Mutabakat Metni 2010 yılı Haziran ayında Bonn'da yapılacak ara toplantıdan sonra muhtemel bir ilerleme ile Meksika'da düzenlenecek olan COP16 taraflar konferansında bağlayıcı bir doküman haline gelecektir. Mutabakat metni başlıca; ■ Küresel sıcaklığın 2 0C'nin altında tutulması, ■ Sürdürülebilir kalkınma için düşük emisyonlu kalkınma stratejinin benimsenmesi, ■ EK-1 ülkelerinin sera gazı azaltım hedeflerinin belirlenmesi; ■ EK-1 dışı ülkelerin ise, sera gazı azaltım eylemlerini benimsemelerini ve Sekretarya'ya iletilmesini talep etmektedir. Mutabakat metni her ne kadar bağlayıcı olmasa da (mevcut durumu itibariyle) bir yol haritası olarak değerlendirilmektedir. Bir diğer ifade ile Kopenhag süreci devam ettirilmektedir. Kopenhag'da net olan hususlar şunlardır: ■ Süreç devam ettirilınektedir. 2012 - 2020 dönemi belirginleşmiştir. ■ ABD oyundadır. Ve oyunun kurallarını belirleme sürecine fiilen başlamıştır. ■ Gelişmiş ülkeler (Metinde Ek-1 ülkeleri olarak tanımlanmıştır ve Türkiye fiilen Ek-1 ülkesidir) belirleyecekleri referans yıldan azaltım taahhüdünde bulunacaklardır. ■ Çin, Hindistan gibi ileri gelişmekte olan ülkeler, gelişmekte olan diğer ülkelerden ayrışma sürecine girmiş olup; üçüncü taraflarca ölçülebilir, raporlanabilir ve doğrulanabilir eylemler (NAMA !ar) geliştirmek zorundadır. ■ Gelişmekte olan ülkeler (Afrika, ada ülkeleri vs.) için oluşturulan uyum fonu ile desteklerunesi kabul görmüştür. ■ Gelişmekte olan ülkelerde "Ormansızlaşma ve orman bozulınasmdan kaynaklanan emisyonların azaltılınası"111n (REDD+) mekanizmalarda yer alması genel kabul görmüştür. ■ Kopenhag Yeşil İklim Fonu gibi yeni mekanizmalar oluşturulınaktadır. ■ Bali Eylem Pla111 halen gündemdedir. Terminoloji ve yapı taşları itibariyle benimsenen ilkeler yeni sürece aynen taşınmıştır. ■ Kyoto Protokolü gündemden kalkmış, AWG-KP ekseni dondurulmuştur. ■ UNFCCC çatısı altında ve AWGLCA ekseninde yeni bir anlaşma metni zemini hazırlanmıştır. ■ Kopenhag Mutabakat Metni doğrudan Ekl ve Ekl dışı ülke s1111flandırmasııu dikkate alınaktadır. Bu durum Ti.irkiye'yi doğrudan etkilemektedir. Önümüzde siyaset, kamu, akademi, iş dünyası ve STK'ların hep beraber seferber olınası gereken zor bir süreç yer almaktadır. Kopenhag'da net olmayan hususlar şunlardır: ■ Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ta111mı hala yapılmamıştır. ■ Çin, G. Afrika, Hindistan, Brezilya, G.Kore gerek COPlS öncesi ve gerekse müzakereler esnasında azaltım hedefleri açıklamış, fakat üzerinde uzlaşma sağlanmamıştır. Özellikle Brezilya örneğinde olduğu gibi açıklamış olduğu hedefi uygun finansman kaynaklarından yararlanma şartına bağlayan taahhütler netleşmemiştir. ■ Küresel emisyonların% 2'sini teşkil eden havacılık sektörü kaynaklı sera gazları111n yıl sonuna kadar ne şekilde dahil edileceği, uluslararası gemi taşımacılığı kaynaklı emisyonların kapsama alı111p alınmayacağı netleşmemiş konular arasında yer alınaktadır. ■ Açıklanan fonların hangi kaynaklardan oluşturulacağı ve nasıl kullandırılacağı detay çalışma gerektirmektedir. ■ Müzakerelerde ilk defa Dünya Ticaret Örgütünün (\VTO) rolü gündeme gelmiş, özellikle uluslar arası malların dolaşımı konusunda bir yaptırım olasılığı, karbon vergisi ile entegrasyonu gibi, farklı mekanizmaların da ilerde yürürlüğe girebileceği ihtimalini kuvvetlendirmiştir. ■ Müzakerelerde bir ilk olarak, Kopenhag mutabakat metni ti.im ülkelerin katılımıyla hazırlanmamış, sonrasındaki süreçte katılım sağlamaları istenmiştir. Bu durum önümüzdeki sürecin daha dar kapsamlı guruplarda (GS, G20 vb.) olgunlaştırılarak ti.im taraflara sunulacağı yönünde yeni bir çalışma metodolojisi ihtimalini çağrıştırmaktadır. ■ Türkiye'nin pozisyonu itibariyle "26/CP.7 no'lu kararın" yeni anlaşma zeminine taşmması zorlaşmıştır. Gelişmiş ülke s11uflandırmasından çıkınası gerekmektedir. Fakat bunun için çok yönlü ve yoğun bir müzakere yürütülmesi gerekınektedir. ■ AWG-LCA ekseninde yürütülen ve yürütülecek müzakerelerin ne zaman, nasıl ve ne şekilde Mutabakat Metni ile entegre edileceği net değildir. ■ ENERJi OÜNYASI OCAK- ŞUBAT 2010 7 7
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=