Enerji ve Çevre Dünyası 78. Sayı (Mayıs-Haziran 2010)

önümüzdeki 1O yılda iki katına çıkması beklenmektedir [11]. Ülkemiz yenilenebilir enerji kaynak çeşitleri, kullanım alanları ve kapasiteleri şöyledir: Hidrolik Enerji Bir nehirde, bir kesitten enerjisi alınmadan geçen su ülkemiz ekonomisi açısından kayıptır. Türkiye geliştiremediği hidroelektrik potansiyelden dolayı, 170 milyar kW saat elektrik üretim kapasitesinin halen yalnız 47,6 milyar k\V saat'lik bölümünü kullanabildiği için, her yıl yaklaşık olarak 122,4 milyar kW saat enerji üretebileceği suyu, enerjiye çevirmeden denizlere göndermekte ve bu yüzden, birim kW saat başına 0.06 ABD cent hesabıyla her yıl 7-8 milyar ABD doları kaybetmektedir [12]. 2008 yılında elektrik üretimimizin yüzde 16,77'si hidroelektrik santrallerden temin edilmiştir. Son yıllarda yaşanan kuraklıklar hidroelektrik santrallerinden beklenen katkının sağlanamamasına neden olmuştur. 2004 yılında hidroelektrik santrallerinden 46 milyar kW saat üretim yapılmıştır. 2004-2008 döneminde 600 11W gücünde yeni hidroelektrik santraller işletmeye alınmış olmasına karşın, 2008 yılında hidroelektrik üretimimiz 33 milyar kW saat düzeyinde kalımştır [7]. Ancak 2009 yılının son yarısı ve 2010 yılının ilk aylarında gelen aşırı yağışlarla üfü: emizdeki barajlar büyük oranda dolmuş, hatta 2010 yılı ocak ve şubat aylarından itibaren feyezan nedeniyle, birçok barajımız, dolusavak kapaklarını açarak fazla gelen sularını boşaltmıştır. Dolayısıyla 201 O yılı ve sonrası hidrolik enerji açısından çok verimli geçeceği düşünülmektedir. Arızalar, bakım-onarım, işletme politikası, kuraklık gibi sebeplerle enerji üretiminde kapasite kullanımı yüzde 73 civarındadır. Termik santrallerde yüzde 68, hidroelektrik santrallerde ise yüzde 94 oranında kapasite kullanımı mevcuttur. Günümüz itibariyle Türkiye'de işletmede 14.554 11W Kurulu güç 92 ENERJi DÜNYASI MAYIS-HAZIRAN2010 bulunmaktadır. 13.750 11W'lık bir kapasite halen inşa halindedir [13]. Hidrolik enerjiye, ülkemizde 2020 yılına kadar ise 16 G\V yatırım yapılması gerekmektedir. Teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilecek tüm hidroelektrik potansiyeli 2023 yılına kadar elektrik enerjisi üretiminde kullanılması hedeflenmektedir [7]. Dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında ilk sıralarda yer alan Norveç, ülkemizin sahip olduğu potansiyeli kullanabilmesi açısından iyi bir örnek teşkil etmektedir. Petrol ve doğalgaz kaynakları ve aynı zamanda bunların ihracatında dünyanın ilk on ülkesi içerisinde olmasına rağmen Norveç, ülke içinde kullandığı enerjinin yüzde 99'unu hidrolik enerjiden karşılamaktadır. Ülkemiz de Norveç gibi doğal kaynaklar bakımından zengin bir bölge olduğundan, bu kapasitesini aynı şekilde kullanması gerekmektedir. Rüzgar Avrupa'da rüzgar enerjisi potansiyeli en iyi ülkelerden biri olan Türkiye, var olan potansiyelini kullanmak açısından yeterli başarıyı sağlayamamıştır. 2020 yılında dünya elektrik talebinin yüzde 12'sinin rüzgar enerjisinden karşılanması için yoğun çalışmalar yapılmasına karşın, ülkemizdeki çalışmalar ise yavaş gitmektedir. Üll-:emizin şu an şebeke bağlantılı kurulu gücü 911 11W'tır. 2020 yılı hedefi olarak 8 GW yatırım beklenmektedir [13]. Rüzgar enerjisi kaynaklı santraller için 1 Kasım 2007 tarihi itibariyle 751 adet (toplam 78.015 MW) başvuru gerçekleşmiştir [8]. Ancak TEİAŞ Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre; 2013 yılına kadar rüzgar enerjisi santrallerine, şebekeye bağlantı zorluğu nedeniyle ayrılabilecek toplam kurulu güç 7250 l'v!W'tır [12]. Bu karmaşıklığın önüne geçebilmek için 5784 sayılı Kanun ile bir rüzgar enerjisi sahası için çoklu başvuru olması halinde iletim şirketi tarafından ihale yapılması benimsenmiştir. Ülkemizin ve Avrupa'nın en büyük rüzgar santrali; büyük bir bölümü işletmeye geçmiş olan Osmaniye - Gökçedağ Rüzgar Santralidir. Özel bir üretim şirketi tarafından inşa edilen santral, yılda 300 bin ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı salımıyla sürdürülebilir kalkınmaya ve çevreye fayda sağlamaktadır. Bu etkisi nedeniyle uluslararası alanda mükemmellik ödülü alan proje, dünyada en çok sera gazı salımı yapan rüzgar enerjisi projesidir. Ülkemizde yönetmeliklerle, Rüzgar Türbinlerinin uyması gereken bazı kriterler hazırlanmıştır. Bunlar; kurulacak rüzgar santralinin 24 Eylül 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan "Elektrik Piyasası Şebeke Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve Şebeke Yönetmeliği Ek- 18'de belirtilen "Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesislerinin Şebeke Bağlantı Kriterlerini" sağlaması zorunluluğudur. Bu ekte yer almayan konular için ise Elektrik Piyasası Şebeke Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri ve diğer yönetmelikler geçerliliğini sürdürmektedir. Ek-18'de yer alan kriterler kurulu gücü 10 :MW ve üzerinde olan rüzgar enerjisine dayalı üretim tesislerini kapsamaktadır [9]. Güneş Enerjisi Bilinen en eski ve en temel enerji kaynağı olan güneş enerjisi; evlerde sıcak su, ısıtma, soğutma, endüstride proses ısısının üretimi, tarımda sulama, kurutma ve pişirme olarak kullanım olanakları sunmaktadır. Pahalı bir sistem olduğundan ülkemizde genelde ısı enerjisi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca; trafik işaret lambaları ve cep telefonları veya telsiz vericilerinin enerji ihtiyaçlarını karşılamada, az da olsa bazı sokak aydınlatmalarında güneş enerjisinden yararlanılmaktadır. Ülkemizde ortalama toplam ışınım şiddeti yıllık 1311 kW saat m2'dir. (günlük toplam 3,6 kW saat m2) Almanya'da ise güneş ışınım şiddeti metrekare başına yıllık ortalama 1100 kW saat olarak kabul edilmek-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=