Enerji ve Çevre Dünyası 72. Sayı (Eylül 2009)

Özel Dosya ■ Karbon Finansmanı Gönüllü Karbon Piyasası: Türkiye Farız Taşdan 1. Giriş Thomas Bata Yaşlı yerküremiz ısınıyor. Bu ısınma ile birlikte Üniversitesi Zlin. iklimsel değişiklikler, tüm canlı yaşam koşulları ve fariz,tasdan@futurecamp.com.tr ekonomiler üzerinde hissedilebilir olumsuz etkiler meydana getiriyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin 2007 yılında yayınlanan 4. raporuna göre iklimsel değişikliğin nedeni; havadaki sera gazı salımlarının artışı ile birlikte atmosfer ve deniz sıcaklıklarında görülen artıştır. Sanayi devri öncesi havadaki karbondioksit konsantrasyonu 280 ppm il<en, 2009 yılı itibari ile bu oran 387 ppm'e ulaşmıştır. 1990'ların başında Birleşmiş Milletler'in çarısı altında pek çok ülke, küresel ısınma ve giderek artan sıcaklık değerleri konusunda yapılabilecekler çerçevesinde, İkliın Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (İDÇS) imza atnlar. Sözleşmeye imza atmış ülkeler nezdinde karbondioksit salım miktarının azaltılmasına dair yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda yaptırımlardan yoksun olan çerçeve sözleşmesi, 1997 yılında iklimsel değişimi engellemek amacı ile sera gazı salımlarının azaltılması için daha sıkı yaptırımlar içeren yeni bir belge olan Kyoto Protokolü'nün imzalanmasını sağladı. K.yoto Protokolü, taraf ülkelerin sera gazı salımlarını azaltmala11 için yükümlülükleri yerine getirebilmeleri amacı ile esnek teknik ve ekonomik mekanizmalar önermektedir. 1\ıiekanizmaların temel mantığı, sera gazı azaltımı dünyanın herhangi bir yerinde yapıldığında, atmosfer üzerinde aynı etkiyi sağlayarak toplamda bir azaltım sağlamasıdır. Kyoto Protokolü ile oluşturulan zorunlu karbon piyasalarının aksine gönüllülük çerçevesinde ilk karbon azaltılması projesi 1989 yılına rastlamaktadır. Bu kısa makale, Kyoto Protokolü mekanizmalanna paralel olarak gelişen, Gönüllü Karbon Piyasasının Dünya ve Türkiye'deki durumuna genel ve güncel bir çerçeve çizecektir. 2. Küresel İkliın Politikaları Türkiye Büyük Millet Meclisi 2009 Şubat aı1 içerisinde Kyoto Protokolü'nü onayladı ve 26 Ağustos 2009'da resmen K.yoto Protokolü'ne taraf bir ülke 34 ENERJi DÜNYASI EYLÜL2009 haline geldi. Ek-I ülkesi olarak Kyoto Protokolü'ne taraf olan Türkiye, emisyon azaltım hedefi belirlemiş olan Ek-B ülkeleri listesine dahil olmadığından, 2012 yılı sonuna kadar emisyon azaltımı açısından herhangi bir karbondioksit azaltım yükümlülüğüne sahip değildir. Aralık 2009 tarihinde yaptlacak olan Kopenhag görüşmelerinde, 2012 sonrasında, OECD Ülkesi olan ve Avrupa Birliği'ne aday olan Türkiye'den yükümlülük alması ve bu konuda strateji geliştirmesi beklenmektedir. Ülkeleri karbondioksit yükümlülüğü alrına sokan iklim politikaları, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 1992 yılında imzaya açılması ve sözleşmenin 21 Mart 1994 yılında yürürlüğe girmesi ile başlarnışrır. (UNFCC,2007:12) İnsan kaynaklı sera gazı salımını durdurmaya yönelik bu çalışma programı gelişmiş ülkelerdeki sera gazı salımlarının 1990 yılı seviyesine çekmelerini hedeflerken, gelişmekte olan ülkelere de mali desteklt bulunmayı görev edinmekteydi. Fakat yükümlülükler altına giren ülkeler için herhangi bir yaptıı1ma sahip olmayan BMİDÇS hedeflerine ulaşmal<ta ne yazık ki yetersiz kalmıştır. Bu yetersizliği aşmak amacı ile yükümlülüklerin daha sıkı bir şekilde denetlendiği ve yaptıı1mlara sahip olan yeni bir belge, Kyoto Protokolü, hazırlanarak 1997 yılında imzaya açtldı ve 2005 yılında yürürlüğe girdi. (UNFCCC,2007: 12) Kyoto Protokolü, tehlikeli bir seviyeye ulaşmış olan sera gazı salımını dengeleyerek, ilclimsel değişiklikleri önleyebilmesi, protokole taraf olan ülkelerin yükümlülükler doğrultıısunda hareket etmesi ile mümkündür. BMİDÇS ile Kyoto Protokolü arasındaki temel fark, birincisi gelişmiş ülkeleri sera gazı salımlarını azaltmaları için cesaretlendirirken, ikincisi bu ülkeleri taahhüt altına sokmuşnır. Protokole 183 taraf ülkeden gelişmiş ve geçiş ekonomisinde olan 37 ülke, kanunen sera gazı salım limitleri ve azaltım taahhütlerine sahipler. Yükümlülük altındaki ülkelerin sera gazı salımlarını azaltabilmeleri için uygun maliyetli projelere finansman sağlayarak bu yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri mümh.-ün. Kyoto Protokolü, bu ilişkiler çerçevesinde, bir karbon piyasasının doğmasını sağlamış ve bu piyasanın da sera gazı salımlarını

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=