Enerji ve Çevre Dünyası 74. Sayı (Kasım-Aralık 2009)

daha fazla önemli bir role sahip olacaklardır. Brunei Darussalam, Kamboçya, Endonezya, Laos, i\Ialezya, i\1iyanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam birlikte dünyanın en dinamik ve çeşitlilik sahip bölgelerinden birini temsil etmektedirler. Hepsinin birlikte ekonomileri, toplamda Kanada ve i\Ieksika'nın ekonomileri kadar büyüklüğe sahiptir. Toplam nüfusları ise Avrupa Birliği nüfusundan fazladır. Enerji tüketim seviyeleri ise Orta Doğu ile neredeyse aynıdır. Bu ülkelerde düşük olan kişi başına milli gelirin, hızlı ekonomik ve nüfussal büyüme ve devam eden şehirleşme ve sanayileşme ile hızla yükselmesi beklenmektedir. Referans Senaryoda, ASEA birincil enerji talebi 2007 ila 2030 yılları arasında %76 oranında artmaktadır ki bu da yıllık otalama %2.5'luk bir büyümeye denk gelmektedir. Bu oran, dünyanın geri kalanındaki büyüme hızından çok daha yüksektir. i\Ievcut ekonomik zayıflığı temsil eder şekilde, kısa vadede talebin vasat oranda büyümesi beklenmektedir 450 senaryosunda dahi, talep yılda %2.1 oranında artmaktadır. Çin ve Hindistan'ın global enerji piyasasında belirmesi ile birlikte, bu trendler, global enerji aktivitesinin yeniden Asya üzerine odaklanmasını işaret etmektedir. Eğer Güneydoğu Asya, giderek anan enerji ihtiyacını, makul fiyatlarda ve sürdürülebilir bir şekilde garanti altına almak durumunda olacaksa, pek çok engelin aşılması gerekmektedir. Bölgenin çoğu kısmında enerji sektörü, bölgenin 1997/ 1 998'deki Asya Finansal Krizinden kurtulmasından bu yana görülen hızlı talep artışına ayak uydurmaya çalışmaktadır. Dünyanın kanıtlanmış petrol rezervlerinin sadece %1'ine sah.ip olarak bölge, ciddi şekilde ithalata bağımlıdır ve gelecekte de artan şekilde öyle olacaktır. Kömürle çalışan elektrik üretim tesislerinin giderek fazlalaşmasına rağmen, bölge aynı zamanda önümüzdeki bir kaç on yıl içerisinde doğalgaz arz yetersizlikleri ile de karşı karşıya kalma riskine sahiptir. Güneydoğu Asya'nın bazı bölgeleri ciddi anlamda yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olmakla birlikte, çeşitli ekonomik ve fiziksel faktörler bu potansiyelin ciddi oranda atıl bırakılmasına yol açmaktadır. Referans Senaryoda, 2008 ila 2030 yılları arasında ASEAN bölgesinde enerji altyapılarına 1.1 trilyon dolardan fazla yatırımın yapılması ve bu yatırımların yarıdan fazlasının elektrik üretim sektörüne yapılması gereklidir. 450 Senaryosunda, toplam yatırım ihtiyaçları 390 milyar dolar daha fazladır. Finansman ciddi bir zorluktur ve enerji firmalarını sermaye yatırımlarını azaltmaya veya projeleri ertelemeye veya iptale zorlayan finansal kriz ile de daha da zorlu hale gelmiştir. Aynı zamanda, modern enerji hizmetlerine erişim, bölgenin bazı kısımlarında hala sınırlı olmaya devam etmektedir: bugün 160 milyon insanın hala elektriğe erişimin olmadığı tahmin edilmektedir. Referans Senaryoda bu rakam 2030 itibari ile 63 milyona düşmektedir. Vaatleri sonuçlara çevirmek Kophenag'da yapılacak olan Birleşmiş i\Wletler İklim Değişikliği Konferansı, bizi bekleyen enerji geleceği hakkında önemli göstergeler sunacaktır. Sonuç ne olursa olsun, yapılan vaatlerin uygulamaya konulması en önemli konu olacaktır. Kophenag sonrası yol da Kophenag'a giden yol kadar inişli çıkışlı olacaktır. Ancak bu yolun iyi niyetle döşenmesi gereklidir. IEA halihazırda ti.im ülkeleri Temiz Enerji için Yeni Anlaşma girişimi ile ilgili olarak, ekonomik ve finansal krizin sunduğu fırsatı değerlendirme anlamında harekete geçmeye çağırmıştır. Kriz, enerjibağlantılı sera gazı emisyonlarının artışını azaltmak için gerekli olacak düşük karbon teknolojilerine yatırım anlamındaki kalıcı trendi değerlendirme açısından bir fırsat sunmaktadır. Bazı ülkelerin ekonomik canlandırma paketleri çerçevesinde yaptıkları bir dizi girişim bu yönde önemli bir adımdır. Ancak, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarının 450 ppm'de sabitlenmesi ve kürsel ısınmanın 2 derece ile sınırlandırılması ile tutarlı bir emisyon stratejisine yaklaşmak için bile çok daha fazlasının yapılması gereklidir. İklim değişikliğini önleme çabalarının önemli bir boyutu, hükümetlerin, taahhütlerini ne hızda yerine getirdikleri olacaktır. Gezegeni kurtarma operasyonu bekleyemez. Her geçen yıl, emisyonlara yönelik olarak belirli bir dönem için alınacak aksiyon penceresi giderek daralmakta ve enerji sektörünün dönüşüm maliyeti giderek artmaktadır. 2 derecelik bir ısı artışı ile tutarlı bir enerji stratejisine geçişten önceki her bir yıllık gecikmenin, 201 O ila 2030 dönemi için olan 10.5 trilyon dolarlık küresel ilave yatırım maliyetine yaklaşık 500 milyar dolarlık ilave getireceğini hesaplamaktayız. Sadece bir kaç yıllık bir gecikme olasılıkla bu hedefi tamamen ulaşılmaz hale getirecektir. Eğer böyle olursa, ilave adaptasyon maliyetleri bu rakamın çok daha üzerinde olacaktır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansına katılan ülkeler bunu göz ardı etmemelidirler. Vaatleri aksiyona dökme anlamında gerekli olan zorlu seçimleri yapma zamanı gelmiştir. ■ ENERJi DÜNYASI KAS I M -ARALIK 2009 61

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=