bulunulmuştur. Bununla birlikte kararda; -dengeleme piyasasının ayrı bir pazar olarak mı tanımlanması gerektiği, yoksa sadece ikili anlaşmalar piyasasının tamamlayıcı mekanizması olarak mı kabul edilmesi gerektiği- sorusu, bu konunun daha büyük önem kazanacağı üretim özelleştirmelerine bırakılarak, nihai bir sonuca bağlanmamıştır. 'İlgili Pazar' bölümünde en fazla ağırlık verilen konu, ikili anlaşmalara dayalı toptan satış piyasasının nasıl tanımlanacağı olmuştur. Bunun başlıca sebebi, devre konu dağıtım firmalarının bu pazarda alıcı olarak önemli bir yere sahip olmasıdır. Piyasadaki gelişmeler sonucu serbest tüketicilerle üretim şirketleri arasındaki ikili anlaşmaların oldukça azalması ve mevzuatta yer almakla birlikte perakende satış şirketlerinin de faaliyete geçmemiş olmasının sonucu olarak, arz tarafında üreticilerin bulunduğu ikili anlaşmalar piyasasının talep tarafını ağırlıklı olarak dağıtım şirketleri oluşturmuştur. Kararda, ikili anlaşmalar piyasası içinde dağıtım firmalarına yapılan satışların ayrı bir pazar olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı sorusu üzerinde durulmuş, bu tartışmada mevcut durum ile birlikte Geçiş Dönemi Sözleşmeleri'nin ardından hedeflenen ideal piyasa yapısı da dikkate alınmıştır. Özelleştirmeler kapsamında devralanın sadece dağıt1m faaliyetierini değil, geçiş dönemi boyunca bu bölgedeki müşterileri de münhasıran devraldığı görülmektedir. Geçiş döneminden sonra mevzuat açısından müşterilerin tedarikçilerini seçme hakkını elde etmeleriyle birlikte dağıtım bölgelerinde yeni tedarikçilerin olacağı ileri sürülebilirse de, yerleşik dağıtım firmalarının bölgesine yeni sağlayıcıların girmesinde zorluklar bulunduğu tespitinden hareketle Rekabet Kurumu, ilgili pazar tanımında ve hakim durum analizinde dağıtım firmalarını 56 1 ENERJi DÜNYASI EKiM 2009 toptan satış pazarının alıcı tarafındaki önemli bir oyuncu olarak değerlendirmiştir. Bu değerlendirmeden yola çıkarak hakim durum tespitine ilişkin değerlendirmede daraltılmış pazar tanımı olan 'dağıtım firmalarına yapılan satışları' baz almakla birlikte, Kurulun bu pazara ilişkin nihai bir tanım yapmaktan kaçındığı görülmektedir. Kurul ayrıca perakende satışlara ilişkin yaptığı yorumlarda yine nihai bir pazar tanımı yapamamakla birlikte, sadece dağıtım firmalarına yapılan satışlar değil, tüketici özellikleri bakımından büyüklük (büyük endüstriyel tüketiciler ve diğer küçük ölçekli endüstriyel, ticari ve hane halkından oluşan tüketicilere yapılan satışlar), iletim hattına doğrudan bağlı tüketicilere yapılan satışlar gibi gruplara ilişkin de ayrı pazar tanımı yapılması gerekliliğinin ortaya çıkarabileceğini belirtmiştir. Esas itibarıyla bu yönde nihai bir tanım yapılabilmesi, serbestleşme sürecinin ilerlemesi ile mümkün olabilecektir. Yatay ve Dikey Yoğunlaşma Başkent Elektrik kararında yoğunlaşmaya ilişkin değerlendirmelerin, yatay yoğunlaşma ve dikey yoğunlaşma (bütünleşme) olmak üzere iki bölümde incelendiği görülmektedir. Faaliyet zincirinin aynı seviyesinde yer alan birleşme ve devralmalar yatay yoğunlaşma, üretim zincirinin üst ya da alt bölümünde faaliyet gösteren teşebbüsler arasında gerçekleşen birleşme ve devralmalar ise dikey yoğunlaşma olarak adlandırılmaktadır. Yatay yoğunlaşma bakımından mevcut piyasa yapısı üzerinden dağıtım hizmetleri ve perakende satış faaliyetlerini ele alan Rekabet Kurulu, bu alanlarda kamu tekelinin özel sektöre devrinin söz konusu olduğu, başka bir ifadeyle mevcut bir hakim durumun güçlenmesinin değil, hakim durumun (tekelin) el değiştirmesinin söz konusu olduğunu belirtmiş ve bu açıdan Kanunun 7. maddesi kapsamında bir sakınca bulunmadığını ifade etmiştir. Bununla birlikte, bu şekilde statik bir değerlendirmenin yeterli olmayacağı, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin sadece şebeke hizmetlerinin devri yönüyle değil, toptan saaş pazarının talep tarafında piyasanın oluşması yönüyle de ele alınması gerektiği noktasından hareketle Kurulun devralınan dağıtım firmalarının sağlayacağı alıcı gücünü de değerlendirmeye almıştır. Bu noktada Kurulun 'dağıtım şirket-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=