Dosya ■ 2009 Değerlendirme Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere, emisyonlarını azaltma anlamında daha fazla finansal destek sağlamaları gerektiği konusunda gen.iş bir fikir birliği vardır; ancak verilecek desteğin seviyesi, bunun nasıl bir mekanizma ile verileceği ve hangi ülkeye ne kadar yük düşeceği konularının müzakere edilmesi gerekmektedir. Çok çeşitli potansiyel fonlama yöntemleri mevcuttur. 450 Senaryosunda, OECD üyesi olmayan ülkelerde 2020 yılında 197 milyar dolarlık ilave yatırıma ihtiyaç vardır; bunun ne kadar bir kısmının OECD+ ülkeleri tarafından karşılanacağı müzakere konusudur. Gelişmekte olan ülkelere fon aktarımı için çeşitli kanallar mevcuttur. Uluslararası karbon piyasası kesinlikle önemli rol oynayacaktır. Pazarın yapısına bağlı olarak, 2020 yılında CO 2 emisyon düşüşlerinde OECD+ ülkeleri ve diğer bölgeler arasındaki temel değiş-tokuş miktarı 0.5 Gt ila 1.7 Gt arasında olacaktır. Ortalama bir tahmine göre, karbon fiyatları ton başına ortalama 30 dolar olacak ve yıllık ortalama karbon ticareti 40 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecektir. Mevcut, Temiz Kalkınma Mekanizması, giderek artan aktivite seviyesiyle verimli ve sağlam bir şekilde başa çıkabilmek için kapsamlı bir reforma il1tiyaç duymaktadır. Ulushtrarası fon havuzları da, gelişmekte olan ülkelere fon transferini arttırma anlamında bir başka önemli kanal teşkil etmektedir. Politikalar ne olursa olsun, doğalgaz önemini koruyacaktır 201O yılı itibari ile ekonomik büyümenin yen.iden başlayacağı varsayımı ile, - ti.im dünyada doğal gaz talebinin uzun dönemli çıkış trendini yen.iden elde edeceği di.işi.ini.ilmektedir. Ancak talepteki bi.iyi.imen.in hızı kritik bir şekilde uygulanan iklim politikalarının gücüne bağlıdır. Düşük karbon teknolojilerin.in uygulamaya alınma oranı üzerindeki sınırlamalar, kömür ve petrole kıyasla doğalgazıo daha di.işi.ik olan karbon içeriği, 450 senaryosunda dahi, doğal5 ENERJi DÜNYASI KASIM-ARALIK 2009 gaz talebin.in artmaya devam edeceği anlamına gelmektedir. Referans Senaryoda, global doğal gaz talebi, 2007'de 3.0 trilyon metreküpten (tem), 2030'da 4.3 tcm'ye yükselmektedir, ki bu da, yılda ortalama %1.5 oranında bir artışa denk gelmektedir. Doğalgazın küresel birincil enerji karışımı içerisindeki payı çok az bir artış göstermektedir ve 2007'de %20.9'dan, 2030 yılında %21.2'ye yükselmektedir. 2007 ila 2030 yılları arasında kullanılan doğalgazın %80'den fazlası, OECD üyesi olmayan ülkelerde tüketilmektedir. Burada en büyük artış ise Orta Doğu'da meydana gelmektedir. Elektrik üretim sektörünün, ti.im bölgelerde, doğalgaz talebindeki artışın en büyük tetikleyicisi olması beklenmektedir. 2015 için olan beklentiler, uzundönemli resimden ciddi oranda farklıdır. Her ne kadar 2008 ile 2009'un başı için sadece kısmi ve başlangıç verileri mevcut olsa da, ekonomik.daralma sebebiyle ti.im dünyada, 2009 yılında birincil doğalgaz talebin.in - neredeyse %3 oranında- düşmesi olasıdır. 2010 itibari ile ekonominin düzelmeye başlayacağı varsayımı ile, ki.irse! talebin yen.iden artması beklenmektedir. Ortalama olarak, 201 O ila 2015 yılları arasında yılda %2.5 oranında artmaktadır. Arz kapasitesin.in ise daha fazla artması beklenmektedir. 450 Senaryosunda, 2007 ila 2030 yılları arasında dünyadaki birincil doğalgaz talebi %17 oranında artmakta ancak Referans Senaryosuna kıyasla 2030 yılında %1 7 daha az olmaktadır. 2030'a kadar, OECD üyesi olmayan ülkelerin çoğunda talep büyümeye devam etmektedir, ancak bazı bölgelerde, 2020'den sonra düşüş görülmektedir. Doğalgaz kullanım verimliliğini arttırmak ve di.işi.ik karbon teknolojilerini teşvik etmek suretiyle alınan ve enerji tasarrufu gerçekleştirmeyi hedefleyen tedbirler doğalgaz talebini azaltmaktadır. Bu durum, doğalgazın elektrik üretimi ve n.iha.ikullanım uygulamaları anlamında, daha yüksek olan karbon�yatları ve kanuni araçlardan kaynaklanan, kömür ve petrole karşı olan rekabet gücünü fazlasıy� la bastırmaktadır. OECD ülkelerinde doğalgaz talebi genel olarak, tahmin döneminin yaklaşık ortalarında tepe noktasına ulaşmakta ve sonra, yatıırımlar temel olarak yenilenebilir yakıtlara ve nükleer kapasiteye kaydıkça, 2030'a doğru azalma�tadır. Büyük oranda doğalgazın kömüre karşı rekabet gücünün artması sebebiyle, ABD analiz dönemin.in son on yılında, Referans Senaryoda olandan daha fazla bir doğal kullanımı ile karşı karşıya olmaktadır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=