Enerji ve Çevre Dünyası 75. Sayı (Ocak-Şubat 2010)

Sunuş ■ Özkan AĞIŞ Türkiye Kojenerasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ozkan.agis@enerko.com. tr Enerji Politika ve Stratejileri, "Strateji Belgesi"ne Uygun Geliştirilmiyor Haziran 2009'da, 2. Strateji Belgesi açıklandı. Birincisi ise 2004 yılında yayınlanmıştı. Ardından Kasım 2009'da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapmış olduğu konuşma metnini dikkatle okuduk. Senelerden beri çözülemediği için, kangren olan konuların Belgede ve konuşmada nasıl ifade edildiğine bakalım: Bu yazımıza sadece 3 konuyu sığdırabiliyoruz: ■ Enerji kaynaklarında ithal bağımlılığımız azaltılacak, ■ Yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanımı genişletilecek, ■ Eski linyit ve kömür santrallerimizin özelleştirilmesi hızlandırılacak. Uygulanamayan başka maddeler de var. Bunları da gelecek sayımızda ele alacağız. Enerji Kaynaklarında İthal Bağımlılığımız Azaltılacak Enerji kaynaklarında ithal bağımlılığımızın ne yönde gittiğine bakmadan önce, bu duruma nasıl geldiğimize bakalım. 20 yıldır Türkiye'de, kendi enerji kaynaklarımızın nasıl kullanıldığını ve ne kadarının değerlendirildiğini yakinen takip ediyorum. 20 yıldan beri bütün hükümetler enerji bağımlılığımızı azaltınayı önce parti programlarına, sonra hükümet programlarına koyarlar. Buna rağmen, 20 yıl önce %65 olan enerjide dışa bağımlılığımızın 1O yıl sonra%70'e, geçen yılda da%74'e ulaştığını görüyoruz. İthali azaltmak niyetle, programla veya talimatla olmuyor. Bunun 2 yolu var. Ya ihracata caydırıcı önlemler alacaksınız (vergi v.s), ya da ithal kaynağın yerli alternatifini teşvik edeceksiniz. İthal enerji kaynaklarımızın%90'ını, elektrik üretimi + ulaştırma + sanayi tüketiyor.%10'unu da konutlar ve ticari binaların tüketimi oluşturuyor. Elektrik üreticileri, hangi yakıtı daha fizibıl buluyorsa, santralini o yakıta göre dizayn ediyor ve kuruyor. Ulaştırmada heni.iz elektrikli otolar ve doğal gazlı motorlar araştırma aşamasında olduğuna göre, akaryakıt 2 ENERJi DÜNYASI OCAK· ŞUBAT 2010 tüketiminin dışında çözüm yok. Elektrik üretim maksatlı yatırımları EPDK lisansına bağlamışsınız. Yatırımcı, mevcut yatırım atınosferinde ve piyasada, parasını hangi yakıtla en kısa sürede parasını geri alıyorsa o tesisin lisansını alıyor. Enerji politika ve stratejileri11de karar vericiler, kurumlar arasındalar. "Dar alanda kısa paslaşmalar" la durumu idare etıneye çalışıyarlar. Yenilebilir Enerji Kaynakları Kullanımı Teşvik Edilecek 2005 yılında çıkartılan yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde kullanılmalarını teşvik eden kanun yürümüyor. Kanunun getirdiği garantili satış tarifesi (önce 0,5 Eurocent idi, sonra'dan 5,5 Eurocent'e çıkarıldı) yetmedi ki, geride bıraktığımız 5 yıl içi11de sadece 750 M\'v"lık tesis kurulabildi. Halbuki gerek strateji belgesinde, gerekse DTP'nin son 5 yıllık planında yenilenebilir kaynak payı (hedefi)% 30 olmalıydı. 5 yıl içinde kurulu gücümüz 5000 NIW arttığına göre, yenilenebilir enerji kaynaklı büyümenin 1500 NIW olması gerekirdi. Bu büyüme hedefi niçin tutturulamadı? Birinci neden, 5,5 Euro cent/kwh'lık fiyatın yeterli olmaması. Örneğiı1 2009 yılı ortalama piyasa fiyatına baktığımızda, Kanunun tanıdığı, 5,5 Euro cent / k:wh'ın üzerinde, 7,0 Euro cent /kwh olarak gerçekleşmiş. Nitekim yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üreticileri, üretimlerini piyasaya yani PMUM'a sattılar. Yani Kanunun verdiği 5,5 Euro cent'lik fiyat teşvik değil. Bir ele PMUM'a satma hakkı ellerinden alınsa cezalandırma olur. Birileri diyecek ki, PMUM'a satmaya devam et, niye ilave teşvik istiyorsun? Çi.inki.i bu fiyatın ne garantisi ne de sürekliliği olmadığı için, PMUM fiyatını bankaya gösterirseniz, yatırım için finans alamıyorsunuz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=