyebilir durumda da olsa bankalar projelerde mutlaka öz kaynak kullanılmasını istiyorlar. Fakat bahsettiğim borç dışındaki diğer finansman ürünleri ile, mesela mezanin finansmanı, junior borçlar veya ortaklık- yani sermaye finansmanı - ile projelerin özkaynak ihtiyaçlarına da yardımcı olabiliyoruz. Türkiye'nin dünyadaki konumu noktasında eklemek istedikleriniz var mı? Enerji sektöründe dünyada gidilen yol yenilenebilir kaynaklara doğru. Hükümetlerin teşvikleri var. Bizde de durum aynı yönde ama son zamanlarda haziranda kanun beklenirken, yenilenebilir kaynakların o kadar fizibıl olmadığına dair bazı tartışmalara girildi. Neticede AB'ye doğru yürüyen bir ülkeyiz. Dolayısıyla AB ülkeleri ile aynı seviyede olmalıyız. AB'den bağımsız olarak da enerjinin uluslararası ilişkilerde çok etkili bir şekilde kullanıldığı bir dünyada kendi kaynaklarımızdan faydalanarak enerji bağımsızlığımızı sağlama imkanımız var iken ve bunu teşvikler de dahil olmaz üzere şu anda dışarıdan aldığımız kaynaklar ile ürettiğimizden daha ucuza mal etmemiz mümkün iken bu olanakları değerlendirmeliyiz. Bunun için de hükümetin mutlaka destek olması gerekiyor- gerek teşvikleri ile gerekse ihtiyaç duyulan mevzuat altyapısını bir an önce netleştirerek. Yenilenebilir enerji tek başına daimi bir çözüm değil. Enerji ihtiyacımızın tamamının bu kaynaklardan sağlanması söz konusu değil. Doğalgaz, kömür gibi alanlarda da enerji yatırımları devam edecektir. Büyük yatırımcıların birçoğu da yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirken, doğalgaz ve kömür kaynaklarına da yatırım yapıyor. Eklemek istediğiniz . . . . Son olarak şunu söyleyebilirim. Zor zamanlardan geçiyoruz tüm dünya olarak. Ama iyi yapılandırılmış projeler her zaman finanse edilebilir. ■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=