Enerji ve Çevre Dünyası 74. Sayı (Kasım-Aralık 2009)

Dosya ■ 2009 Değerlendirme fazla artan şekilde ihtiyaç duyulması anlamına gelecektir. Bunun ise, iklim değişikliği ve enerji güvenliği üzerinde tehlikeli sonuçları olacaktır. Referans senaryo 2030 yılına kadar enerji bağlantılı karbondioksit emisyonlarında, fosil bazlı yakıtlara karşı artan talep sebebiyle, sürekli ve hızlı bir araş öngörmektedir. 1990'daki 20.9 gigaton (Gt) değerinden 2007'de 28.8'e yükselmiş olan karbon emisyonlarının 2020 yılında 34.5 Gt'ye ve 2030'da 40.2 Gt'ye ulaşması tahmin edilmektedir. Bu, tahmin dönemi boyunca ortalama yılda % 1.5 seviyesinde bir artış anlamına gelmektedir. 2020 yılında, global emisyon seviyesi,\X1EO-2008'in referans senaryosunda olandan 1.9 Gt veya %5 daha düşüktür. Ekonomik kriz ve sonuçta ortaya çıkan, fosil-enerji talebindeki daha düşük araş, bu iyileşmenin yaklaşık ¼'ünü temsil etmektedir. Diğer yandan, düşük karbon yatırımlarını ve diğer yeni enerji ve iklim politikalarını teşvik etmek amacıyla yapılan ekonomik canlandırma harcamaları geri kalan bölümü temsil etmektedir. Elde edilen ilk veriler global enerji bağlantılı karbondioksit emisyonlarının 2009 yılında-ve olasılıkla %3 oranındaazalabileceğini işaret etmektedir. Ancak yine de bu emisyonların 2010'dan sonra artan bir trende girmesi de öngörülmektedir. OECD üyesi olmayan ülkeler, 2030 yılında, enerji-bağlantılı karbondioksit emisyonlarında öngörülen artışın tamamından sorumlu olacaklardır. 11-Gt'lik araşın dörtte üçü (emisyonların 6 Gt artacağı) Çin'den, Hindistan'dan (2 Gt) ve Orta Doğu'dan (1 Gt) gelecektir. OECD emisyonlarının (kısa vadedeki kriz ve uzun dönemde enerji verimliliğinde elde edilen iyileştirmeler sebebiyle ortaya çıkan) enerji talebindeki azalına sebebiyle, ve büyük oranda iklim değişikliğini önlemek ve enerji güvenliğini iyileştirmek amacıyla halihazırda benimsenmiş olan politikalar sebebiyle, OECD emisyonlarının az 54 ENERJi DÜNYASI KASIM-ARALIK2009 miktarda düşeceği tahmin edilmektedir. Bunun aksine, önde gelen tüm OECD üyesi olmayan ülkelerde emisyon oranları artacaktır. f\ncak, bugün itibari ile OECD-üyesi olmayan ülkeler dünyadaki enerji bağlantılı karbondioksit emisyonlarının %52'sinden sorumlu iken, yine bu ülkeler 1890 yılından bu yana dünyadaki kümi.ilatif emisyonların sadece %42'sinden sorumludurlar. Bu eğilimlerin hepsi, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarında hızlı artışlara yol açacaktır. Referans senaryoda öngörülen, fosil enerji tüketiminin büyüme hızı, bizi kaçınılmaz şekilde atmosferde 1.000 ppm CO2 eşdeğerin üzerinde sera gazı konsantrasyonlarımı doğru götürmektedir. Referans senaryo tarafından vurgulanan karbondioksit konsantrasyonu, ortalama ki.irse! sıcaklığın 6 derece artınasına yol açacaktır. Bu ise, çok büyük iklimsel değişimlere sebep olacak ve gezegenimize geri dönüşü olmayan hasarlar verilmesine yol açacaktır. Referans senaryoda öngörülen eğilimler aynı zamanda enerji arz güvenliği ile ilgili soruları da gündeme getirmektedir. Bir yandan Referans Senaryoda OECD ülkeleri 2030 itibari ile daha az miktarda petrol ithal ederlerken, özellikle Çin ve Hindistan olmak üzere, bazı OECD üyesi olmayan ülkelerin petrol ithalat miktarlarında büyük artışlar öngörülmektedir. Avrupa ve gelişmekte olan Asya dahil olmak üzere, doğalgaz ithal eden ülkelerin büyük kısmı da kendi net petrol ithalat oranlarında artışla karşılaşacaktır.Referans senaryo tahminleri enerji ithalatlarına yapılan harcamaların giderek arttığını vurgulamaktadır. Bu da, ithalatçılar için büyük bir ekonomik yük anlamına gelmektedir. Petrol fiyatlarının, 2008'deki varil başına 97 dolar fiyatından 2009'da varil başına yaklaşık 60 dolara (yaklaşık olarak 2009 ortasındaki fiyatı) düşeceği ancak daha sonra ekonomik düzelme ile birlikte, 2020 itibari ile varil başına 100 dolara ve 2030 itibari ile (2008 dolar seviyesi üzerinden) varil başına 115 dolara yükseleceği varsayılmıştır. Sonuç olarak, grup olarak OECD ülkelerinin ortalama olarak GSYH'nın yaklaşık %'2'sini, 2030 yılına kadar petrol ve doğalgaz ithalatına harcayacakları öngörülmektedir. Bu bağlamda, yük, petrol ve doğalgaz ithal eden OECD üyesi olmayan ülkelerin çoğunda daha yüksektir. Ülke bazında, Çin 2025 yılında, petrol ve doğalgaz ithalatına harcanan para anlamında i\BD'nin önüne geçecektir. Diğer yandan, 2020 yılından sonra Hindistan'ın petrol ve doğalgaz ihtilatına harcayacağı para, Japonya'nın harcayacağından fazla olacaktır ve Hindistan dünyanın en büyük üçüncü petrol ve doğalgaz ithalatçısı olacaktır. Dünyanın geri kalan konvansiyonel petrol ve doğalgaz rezervlerinin giderek artan bir şekilde, Rusya gibi az sayıda ülkede ve petrol zengini Orta Doğu ülkelerinde yoğunlaşması, bu ülkelerin pazar gücünü ve fiyatları etkileme kabiliyetlerini arttıracaktır. Dünyada düşük gelir seviyesine sahip bireylerin modern enerji kaynaklarına erişimin arttırılması önemini sürdürmektedir. Hala 1.5 milyar kişinin - dünya nüfusunun yaklaşık beşte birinden fazlası- elektriğe erişimi yoktur. Bu insanların %85'i, özellikle Alt-Sahara Afrikası ve Güney Asya'da kırsal bölgelerde yaşamaktadırlar. Referans Senaryoda, toplam sayı 2030 itibari ile sadece yaklaşık 200 milyon kadar azalınaktadır, ancak rakam

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=