nin ardından Avrupa Komisyonu'nun t'llebi üzerine, Şubat 2009 tarihinde enerji alanında etld analizi çalışması gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen sektöre! etki analizinin raporlarının sunulmasını müteakip müzakerelerin açılabileceği tahınin edilmektedir. AB'deki yaşanan tüm gelişmelerin yakından takip edilmesi, aday ülke konumunda olan Türkiye için önem arz etmektedir. Özellikle enerji alanında, AB'nin attığı bütün adımların ülkemizin içinde bulunduğu bölgenin (Ortadoğu, Kafkaslar, Rusya) siyasi ve ekonomik koşulları da dikkate alınarak değerlendirilmesinin, bütün olasılıkların göz önünde bulundurulmasının ve olasılıkların gerçekleşme ihtimaline karşın çok yönlü stratejilerin önce�en belirlenmesinin ulusal çıkarlarımızın korunmasında etkin rol oynayacağı öngörülmektedir. Sonuç Dünya üzerinde enerji kaynaklarının dengesiz dağılımı, büyük tüketici ülkelerin sınırlı kaynağa sahip olmaları ve enerji kaynaklarının ağırlıklı olarak anti-demokracik rejimlerin sınırlarında yer alması, enerjiyi uluslararası arenada öncelikli konu haline getirmektedir. Günümüzde yaşanan küreselleşme, dünyadaki tüm üreticileri ve tüketicileri bir çan altında toplarken ulusal çıkar çatışmalarını da körüklemektedir. Bu bağlamda, enerji kaynaklarının bulunduğu ve enerji nakil hatlarının geçtiği tüm ülkelerde istikrarın sağlanması ve anılan ülkelerle iyi ilişkilerin geliştirilmesi özellikle gelişmiş ülkelerin dış politikalarının odak noktasını oluşturmaktadır. Son zamanlarda Rusya ve nakil hatlarındaki ülkelerle yaşanan enerji krizleri, enerji kaynaklarının dış politi kada ne derece etkin ve baskın bir araç olarak kullanıldığını ve özellikle enerjiye bağlı dış ilişkilerde stratejik hareketin ne denli önemli olduğunu göstermektedir. nen enerji politikasını "ortak politika" haline getirmeyi hedeflemektedir. Doğu Avrupa ülkelerinin çok daha fazla dışa ve özellikle Rusya'ya bağımlı olmaları, bazı Batı Avrupa ülkelerinde ise teknolojisi eskimiş nükleer santrallerin kapatılmasına karar verilmesi, Kuzey Denizindeki petrol ve doğalgaz kaynaklarının azalması gibi sebeplerden dolayı AB'nin ithal bağımlılığı yükselme eğilimi göstermektedir. Bu perspektifte, AB'nin petrol ve doğalgaz rezervlerinin fazla bulunduğu ve rekabete açık olmayan piyasalara sahip olan ülkelere bağımlı kalmasının, Birliğin uygulayacağı dış politikaları olumsuz etkileyebileceği kaygısı yaşanmaktadır. Bu durum, enerji arz güvenliğinin sağlanması bakınundan AB'yi yeni açılımlara götürmektedir. Ocak 2007'de temelleri atılan yeni enerji politikası kapsamında, iç pazarın liberalleşmesi ve rekabetin arttırılması amaoyla "Üçüncü Enerji Paketi'', sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasına ilişkin "Enerji ve İklim Paketi" yayınlanmıştır. Söz konusu iki mevzuat paketinin arz güvenliğinin gelişririhuesine katkıda bulunmasına rağmen, konunun sistematik olarak ele alınabilmesi amacıyla Kasım 2008 tarihinde İkinci Stratejik Enerji Gözden Geçirme Bildirgesi yayınlanınış□r. Bildirge, enerji altyapısının gelişririhuesine ilişkin öncelikli projelerin tanımlanarak yatırımların teşvik edilmesi, ortak bir dış politikanın tesis edilmesine yönelik çalışmaların artrırılınası, kriz durumunda arz kesintisinin yaşanmaması için stokların geliştirilmesi, enerji verimliliğinin arttırılarak tüketimin azalnlması ve yerli kaynakların geliştirilerek ithal bağımlılığının düşürülmesi konularına odaklanmaktadır. Ülkemiz açısından bakıldığında, Türkiye avantajlı jeopolitik konumunun yanı sıra, zengin doğal kaynaklara sahip komşu ülkelerle kıyaslandığın- _ _ _ __,on._dönemde_enerji alanında bü)'i!�k_ _ d�a�ımçlü alt y.ııı:,ısı ile AB'nin giderek Dir atılım için-de··olan AB,-geçmişte- - artan·enerji ihtiyacını karşılamada ve -- Üye Ülkelerin inisiyatifleri ile şekille- kaynak çeşitlendirme arayışında önemli ve vazgeçilmez bir potansiyele sahiptir. Günümüzde sahip olduğu enerji kaynaklarını gerek Batı yanlısı politika izleyen komşu ülkelere ve gerekse bizzat Batıya karşı politik bir silah olarak kullanmak konusunda kararlı olan Rusya'ya karşı Türkiye Hazar ve Ortadoğu enerji kaynaklarının Avrupa'ya ulaştırılması konusunda alternatif bir rol oynamaktadır. Görüldüğü üzere, AB'nin son dönemde gerçekleştirdiği faaliyetler enerji arz güvenliğinin sağlanmasını temel alan ortak bir enerji politikasının oluşturulmasına yöneliktir. Ancak, başta Almanya ve Fransa olmak üzere, Birlik enerji pazarının büyük oranda az sayıda şirketin hikimiyetinde bulunması nedeniyle bazı Üye Ülkelerin tutumlarının enerji alanının tüm unsurlarını bünyesinde toplayacak nitelikte ortak bir enerji ve dış politikasının yakın bir tarihte oluşturulmasına engel teşkil etmektedir. ■ Kaynakça [1J. Avrupa Komisyonu, "Second Strategic Energy Review An EU Energy Security and SolidarityAction Plan", COM (2008/0781), Brüksel, 2008. [2]. Avrupa Komisyonu, "20 20 by 2020 Europe's Climate Change Opportunity" COM (2008), füüksel, 2008. [3]. Avrupa Komisyonu, "The EU Electricity and Gas Markets: Third Legislative Package", COM (2007), Brüksel, 2007. [4]. Avrupa Komisyonu, ''.An Energy Policy for Europe", COM (2007) 1, Brüksel, 2007. (5]. Avrupa Komisyonu, "Issues Arising From Turkey's Membership Perspective", COM (2004) 656, Brüksel, 2004. [6]. İşcan, İsmail Hakkı, ''Türkiye-Avrupa Birliği İlişkilerinin Geleceği Açısından Avrupa Birliği Enerji Güvenliği Sorunu", Uluslararası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları 1(2), 2007, 113-168. [7]. Öner, Başak, ''.Avrupa Birliği Enerji Politikaları, İç Pazarın Tamamlanması, Üçüncü Enerji Paketi", 14. Uluslararası Enerji ve Çeyre Te_knoloji Sistemleri�- - - - -Fuar ve Konferansı, İstanbul; Mayıs 2008. ENERJi DÜNYASI OCAK-ŞUBAT2010 87
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=