Enerji ve Çevre Dünyası 75. Sayı (Ocak-Şubat 2010)

hazırlaması öngörülmektedir. AB yerli enerji kaynaklarının geliştirilmesi: Daha öncede bahsedildiği gibi, giinümüzde AB enerji tüketiminin %46'sı yerel kaynak ­ lıırdan karşılanmaktadır. Hiçbir önlem alınmadığı takdirde 2020 yılında bu oranın o/o 36'ya düşeceği öngörülmesine rağmen "20-20-20" hedefinin başarılmasıyla birlikte anılan oranın %44 civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektir. Bugiin itibariyle, AB nihai enerji tüketiminin %8'ini teşkil eden yenilenebilir enerji kaynakları AB'nin en önemli yerel enerji kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu amaçL1, Komisyonun yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının önündeki engelleri kaldınlmasına yönelik bir bildirim hazırlaması öngörülmektedir. Yeterli finansmanın sağlanabilmesi ve "20-20-20" hedefine ulaştlabilmesi amaayla yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği, fosil yakıtların temiz kullanımı ve yenilenebilir kaynaklarla işletilen kojenerasyonun teşviki için bir finansman girişiminin oluşturulması da öngörülmektedir. Ayrıca Komisyon, AB'ııin tabii kaynaklarının verimli ve çevreye duyarlı kullanılmasında önemli rol oynayan teknolojinin geliştirilmesine yönelik olarak "Düşük Karbon Teknolojilerinin Finansmanı Bildirisi"ni Avrupa Yatırım Bankası ileyakın işbirliği içerisinde 2009 yılında haz.ufayacaktır. Söz konusu bildiri, Birlik düzeyinde büyük ölçekli 12 adet örnek karbon nıtma ve depolama tesisinin oluşturulmasını hedeflemektedir. Komisyon yerli kaynaklar içerisinde, ayrıca kömür, petrol ve doğalgaz kaynaklarına da atıfta bulunmaktadır. İklim değişikliği hedeflerinden sapmaİlgili yatırımların gerçekleştirilmesi Üye Ülkelerin inisiyatifine bırakılan nükleer enerjiyle ilgili olarak Komisyonun, nükleer güvenlik alanında bir çerçeve oluşturnlmasına ilişkin bir direktif önerisinde bulunması kararlaştırılmıştır. AB'nin hedefi nükleer tesislerin güvenliği ve atık yönetimi konularında ortak bir yasal çerçeve oluşturmaktır. AB'ııin 2020 yılı için gündemi, yüksek verimli ve düşük karbonlu enerji sistemlerine geçişin sağlanmasına yönelik gerekli adımları içermektedir. Ancak tanımlanan hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için daha geniş bir perspektifin belirlenmesi gerekmektedir. 2050 yılına kadar karbonsuz elektrik üretiminin sağlanması, ulaşım sektöründe petrole olan bağımlılığının sonlandınlması, enerji tüketmeyen binaların inşa edilmesi, akıllı elektrik şebekelerinin oluşturulması gibi büyük yapısal değişiklikler ve radikal teknolojik gelişmelerin sağlanması için bugünden bazı kararların alınması gerekmektedir. Bu bağlamda, Komisyonun 2010 yılı için hazırlanan Avrupa İçin Enerji Politikası Belgesini, 2030 için bir politika gündemi ve 2050 yılı için bir vizyonu kapsayacak şekilde revize etmesi ve bir yol haritasını oluşturması öngörülmektedir. Türkiye Açısından Değerlendirme Yaklaşık 50 yıllık birgeçmişe sahip olan AB - Türkiye ilişkileri Aralık 1999'da gerçekleştirilen Helsinki Zirvesinde oybirliği ile Türkiye'nin AB'ye aday ülke olarak kabnl edilmesiyle ivme kazanmıştır. 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılan tam üyelik müzakereleri fasıllarda olduğu gibi enerji faslında da hızla gelişen ve derinleşen AB müktesebatını yakından takip etmekle yükümlüdür. Son dönemde büyük bir atılım içerisinde olan AB enerji politikalarının dikkatli takip edilerek geniş bir bakış açısıyla yorumlanmasının stratejik öneme haiz ülkemiz için büyük önem arz ettiği aşikardır. Bilindiği gibi Türkiye, Orta Doğu ve Hazar havzası başta olmak üzere dünya gaz ve petrol kaynaklarının o/o72'sine komşu bulunmaktadır. Ülkemiz kaynak ülkeler ile pazar ülkeler arasında doğal bir köprü oluşturmakta ve arz güzerg:lhlarının ve kaynaklarının çeşitlendirilmesi yoluyla enerji arz güvenliğinin sağlanması konusunda anahtar ülke konumundadır. Bu bağlamda, AB'nin arz güvenliğinin sağlanmasında ülkemizin stratejik bir rolü bulunmaktadır. Aralık 2004 tarihinde Komisyonun yayınladığı "Türkiye'nin Üyeliğinden Kaynaklanan Konular" konulu çalışma belgesinde bu duruma atıfta bulunulmuştur. Söz konusu belgede, Türkiye'nin AB'ye katılımıyla, AB'nin dünyanın enerji bakımından en zengin bölgeleri ile komşu olacağı vurgulanarak, Türkiye'nin AB'ye enerji tedariki açısından daha iyi nakil yolları sağlamak suretiyle, AB enerji arz güvenliğinin sağlanmasında önemli rol oynayacağı ifade edilmektedir. Bahsedildiği üzere, İkinci Stratejik Enerji Gözden Geçirme Bildirgesinde AB'nin en önemli arz güvenliği öncelikleri arasında "Güney Gaz Koridoru"nun geliştirilmesi yer almaktadır. Bildirgede, Türkiye'ye özel vurgu dan, uzun dönemde kömürün kullanıl- kapsamında, müzakere sürecinin ilk yapılarak, planlanan boru hatlarının masının ancak yüksek verimli santralle- ayağını teşkil eden tarama toplantıları geçeceği transit ülkelerle uzlaşmaya rin kurulması ve karbon tutma ve de- tüm fasıllar itibariyle tamamlanmıştır. gidilmesi gerektiği ifade edilerek, ülkepolama sisteminin yaygınlaştırılmasıyla Avrupa Komisyonu, Türkiye'nin mük- mizin arz güvenliğine ilişkin kaygıları mümkün olacağının altı çizilmektedir. tesebata uyumunun iyi durumda olma- ile AB müktesebatının temel prenBu bağlamda, Norveç ile işbirliği içeri- sı nedeniyle "enerji" konusunu Türkiye sipleri gözetilerek ortak bir zeminde - - - --"inde,- ulusaLve.Birlik_düzeyinde_uygull,------ile_ ilişkilerde _en_sornns_uz_meselelerden� b_ ulµş_nlması_g�r_e_k_tiği_','J.lrgı:ı_lanmakta_- _ _ __ _ maliyette ve ç-evreye duyarlı ·önlemlerin biri olarak değetlendirmektedit. Aday- dır.·AB çıkarlarına· hizmet eden proje alınmasına odaklanılmaktır. bir ülke olarak Türkiye, tüm diğer olarak tanımlanan Nabucco Doğalgaz ENERJi DÜNYASI OCAK-ŞUBAT2010 85

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=