Enerji ve Çevre Dünyası 78. Sayı (Mayıs-Haziran 2010)

Bir de Polonya, Bulgaristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Avustralya gibi birçok ülke ABD'de de ankonvansiyonel gaz üzerine çalışmalardan sonra bizde neden olmasın düşüncesiyle ciddi bir takım jeolojik çalışmalar içerisine girdiler. Bazı ülkelerde özelikle Polonya'da yapılan çalışmalar neticesinde ilk pozitif sinyaller gelmeye başladı ve bu pozitif sinyaller de Polonya hüki.imeti başta olmak üzere bazı ülkelerin bu konuda ciddi adımlar atmasına neden oldu. Son olarak üretici, ihracatçı ve alternatif elektrik teknolojilerini kullananlar için kötü bir haber ama bu sessiz devrimin yansımalarından bir tanesi de gaz ucuz olduğu için ve kömüre göre nispeten yarı yarıya karbondioksit emisyonu ihtiva ettiği için kömüre alternatif diğer temiz enerji kaynaklarını da baskı altında tutmaya başladı. Özellikle Avrupa'da yenilenebilir enerji kaynaklarını baskı altında tutmaya başladı. Gaz fiyatları bu şekilde aşağıda seyretmeye devam ederse yenilenebilir enerjinin büyümesini engellemeyecek ama yavaşlatabilecektir. Şimdi üçüncü bir konuya geçmek istiyorum o da iklim değişikliği. Artık iklim değişikliği ve enerji politikalarının birbirinden ayrı düşünmek imkansız. Hatta bazı ülkeler Enerji Bakanlıklarının isimlerini Enerji ve Çevre Bakanlığı olarak değiştirdiler. Bazıları örneğin Danimarka daha da ileri gidip İklim ve Enerji Bakanlığı olarak değiştirdi. I<ısacası tüm dünyada iklim ve enerji kavramları iç içe geçti. IVIevcut enerji politikalarıyla Çin ve Hindistan'dan gelen enerji ile dünya ısısının önümüzdeki yıllarda ortalama 6 derece artacak. Dünya liderleri Kopenhag'da toplanarak bu 6 derecelik 66 ENERJi OÜNYASI MAYIS- HAZIRAN2010 Finansal kriz bittiği ve dünya ekonomisi eski ivmesini yakaladığı zaman dünya enerji tüketimi de hızla büyüyecek ve enerji arzı tekrar gündeme gelecek. ısı artış oranını nasıl en aza indirebileceklerini tartıştılar. Bunu gerçekleştirebilmek için de enerji sektöründe çok büyük bir değişimin olması lazım. Çünkü iklim değişikliğine yol açan sera gazlarının 3'te 2'sinden enerji sektörü sorumlu. Demek ki iklim değişikliğine bir çözüm bulmak isteniyorsa öncelikle enerji sektöı-ünde değişiklik yapmak gerekiyor. Karbondioksit emisyonlarını azaltmak için 4 tane politika son derece önemli. Birincisi enerji verimliliği. Türkiye'de hem hükümetin hem de özel sektörün bu konuda çok fazla çalışmaları var. Enerji verimliliğini artırmak için enerji sektörünün tamamında köklü değişmeler olması lazım. Küresel ısınmayı 2 derece ile sınırlı tutabilmek için iki sektör çok önemli. Bunlardan birincisi elektrik üretim sektörü, ikincisi de araştırma sektörü. Nükleer enerji ile ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Şu anda dünyada 54-55 tane nükleer enerji santrali inşası var. Bunların büyük bir kısmı OECD dışında yer alan Çin, Hindistan, Rusya, Japonya gibi ülkelerde yer alıyor. Bu konuda Avrupa'da önemli bir değişim yaşanıyor. Daha birkaç yıl önce nükleer enerjiden uzaklaşalım diyen ülkeler fikirlerini değiştiriyorlar. Örneğin İtalya'da 1992'de referandumla Anayasa'da nükleer kullanılmayacaktır diye bir ifadeye yer verildi. Şimdi İtalya'da tamamıyla bir U dönüşü yaşanıyor. Mevcut mevzuatı değiştirip nükleer enerjiye geçmek için hazırlıklar yapılıyor. Yine Belçilrn, İsveç'te de aynı şeyler yaşanıyor. Bu nedenle nükleer enerjinin yenilenebilir enerjiyle birlikte iklim değişikliği politikalarında çok önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. İkinci ve son olarak da eğer iklim değişikliği konusunda önemli adımlar atılacaksa değişmesi gereken ikinci sektör ise ulaştırma sektörü. Burada da büyük bir değişim olması lazım. Avrupa Birliği'nden örnek vermek gerekirse AB'de satılan her 100 arabanın 99'u içten yanmalı motorlardan oluşuyor. Sadece 1 'i ya hibrid ya elektrikli. Eğer biz Avrupalılar iklim değişikliği politikaları konusunda ciddiysek 2030 yılında Avrupa'da satılan her iki arabadan birinin yeni teknolojiye sahip olması lazım. Size şunu söyleyebilirim ki en azından 3-4 tane Avrupa ülkesinde elektrikli arabalara karşı çok ciddi yatırımlar ve devlet sübvansiyonları var. J\ıfesela Fransa'da çok yakında kamın çıkacak, elektrikli araba alanlara 5 bin Euro devlet yardımı olacak. Almanya bu konuda çok hızlı adım atan ülkelerden bir tanesi. Danimarka ve İsrail gibi bazı ülkeler bu konuda işin başını çekiyorlar. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Finansal kriz bittiği ve dünya ekonomisi eski ivmesini yakaladığı zaman dünya enerji tüketimi de hızla büyüyecek ve enerji arzı tekrar gündeme gelecek. Çünkü politikalarda önemli bir değişme olmadı. Son iki yıl içerisinde eğer talep hızlı bir şekilde artarsa petrol üretimi konusunda yeteri kadar aktif olunmamasının cezasını tüm dünya olarak çekebiliriz. Bu konuda gerçekten önemli kaygılarım var. ■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=